Bildiğim kadarıyla bu oldukça pahalı bir nesneydi, yani öyle herkesin alabileceği bir şey değildi... Ama zaten fiyatın bir Crawford için önemi yoktu.
"O zaman nazik iş birliğinizi bekliyor olacağım."
"Ah evet, ben de."
Bir süre sonra ikisi de oturdukları yerden kalktı ve şüpheli bulduğum neşeli bir tavırla konuştular. Neler döndüğünü öğrenmek istiyordum ama meşgullermiş gibi Annmarie de Kalian da kafe evinden ayrıldı, bu yüzden ne konuştuklarını anlayamadım.
✿
~Doğu ve Batı sınırının yakınlarında yer alan karaborsada,
Belki de Crawford'un bu yeri temizlemesi yüzündendi ama tüm bölgeye ölüm sessizliği hâkimdi. Tabii karaborsanın doğasından kaynaklı olarak faaliyetlerin gündüzdense gece başlaması da sebeplerden biri sayılabilirdi. Yine de herkes bugün dikkatli davranıyordu.
Kafa kafaya çarpışmaların yaşandığı köle pazarı bugün özellikle boştu. Çocuklar dahil hür insanları kaçırırken ve hatta köle ticareti yaparlarken yakalandıkları için Crawfordların baskısından kaçmaları imkansızdı. Yani o günden sonra köle ticaretini durdurduklarını söyleyebilirdiniz. Ama olayın aslı karargâhlarının başka bir yerde olmasıydı.
"S*keyim, elimize geçirmeyi başardığımız mutantı da kaybettik, sizi aptal piçler..!"
Kalian'ın sürpriziyle yakalananlar aslında sadece yardımcı elemanlardı, bu organizasyonun belkemiğini oluşturanlar kurtulmuştu. Aralarında köle ticaretinin yönetiminden doğrudan sorumlu olan Norden yine kötü bir ruh hâlindeydi.
Lakis işini gaspettiği sırada ortalıkta değildi, yani beyni yıkanmamıştı. Bu durum, kendisiyle beraber karargâhta olan diğer yandaşları için de geçerliydi. Ama köle pazarında olan tüm adamları Kalian tarafından tutuklandığı için orada meydana gelen tuhaf şeylerden haberleri yoktu.
"Yeni mutanttan ne haber? Nerede şu an? Geçen sefer bulduğunu söylememiş miydin?"
"Uhh, nasıl olduysa araştırma gruplarındaki adamlarımızın hepsi öldürülmüş..."
"Şu beceriksiz gerizekalılar!"
Norden sandalyesinin kolunu kopardı ve bir süre yoldaşını dövdü. Ardından öfkeden nefes nefese kalmış bir hâlde herkesi odadan çıkardı ve koltuğa gömülürken zihnini zorlamaya başladı.
Durum hiç iyi değildi.
Bu iş direkt olarak Carnot'tan verilen bir emirdi. Ama yeni mutant bulmak şöyle dursun, yakaladıklarını bile ellerinden kaçırmışlardı.
"S*keyim, böyle bir durumda ben de öldürülmez miyim?"
"Bak nasıl da biliyorsun?"
"..!"
Ciddi bir şekilde kendi kendine mırıldandığı sırada karşısından gelen bir adam sesi duydu. Norden şok içinde kalakaldı. Beyaz maskeli bir adamın karşısında oturduğunu görünce dehşete kapıldı.
'N-ne zamandan beri!'
O kadar şaşırmıştı ki kalbi göğüs kafesinden fırlamak üzereydi. Kapı açılma sesini bırakın, Norden etrafta birinin olduğunu bile hissetmemişti. Burnunun dibine gelene kadar nasıl odasında başka birisinin olduğunu anlayamazdı?
Bu adam, kendisinin odaya girmesinden önce bile mi burada saklanıyordu?
Bunun doğru olması hiçbir şeyi yoluna sokmuyordu. Kendisi fark edene kadar davetsiz misafirin rahatlıkla karşısına oturup ayaklarını utanmazca masasının üzerine diktiği gerçeğini de değiştirmiyordu. Bu adamın aşağıda duran eli masasında duran şarap kadehini bile tutuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You've Got The Wrong House Villain
FantasyGecekonduların arasında yaşamaya çalışan bir çocuk olarak reeenkarne olmam yetmezmiş gibi suçlular kasabasına düşüp laboratuvarlarda kullanılan bir denek haline geldim. Araştırma merkezini yok etmek için gelen adamı gördüğümde yaşadığım dünyanın geç...