Özel Bölüm-1 "Sen Bensin"

116 18 15
                                    

Birinci yılımız ve biz:)))) Umarım yüzünüzü güldürecek bir bölüm olur. Lütfen yorum yapmayı ve oy vermeyi ihmal etmeyin sizden gelecek bildirimin benim için çok değerli olduğunu bilin. Keyifli okumalar dilerim kelebeklerimmmm:)))


"Hayat gibisin; nerede, ne zaman ne yapacağı belli olmayan.

Yaşam gibisin; hem tatlı hem ekşi.

Ateş gibisin; olmasan üşürüm, olsan yanarım."


"Aşk senin gözlerinde can bulur, hayat senin dudaklarının kıvrıldığı iki nokta arasında başlar ve biter."


Belirli bir zaman aralığında yaşayacağınızı bildiğiniz günlerinizi kiminle, kimlerle geçirdiğiniz çok önemliydi. Hayatınızdaki insanların sizi siz yaptığı bu düzende sizi düşüren insanları hayatınızdan çıkartmalı, varlıklarıyla sizi bir birey konumunda nadide bir çiçekmişsiniz gibi seven insanların da değerini bilmeliydiniz. Her insanın çift yaratıldığı bu evrende ruh eşinizin kim olduğu da çok önemliydi.

Ruhunuzun yarımıyla yapabildikleriniz onunla uyumunuzu belli ederdi. Mesela sizinle saçmaladığı kadar olgun olup yaralarınızı sarıyor mu? Bu kilit bir soruydu.

Kendi ruh eşimden örnek vermem gerekirse... kendi başınıza da yaşayabilirsiniz ama her şeyinizle sizi kabul edip yanınızda yürüyen biri varsa hayatı bir başka yaşıyordunuz çünkü her bir duyguyu çiftte yaşıyordunuz. Mutluluk mu bir değil iki kat, heyecan mı bir değil iki kat, hüzün mü bir değil iki kat...

Ben her şeyi kat be kat yaşarken ruh eşim her an yanımdaydı. Benim onu bıraktığım anlarda bile...

"Aşkım daha küçük kapat. Tamam bende büyük seviyorum ama o kadar da değil. Börek olmayacak bunlar." gözlerim biçimli parmaklarının hareketlerini izlerken uyarı amacıyla konuşmam aslancığın homurdanmasıyla gözlerini buldu. Okyanusları sabır dilenircesine bana bakarken yüzünde sakin olma çabasının doğurduğu saçma bir ifade vardı. Üstündeki un izlerinden bahsetmiyordum bile, siyah tişörtünün yer yer beyazlıklarla kaplandığı, kumral saçlarının alnına düşüp karışık ama iç yakan bir tatlılıkla durması yine de ona mantıları büyük kapattığı için kızmama engel olamamıştı.

"Güzel sevgilim benim. Sabrımın son durağındayım, bak senin için özenle kapattıklarım orada. Bunları o ibneler için yapıyorum, ulan ben niye o şerefsizlere mantı kapatıyorum?" okyanus gözleri hırçınca bana bakarken omuz silkerek dudaklarımı büktüm.

"Çünkü ben istiyorum. Yeterli bir sebep değil mi?"

Bakışları dudaklarıma kaydığında sertçe yutkundu. "Çok yeterli bir sebep. Ben devam edeyim." dedi ve elindeki hamuru kapatıp diğer yığının içine attı. Üç günlük tatilimizin son gününde canımın mantı çekmesinden dolayı onu bu işe sürüklemiştim ve kalbimin düşmanı istemeye de olsa benim için Seda'yı aramış ve tarifi eksik kelime olmadan not etmişti. Hazır mantı için beni kandırmaya da çalışmıştı tabii ama bu fırsatı bir daha bulamam düşüncesiyle el yapımı istiyorum diye sızlanmıştım.

"Şu halini Yer Altındaki Liderler görse acaba ne düşünürler?" dalga geçercesine konuştuğumda başını yavaşça bana doğru çevirdi. Yanında oturuyordum ve aramızda çok bir mesafe yoktu, kare masada Yağız Ertuğ'dan uzakta durabileceğim mesafe kadar uzaktım. Sadece bir omuz mesafesi...

"Önce ne kadar da iyi bir partner olduğumu düşünürler sonrada dalga geçerlerse nasıl öleceklerini. Ayrıca o güzel ağzından şu anla ilgili tek bir laf başka insanlara ulaşırsa aramızdaki ilişkiyi gözden geçiririz." masanın üstündeki fazlalık undan parmağına alıp burnumun ucuna değdirdiğinde kaşlarımı çatarak başımı geriye devirdim.

OD- Kelebeğin Dönüşü (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin