35

2.8K 148 15
                                    

  Telefonumun zil sesi beni rüyalarımdan çekip ayırırken yoğun bir şekilde uyku isteyen gözlerim onları açmama izin vermiyordu. Pamir'den sonra düşüncelerimle oturduğum koltukta uyuyakalmıştım. Ne kadardır uyuyordum bilmiyorum ama gözüme ışık süzmesi gelmediğinden havanın karanlık olduğunu tahmin edebiliyordum.

  Telefonum sadece bir kez çalıp susmuştu. Acil bir şey olsaydı ikinciye de aranırdım diye düşünüp 5 dakika kadar daha kestirmiş daha sonra ayaklanıp telefonumu masadan almıştım. Uyuyakalmadan önce ne olur ne olmaz diye düşünüp telefonumu açıp yüzeysel uygulama kontrollerimi yapmıştım bu yüzden şuan açıktı ama sesini kısmayı unutmuşum.

  Ekrana baktığımda aramanın Deniz'den geldiğini gördüm. Saat ise gece 9du. Arama tuşuna bastım. 3'üncü çalışta açmıştı.

  "Müsait misin?"

  "Müsaitim?"

  "Bize gelmek ister misin diye soracaktım."

  "Ben mi?"

  "Kulak misafiri oldun ama telefonuna sormuştum."

  "Telefonum?" Telefonumdan gelen Deniz'in gülme sesiyle gerçekliği fark etmiştim. Rezil olmuştum ama ciddi anlamda da şaşırmıştım.

  "Ona göre kola alacağım? Seviyorsun diye biliyorum?" Favori içeceğim kolaydı ama nerden bilebilirdi ki veya sadece tahmin etmişti.

  "Al al geliyorum!" Deyip istemeden biraz acaleci davranmış olup telefonu yüzüne kapatmıştım. Hızlıca odama ilerlemeye başladım. Ne giyecektim ki şimdi?

  Gardıropumu açmış iki dakika süren kıyafet süzmemden sonra siyah oversize tişört ve siyah pamuklu bol eşofmanımı giymeye karar verdim. Üstüme hırka alırım diye düşünüyordum. Zaten kısa olan bir yol için mont taşımaya gerek yoktu bence.

  Ev anahtarımı ve telefonumu da cebime attığımda hazırdım. Dış kapıyı açtığımda yüzüme vuran soğuk rüzgar mont almadığım için beni biraz şüphelendirsede boşverip kapıyı kilitledim. Sokağa çıktığımda bu sefer etrafımı kolaçan ede ede yürüyordum. Artı bir aksilik daha kaldıramazdım.

  Yollara dikkat ede ede yürüdüğümden fark ettiğim küçük detay beni mutlu etmişti. Mahalle çocuklarının futbol oynarken kale için kullandıkları büyük taşlar hâla yol ortasındaydı. Bu sokaktan pek araba geçmezdi bu yüzden çocuklar rahat rahat bu sokağı oyun için kullanıyorlardı. Yine de taşları gece yol ortasında bırakmak tehlikeli olabilirdi bu yüzden ikisini de kenarıya kaldırımın yanında ki çimlere bıraktım. Çocukluğum gelmişti aklıma. Ben de bu sokakta ne oyunlar oynamıştım. Biraz daha Denizler'in evine yaklaştığımda bedenime kal getirecek bir detay daha fark etmişim.

  İkisinin kavgalı olduğu gün Emirhan'ın peşine takılmış boş boş konuşurken ve tabii ki bana cevap bile vermeyeşiyle ilerlediğimiz yolda bahsetmiştim kolanın favori içeceğim olduğundan. Dinlediğini bile düşünmüyordum ama Deniz'e bile anlatmıştı. Yüz mimiklerim benden izinsiz gülümserken içim kıpır kıpır olmuştu.

  Mutlu mutlu ilerlediğim yol dakikalar sürmüş ve bitmişti. Heyecanla zile bastım. Birkaç saniye sonra Emirhan açmıştı kapıyı. Benim mutluluğuma nazaran o şaşkındı.

  "Hoşgeldin?"

  "Hoşbuldum." Sanırım davet edildiğimden Emirhan'ın haberi yoktu.

  "Gel, soğuk dışarısı." onunda üstünde benim gibi siyah oversize tişört vardı.

  "Beklemiyordun sanırım?"

  "Beklemiyordum açıkçası." Beni içeriye alıp kapıyı kapattıktan sonra koltuklara ilerleyip oturmuştu. Onda gördüğüm tavırlar karşısında favorimdi açık sözlülüğü ve rahat davranışları. Bu yüzden biraz daha keyiflenmiştim.

Zamanla | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin