"Uh...anlıyorum."
"Beni o insana uçmaktan alıkoyma!"
Yuri'ye söylemek istediği her şeyi söyleyen Odin artık seninle yapacak hiçbir işim kalmadı der gibi bir kargaya dönüşüp uzaklara doğru uçtu. Yuri onun ardından anlaşılması zor ve tuhaf bir ifadeyle baktı. Ardından bir anda bir şeyi hatırladı.
Bekle, benim isteğim ne olacak?
Odin Yuri'nin verdiği isteği tamamlamadan gitmişti. Neyin onun aklını başından böyle aldığını bilmiyordu ama fena tutulmuşa benziyordu.
Pekâlâ, o kadar da gerekli değildi.
Yuri kaşlarını çattı ve bir süre Odin'i çağırmamaya karar verdi. Kendisini takip edip Leo'nun ellerinde can veren adam büyük ihtimal mutantları arayanlardandı. Carnot'taki durumu öğrenmesi de öyle çok önemli değildi.
Lakis'in etrafta dolaştığına ve açıkça bir şeylerin peşinde olduğuna kendi gözleriyle şahit olmuştu. Yani intikam olsun başka bir şey olsun Lakis'in tek başına başa çıkabileceğini düşündü.
Galiba bugün günümü boşa harcamış oldum.
Yuri, gökyüzüne Odin'in gözden uzaklaştığı yere baktı ve manastıra gitmek için döndü. Çok geç olmadan eve dönmeliydi.
✿
Yuri'nin anlatımından
Bir sonraki gün kafe evini beklenmedik bir müşteri ziyaret etti.
"Çocuk, beni hatırladın mı?"
Beni gördükten sonra 'Selena' diye bağırarak bayılan yaşlı adamdı, bu.
"Evet, hatırlıyorum. Merhaba."
Şimdilik yaşlı adamı selamladım ve sordum:
"Şimdi iyi misiniz?"
"Tabii ki! Harikayım. Geçen sefer seni şaşırttım, değil mi? Özür dilerim çocuk."
Onu ilk gördüğümde bende korkutucu bir izlenim bırakmıştı ama onunla böyle doğrudan konuştuktan sonra kibar ve arkadaş canlısı bir büyükbaba olduğunu hissettim. Beklendiği gibi birisini verdiği ilk izlenime göre yargılamamak gerekiyordu.
"Bir bardak çayınız var mı? Bana her şey uyar, yani bana istediğin çaydan verebilirsin çocuk."
Demişken bana sesleniş şekli biraz... Yani tekrar bir düşününce bu büyükbabanın gözünde ben genç bir çocuktum.
"Evet lütfen bir dakika bekleyin. Sizin için hemen bir şey getireceğim."
Onu kafedeki en rahat yere yönlendirdikten sonra dükkanın iç kısmına girdim.
"Onu tanıyor musunuz Bayan Yuri?" Bay Gilbert titreyen gözleriyle yanıma yaklaşırken sordu. Büyükbaba da bir soyluya benzediğinden Bay Gilbert gergin hissediyor olmalıydı.
"Yakın zamanda dükkanın önünde tanışmıştık."
Başka birisinin hassas ailevi meselelerini, ben de kızını görmesi gibi, paylaşmak doğru gelmediğinden açıklamamı bu kadarla sınırlı tuttum. Bunu duymak da Gilbert'e yetmişti zaten, onu tanıdığımı öğrenmesi anında rahatlamasını sağladı.
Yaşlı adama çay götüreceğimi söylemiştim ama bunun üzerine düşünmem gerekiyordu. Bu ne tür bir çay olmalıydı?
Oh, doğru ya. Bizde zencefil çayı var, onu götüreyim.
Bir süre sonra elimde tepsiyle mutfaktan ayrıldım.
"Bu zencefil çayı, daha tatlı olmasını isterseniz buradaki baldan ekleyebilirsiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You've Got The Wrong House Villain
FantasíaGecekonduların arasında yaşamaya çalışan bir çocuk olarak reeenkarne olmam yetmezmiş gibi suçlular kasabasına düşüp laboratuvarlarda kullanılan bir denek haline geldim. Araştırma merkezini yok etmek için gelen adamı gördüğümde yaşadığım dünyanın geç...