49

433 46 40
                                    

"Bu sefer belirgin bir değişiklik olacak gibi görünüyor."

Bastian'ın bakışları bir anda değişti. Kalian'ın yüz ifadelerini bilirdi, hemen sordu:

"Sen, şu Selena'nın şövalyesiyle ya da kâhin mi demeliyim, adı her neyse hâlâ görüşüyor musun?"

Kalian hafiften kaşlarını çattı.

"Kimden bahsettiğini anladım ama dediklerinden hiçbiri onun için uygun lakaplar değil büyükbaba."

"Kimin umrunda? Anladın mı anladın."

Bastian homurdandı.

Kalian cevap vermedi ve bu noktada geri çekilmeyi tercih etti.

"Sana sonra haber veririm. O zaman, lütfen biraz dinlenin."

Seradan ilk ayrılan Kalian oldu ve Bastian'ın kısılmış gözleri bir süre Kalian'ın gittiği yerde takılı kaldı.

Kalian yine mâlikaneden ayrılmadan önce galeriye uğradı. Kapıyı açtığı gibi görüş alanına giren ilk resim 'o portre' olmuştu.

Mücevherlerle süslenmiş muhteşem bir elbisenin içinde hoşça gülümseyen bir kadın.

Crawford ailesindeki herkes tarafından seviliyordu ve hayatta olsaydı Genos Sheldon, şövalyesi olarak ona hizmet edecekti...

Ama şimdi o artık yoktu. O, Bastian'ın en küçük kızıydı ve Kalian için, yaşı kendisinden çok büyük olmayan halasıydı.

Bu portre 10 yıl önce çizilmişti. Çizilmesinin üzerinden çok geçmeden de Selena çıkan bir yangında yaralanmış ve eski görünüşünü kaybetmişti. Bu yüzden Kalian'ın aklındaki Selena bu portredekinden daha farklı bir görünüşe sahipti. Yuri'yi ilk gördüğünde Selena'nın hemen aklına gelmemesinin sebebi de buydu.

Ama portreye tekrar bakınca bir daha anlamıştı ki gerçekten birbirlerine benziyorlardı. Tabii ki durum böyle olsa bile ikisi arasında başka bir bağlantı var mıydı, emin değildi...

Bir süre sonra Kalian portereye bakmayı bıraktı ve galeriden ayrıldı. Yapması gereken işler vardı, yani şimdilik onlara odaklanması gerekiyordu.

O gün akşam, Lakis ve Yuri beraber masaya oturup yemek yediler. Ama bir sebepten, yalnızca Yuri'yi izlemekte olan Lakis'in eli bir anda hareket etmeyi kesti.

Lakis'in bakışları Yuri'nin dalgalı saçlarının omuzlarına döküldüğü yere odaklanmıştı. Kendisini izleyen bir çift gözü fark eden Yuri duraksadı. Ardından eli, Annmarie'nin kafede takmasına kişisel olarak yardım ettiği, kafasındaki beyaz kurdeleye gitti.

"Kullanmayı deniyorum, garip mi gözüküyor?"

Şimdiye kadar çok düşünmemişti taktığı kurdele hakkında ama Lakis bakmayı bir türlü kesmediğinden garip bir şekilde biraz tuhaf hissetmişti.

Yuri'nin sorduğu şeyi duyan Lakis kafasını iki yana salladı. Ardından dudakları aralandı ve alçak tonda bir sesle konuştu:

"Çok yakışmış."

O anda Yuri'nin bakışları belli belirsiz değişti.

Bu kesinlikle hayal gücünün bir oyunu olmalıydı ama...

Garip bir şekilde, Lakis'in kendisini izleyerek konuştuğu bazı anlarda bakışlarının farklı olan bir şeyler içerdiğini hissediyordu.

Şimdi de aynısını hissetmişti.

Yuri kafasını kaldırdı ve Lakis'e baktı. Gözleri buluştuğu gibi Lakis'in gözleri hoş bir gülümsemeyle birlikte güzelce kırıştı. Yuri'nin şüpheleri giderek artıyordu. Daha öncesinde sahip olmadığı bu şüphelerin zihnini tam olarak ne zaman kurcalamaya başladığını bilmiyordu.

You've Got The Wrong House VillainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin