Vegas kapalı olan ofisin kapısını açıp içeri girdi. Geniş ve ferah ofisin içerisindeki masada oturan babasının karşısındaki koltuğa oturarak bacak bacak üzerine attı ve son kararını açıklamak için hazırdı. Karşısındaki adam ise gözlerini kısmış bir şekilde oğlundan duyacağı cevabı bekliyordu. Derin bir nefes alarak gülümsedi.
"Tamam baba. Artık rahatlayabilirsin buradayım. Şirketle ilgileneceğim."
Orta yaşlı adam suratındaki rahatlamış ifade ile geriye yaslandı ve elindeki kalemi masaya bırakarak oğluna karşılık verdi.
"Sonunda Vegas. Umursamaz hallerin beni yormuştu. Sonunda işlerin başına geçmek gibi doğru bir karar vermen beni çok rahatlattı."
Orta yaşlı adam uzun zamandır oğlunun işlerin başına geçmesini istiyordu. Vegas ise onu dinlemeyerek hala erken olduğunu düşünüyor ve kendi eğlence dünyasında takılmaya devam ediyordu ama babasının son söyledikleri kendisini biraz tetiklemiş olacak ki bir gecede aldığı kararla işleri devralmayı kabul etti.
'En büyük rakibimin oğlu iş başına çoktan geçti oğlum. Onun oğluna güvenci tam. Artık sende işleri ciddiye al ve bende sana tam güveneyim. Her şeyi yapabilirsin.'
Bu cümleyi uzun zamandır kullanıyor olsa da umursamamıştı ama en son söylediğinde babasının gözlerinde gördüğü farklı hissiyat onu etkilemişti. Koca bir şirketi devralmak için daha yaşı erkendi evet ama öğrenmek için tam zamanıydı. Şuan öğrenmeli ve rakiplerine karşı korku veren bir patron olmalıydı. Babasının güvenini yıkmak istemezken bir yandan da küçük yaşta ona verdiği sözü tutmalıydı.
'Herkes için zor bir rakip olacağım baba, bana güven. Sana söz veriyorum.'
Hatırladığı cümleler onun gülümsemesine sebep olurken babası yerinden kalkarak oğlunun karşısındaki tek kişilik koltuğa oturdu ve arkasına yaslanarak gülümsedi.
"Neye gülüyorsun tam olarak?"
"Sana verdiğim söz aklıma geldi. Endişelenme baba. Rakiplerim için korku sebebi olacağım. Sen büyüttün geliştirdin bu şirketi, ben senin iki katın kadar büyütüp geliştireceğim. Şüphen olmasın."
Vegas karşındaki adamın yüzündeki gülümsemenin büyüdüğünü görünce rahatladı. Babası gerçekten kendisinden şüphe etmiyordu. Bu güveni harcayamazdı bu yüzden şuan tek yapması gereken yakında olacak ihaleye hazırlanmak ve bu güne kadar yapılan tüm ihale geçmişlerine bakarak fiyat bildirimlerine bakmalıydı. Okulu bitirmişti. Bir kaç yıldır yaptığı serserilik sürecide güzeldi. Buna devam da edebilirdi. Sadece bir yandan işini devam ettirmeli ve zaten büyük olan şirketlerini daha da büyüterek rakipsiz bir hale getirmeliydi.
"Anlaştığımıza göre bir kahve ısmarlamak yok mu büyük patron? Sonrada odamı ayarlayarak son dosyaları inceleyeyim ve son ihaleye hazırlanayım. Bir asistan isterim bu arada."
Vegas'ın söyledikleri babasını güldürse de bozuntuya vermeden ona ayak uydurarak cebinden telefonunu çıkarttı.
"Şirket artık sizin patron sizsiniz. İstediğiniz kahve ve asistan olsun. Her şey ve herkes emrinizde."
Yaptıkları espriye kendi aralarında gülerken kahvelerini istemiş ve tatlı bir sohbetin kapısını aralamışlardı. Vegas babasının tek umuduydu. Kendiside ölen babasının tek umudu olmuştu zaten. Devraldığı tüm mülkiyeti tek başına büyütmüş ve çok yüksek standartlara taşıyarak marka haline getirmişti. Sıra oğlundaydı. Kendisi hem kendi ülkelerinde hem de çevre ülkelerde tanınacak konuma getirmişse oğluda tüm kıtada hatta dünya çapında yapmalıydı. Oğlunun bunu yapabileceğini biliyor olsa da ona verebileceği en büyük desteği verecekti. En iyi asistanı ve çalışma arkadaşlarını sıraya dizecekti. Özellikle oğlunun en büyük rakibi olacak olan Phongsakorn Saengtham (Pongsakorn) ve ailesinin artık hiç şansı olmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAKİP (VegasPete)
General FictionRakip şirketlerin oğulları olan VegasPete büyük çekişmelerinin içinde karşı koyamadıkları tensel çekimle birbirlerine teslim olurlarsa ne olur? (TAMAMLANDI)