Annmarie'nin söylediği gibi Yuri çalışırken saçını hep toplu tutardı. Ama nasıl bir saç tokası kullandığına dikkat etmezdi, görünüşe göre Annmarie de bunu fark etmişti.Öncesinde ona hediye etmiş olduğu kurdeleden beri Annmarie'nin kendisini izliyormuş gibi hissetmesine şaşmamalıydı. Bu, Annmarie gibi hissettiren bir hediyeydi.
Yuri, Annmarie'ye baktı ve konuştu:
"Bu gerçekten güzel. Teşekkür ederim, Annmarie."
Annmarie'nin yüzü, bunu duyduğu için rahatlamış gibi aydınlandı.
"Um...sizin için takabilir miyim?"
Ama hafiften kızararak sonrasında sorduğu soru bir kez daha beklenmedikti. Dün çiçekleri verdiğinde Hestia'nın yüzünde gördüğü utangaçlığın aynısını görüyordu Annmarie'de. Bunu bir başkası görmüş olsaydı, Annmarie'nin sevgililer gününde hoşlandığı birine hediye veren utangaç bir kız olduğunu düşünürdü.
"Evet. Teşekkür ederim."
Reddetmesi için hiçbir sebep yoktu ve zaten Yuri hediye için minnettardı.
Annmarie de memnun görünüyordu.
Annmarie elindeki kurdeleyle yaklaşırken Yuri de sırtını dönmüştü. Yuri arkasında hareket eden dikkatli dokunuşu hissedebiliyordu. Ve sonunda Annmarie'nin neşeli sesini duydu.
"Bitirdim Bayan Yur..."
"Merhaba, Bayan Yuri! Şimdi sizi görünce düşündüm de öğlenleri ayrı bir göz kamaştırıcı oluyorsunuz!"
Beklemedikleri bir anda tanıdık, şımarık bir ses yanlarına ulaştı. Kafe evine giriş yapmak üzere olan karışık kahve rengi saçlara sahip adam sizin de tahmin ettiğiniz gibi Snow'du.
"Bugün biraz limonata is..."
"Ahh!"
Ve her zamanki gibi kuşlar tarafından bombardımana tutulmuştu. Ama bu defa kuş dışkısı değildi kafasına düşen. Belki de bu, işkence şeklinin değiştiği anlamına geliyordu çünkü bu sefer karga, Snow'un kafasına nereden geldiği belli olmayan bir solucan bırakmıştı.
Gak!
Snow'un kafasına solucanı fırlatan karga sanki bir tören gerçekleştiriyormuş gibi görkemli bir şekilde kafe evinin çatısına kondu.
"Aman tanrım iyi misiniz?"
Annmarie şaşırtıcı olmayan bir şekilde Snow'un durumunu görmezden gelemezken Yuri artık fazla olmaya başladığını düşünerek kaşlarını hafiften çatmış bir ifadeyle kargaya baktı.
Annmarie şaşırmış bir hâlde saçını yoklayan Snow'a doğru ilerledi. Snow, kuşun bu sefer dışkı değil de solucan bıraktığını bilmiyor gibi görünüyordu. Bu zamana kadar karga kafasına boktan başka bir şey atmadığı için anlamaması normaldi tabii.
Yuri bu ikilinin yakınlaşmasını izledi.
"Oh, sen kliniğin gümüş meleği misin?"
Snow'un, utanç verici olduğunu düşündüğü, sözlerini duyan Yuri yüzünü ekşitti.
Annmarie'nin böyle bir lakabı mı vardı?
Aslında gerçekten de ona uyuyordu ama birisinin bunu dışından söylediğini duymak...bu biraz kulaklarını kanatmıştı.
"Um, eğer sorun olmazsa size yardımcı olabilirim."
Annmarie mendilini çıkarıp elini kaldırdı. Görünüşe göre mendili kullanarak Snow'un kafasındaki solucanı almayı planlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You've Got The Wrong House Villain
FantasyGecekonduların arasında yaşamaya çalışan bir çocuk olarak reeenkarne olmam yetmezmiş gibi suçlular kasabasına düşüp laboratuvarlarda kullanılan bir denek haline geldim. Araştırma merkezini yok etmek için gelen adamı gördüğümde yaşadığım dünyanın geç...