Bölüm-21 "Geri Gelen Hisler"

283 29 117
                                    

Selam kelebeklerim. Yine ve yine biz:))) Lütfen ama lütfen oy vererek ve güzel parmaklarınızla yorumlarınızı bizden esirgemeden bölümü okur musunuz? Bu benim için gerçekten çok önemli:))) Keyifli okumalar diliyorummmm


"Kalbin ritmini bozan hisler yüzünüzü gülümsetiyorsa doğru kişinin yanındasınızdır." 

Hep bu anı düşünürdüm. Belki bir gün karşılaşırsak, beni dinlemek isterse ne anlatırım gözlerine bakarak diye ve ne kadar düşündüysem de cevap bulamamıştım o zamanlar düşünceme. Şimdi ise karşımda oturmuş nefesimi kesen adama bakıyordum ve ne diyeceğimi yine bilemiyordum. Ben zihnimde cevapsız sorularda boğuşurken o altında siyah eşofman, üstünde ise siyah bedenini saran bir tişörtle pencere pervazının önünde oturmuş kumral saçları nemli bir şekilde dağınık haldeyken bana bakıyordu. İçimden o saçları karıştırmak gelse de bunu yapamayacak kadar çekingendim şu an. Ona karşı uzaktım, uzak olmalıydım çünkü ne kadar yakın olursam o kadar derine giderdi. Gece gitmemiş gibi... 

Benim bakışlarımdaki sıcak duygulara zıt içimdeki soğuk rüzgarla ona bakışımdan sıkılmıştı ki oturduğu koltukta huysuzca kıpırdandı. Okyanus gözlerinde merak ve sinir gözle görülür hale geldiğinde dudaklarını aralayarak diliyle hafifçe ıslattı ve bakışlarını bana dikti. "Seni dinliyorum. Anlatmaya başla." beklediğim anın kapımı çalmasıyla yutkunmadan edemedim. Yatakta oturur halde bir suçlu edasıyla ona bakarken üstümde onun dolabından aldığım ona ait gri bir tişört vardı. Kıyafetini bilerek seçmiş, hiç düşünmeden üstüme geçirmiştim. Onun eşyalarını kullanmayı özlemiştim. Ellerimle çarşafla oynamaya başlarken düşünceler girdap olup sözcük kıvamında dudaklarımdan döküldü. "Ama böyle sanki sorgudaymışım gibi oldu. Şey sen sor ben cevaplayayım." kaçmak için sığındığım gülüşümle ona baktığımda tek kaşını kaldırarak sorgulayıcı şekilde bana baktı. Yüzünde aynı benim yüzümdeki gibi yapmacık bir gülümseme peydah oldu. 

"Tamam o zaman, söyle bakalım neden Ithaca'ya gittin?" dedi. Dediğiyle ona şaşkınca baktım. Orada olduğumu biliyor muydu? Nasıl bilebilirdi ki? Bedenimi yataktan biraz daha doğrulatarak "Sen orada olduğumu biliyor muydun?" diye sordum. Okyanusları sorumla dalgalanırken hisleri okuyamayacağım kadar sisliydi. Başını hafifçe yana yatırdı ve ayağını kaldırıp diğer bacağının üstüne koyarak sırtını koltuğa yasladı. "Ben soracağım sen cevaplayacaksın. Niye oraya gittin?" net sesiyle gözlerimi gözlerinden yavaşça çektim ve yatağa sabitledim. Gerilen bedenim yanmaya başlamıştı. 

"Görev için gittim. Babam özel bir görev verdi." kısık sesimden çıkan cümlelere cevap vermediği için kafamı kaldırıp ona baktım. Sessizdi. Bana bakmıyordu. Yanındaki küçük sehpanın üzerindeki sigara paketinin içinden bir dal çıkardı yavaşça ve dalı dudaklarının arasında koydu. Bana bakarak sigarayı sehpanın üzerindeki çakmak yardımıyla yaktı. Sigaranın ucu kırmızı ile turuncu karışımı bir renge büründüğünde için derin bir nefes çekti. Gözleri gözlerimdeydi. Ben nasıl onun her hareketini izliyorsam o da her bir tepkimi takip ediyordu. Yalan söyleyip söylemediğimi cümlelerimden ziyade hareketlerimle denetliyordu. 

Gözleri kilitli bir kutuyken beni şeffaf bir aynaymışım gibi izlemesi sinirimi bozuyordu. İçimden bir ses bu konuşmayı kısa kesmezsem başlamadan biteceğimizi fısıldarken haksızlığın sırtıma yüklediği küfe yüzünden sinirim sadece bana zarar veriyordu. 

"Yaralar nasıl oldu? Kim yaptı?" deminki sorusunu sorarken kullandığı ses tonundan daha sertini nasıl kullanabildiğine şaşırırken bir yandan içimden işte şimdi sıçtın demeden edemedim. Ne diyebilirdim ki bu soruya? Karan'ı söyleyemezdim, Yağız onu gördüğü gibi öldürürdü. Bunu göze alamazdım. 

Gözlerine sinirli bir şekilde bakarak omuzlarımı gayri ihtiyari dikleştirdim. "Bende bilmiyorum. O yüzden buraya geldim. Aras'la bunu araştırıyoruz." dedim bir çırpıda. Yağız, şüpheyle bana baktı. Gözlerini hafifçe kıstı ve sigarasından bir nefes çekip bana bakarken üfledi. Bakışları derindi. Siktir. Dediklerime inanmamıştı kesin. Parmaklarının arasındaki sigaradan bir nefes daha çekti ve onu sehpanın üzerindeki küllükte söndürüp dumanı üfleyerek ayağa kalktı ve bana doğru yürümeye başladı. Ciddi bir şekilde ona bakarken onun yüzü ifadesizdi. Yatağın yanına geldi ve kalçamın yanına oturarak bana baktı. Sağ eliyle yanağımda olan saç tutamımı omzumun arkasına iterken keskin bir sesle konuştu. 

OD- Kelebeğin Dönüşü (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin