39

624 63 0
                                    


Romanın türü romantik gerilim olduğu için Hestia'nın da dört bir yanı her türlü tehlikeyle çevriliydi. O da Annmarie kadar kaçırılma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştı, kötü adam tarafından az kalsın öldürülüyordu...

Yani bir çocuğun bu tarz olaylar yüzünden travma yaşamaması mümkün müydü?

Hayır, normal bir çocuk %100 travma geçirirdi. Bu, yakın zamanda gerçekleşebilecek olan kaçırılma bölümü için de geçerliydi.

Bundan dolayı ben bu tarz bölümleri ortadan kaldırmanın daha iyi olacağı kanısına vardım. Festivalde Hestia'nın üzerine yerleştirdiğim ipi de bu sebeple çıkarmadım ve aslında zaman zaman konumunu kontrol etmeye başladım. Bu, velisinin izni olmadan yasadışı bir şekilde konumunu tespit ettiğim anlamına gelse bile.

Tabii ki eğer Hestia'nın kaçırılmasına engel olursam kadın ve erkek başrollerin kaderlerinde yazılı o ilk karşılaşma gerçekleşmeyebilirdi.

Ama Annmarie için kız kardeşinin güvenliğinden daha önemli hiçbir şey olmadığını biliyordum.

Yani Lakis'i Annmarie'den ayırdığım gibi, Hestia tehlikede olduğu zamanlar orijinal hikayeye karışmayı planlıyordum. Dürüst olacağım, nedense bunun daha çok sorun yaratacağını hissediyordum.

Ama bu iki kız kardeşle başlarda istemeden artık isteyerek komşu olarak yaşadığım müddetçe onları yalnızca kağıtta yazan bazı harfler olarak göremedim. Ayrıca, eğer başroller gerçekten birlikte olmak için yaratılmışlarsa ben araya girsem bile zaten bir şekilde bir araya gelmezler miydi?

Dahası Kalian romanın başrol erkeği olduğundan benim gibi ekstralar olaya girse bile Annmarie ile karşılaşmanın bir yolunu bulur diye düşündüm.

Ve favori karakterime gelince...

Doğrusu Annmarie'yle karşılaşmaması onun için uzun bir ömrün kapılarının açılması demek.

Bir anda bir şey hatırladım ve elimdeki cam bardağı durulamayı anlık bıraktım. Son zamanlarda, belki her gün evde Lakis'i gördüğümden, garip bir şekilde favori karakterimi öncesinden daha fazla düşünmeye başlamıştım.

Aslında Arakne olarak araştırma yapsam şu anda favori karakterimin nerede olduğunu ve ne yaptığını bulabilirdim ama bunu yapmadım.

Pekâlâ...

Sanırım eskiden hayranı olan bir okuyucu olarak favorimin sırrının, o ortaya çıkarmak istemediği için, gizli kalmasını istediğimi söyleyebilirdiniz. Tabii ki ben kitabı okuyalı çok olmuştu, artı olarak duygularım donuklaşmıştı bu yüzden ona karşı eskiden duyduğum o merak ve ilgiyi duymuyordum.

Ama yine de, vaktinde onu çok sevmiş olduğumdan bir raddeye kadar ona olan bağlılığımı tutabileceğimi düşündüm. Ama nedense, favori karakterimin Snow olduğu hakkında bir önsezim vardı, bu da bana büyük bir gerçeklik hasarı vermişti.

Pekâlâ, doğal olarak. O ikisi birbirinden oldukça uzak olmalıydı.

Gak!

Ben kendimi huzursuz hissederken dükkanın dışından bir karga sesi geldi. Karga tam olarak dört defa gakladı.

Dakikalar sonra bardağı durulamayı bitirmiş ve etrafı toparlamıştım. Ardından dükkandaki çöp kovasını alıp arka kapıdan dışarı çıktım. Çöp torbasını kovadan çıkarıp dışarıdaki çöp kutusunun içine atıp tüyü aldım. Tüyün üzerinde ortalama bir insanın çıplak gözle göremeyeceği zayıf ve ince harfler vardı.

[3 gün, her zamanki gibi.]

Bu Odin'den üç gün içerisinde her zamanki saatte ve mekanda buluşmamızı söyleyen bir mesajdı. Büyük ihtimalle geçenlerde ondan istekte bulunduğum şey ile ilgiliydi. Onunla hemen buluşmamı istemediğine göre istek hâlâ tam olarak tamamlanmamıştı.

You've Got The Wrong House VillainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin