08

1.5K 150 23
                                    


Yüzüme mahçup bir gülümseme yerleştirip Annmarie'den özür diledim.

"Üzgünüm, yemeğimi kafedeyken yemiştim."

"Ah..öyle mi?"

Üzgün gözüktü ama hemen kendini toparlayıp tekrar gülümsedi.

"Yine de bu saate kadar aç kalmadığına sevindim."

"Davetin için teşekkür ederim. Bir dahaki sefere fırsat bulduğumda beraber bir şeyler yiyelim."

O sırada Annmarie'nin evinden bir şeyin kırılma sesi gibi bir ses yükseldi. Annmarie şaşırarak arkasını döndü.

"İçeride bir şeyler kırılmış olmalı. Gidip kontrol etmelisin."

"Sanırım öyle, iyi akşamlar."

"Görüşürüz."

Kapı tamamen kapandı ve içeriden sızan ışığın da kaybolmasıyla sokak tekrar karanlığa büründü. Yüzümde yorulmuş bir gülümsemeyle çiçek çalılarının olduğu yere doğru yaklaştım. Lakis hiç bir hareket belirtisi göstermeden orada uzanmaya devam ediyordu.

"Ha.."

Farkında olmadan dışarı derin bir nefes verdim.

Onu bırakacağım ki ölsün.

Her şeyden önce bu adam Annmarie'nin düşmanıydı. Ama bir anda labaratuvarı yok etmese benim oradan kaçmamın o kadar da kolay olamayacağı geldi aklıma. Biraz düşündüm, bu adam kral olalı Carnot Sokakları eskisinden daha temiz hale gelmişti. Zor olsa da sonunda kararımı verdim.

Ayrıca bu sabah, Arakne olarak iş aldıktan sonra yapmam gereken iyiliği de daha yapmamıştım. Tabii ki illa yapmam gereken bir şey değildi ama yapmamak garip hissettiriyordu.

Uhmm, sanırım yardım edeceğim.

Seni kurtaracağım, kötü adam.

Onu evin içine taşıdım. Tabii ki yetişkin bir adamı taşımak zor bir şeydi ama benim için öyle değildi. Tüm vücuduna sarılan saydam ipliklerim sayesinde ağırlık bile hissetmeden adamı içeri sokmayı başarmıştım.

Kötü adamı koltuğa yatırdıktan sonra perdeleri kapattım ve ışığı açtım.

Lakis Avalon'un nefes alması bile nasıl bir manzaraya bakıyormuşum hissiyatı verebilirdi bilmiyorum ama yaralı bir şekilde yatarken bile yakışıklı göründüğü kesindi.

Yaralarını tedavi edebilmek için kıyafetlerini çıkardığımda heykelimsi fiziği ile karşılaştım. Göğsünün etrafında derin bir yara ve vücudunun diğer yerlerinde de küçük küçük kesikler vardı. Kadın kahramana saygısızlık etmek istemem ama sadece bir kişinin iyileştirebileceği türden bir yara değildi bu.

Kadın kahramanda benim gibi parçaların gücüne sahipti. Tabii bu labaratuvarda denek olduğu anlamına gelmiyordu.

Parçalar çölde ilk bulunduğunda zaten parça parça haldeydiler. O yüzden sonradan parçalandıklarını düşünmüyorum. Bence doğal olarak böyleydiler.

Asıl sorun insanların nefes yoluyla da soluyabileceği kadar küçük parçalar da vardı ve hava yoluyla bilmeden çoğu insan maddeleri içine çekmişti. Büyük bir kısmı, hiç bir şey anlamadan içlerine çektikleri maddeler yüzünden öldüler ama hayatta kalanlar da oldu.

Yine de insanların vücuduna giren maddeler çok küçük boyutlarda olduğu için yaşamayı başaranların maddelerin gücüne erişmesi imkansız gibi bir şeydi. Ama ana kadın kahraman dahil bazı kişiler farkında olmadan maddelerin gücüne erişebilmişti. O, maddelerden iyileştirme gücü almıştı ve klinikte hastalarını tedavi ederken bilinçsizce gücünden yararlanıyordu. Bu da Lakis'in ona takıntılı olması sebeplerinden biriydi.

You've Got The Wrong House VillainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin