Pamir'den,
İkisine karşı aldığımız önlemleri tamamladıģımızda Ege ile birlikte koltuklara kurulmuş dinlenmek için vakit ayırmıştık kendimize ama her an uyanabilirler heyecanı vardı içimde bu yüzden uyuyamıyordum. Dönüp durduğum koltuktan yaklaşık üç veya dört saat sonra onları kontrol etmeye kalktığımda Ege hafif gözlerini aralamıştı.
"Uyumaya devam et. Kontrol edip döneceğim" Gözlerini geri kapatmış devam etmişti uykusuna.
İlk adresim Emirhan olmuştu. Yavaşça kapıyı açtıģımda dizlerine başını yaslamış olan Emirhan bakışlarını bana çıkartmıştı. El ve ayak bileklerindeki iplerden kurtulmuştu. Daha azını da beklemiyordum zaten.
"Uyanmışsın?"
"Denizler nerede?"
"Bilmem""Senin evin mi burası?"
"Evet"
Yavaşça kapıyı kapatmış yatağın kenarına oturmuştum. Ellerini çözebilmiş olsada bu ona yaklaşmamam için bir sebep değildi. En küçük bir fiziksel müdahalede karşı koymasının zor olacağının kendide bilinciydedi bu yüzden bu kadar sakin olmalıydı.
Eski Emirhan olsaydı onu evden çıkması için serbest bırakacağım zamana kadar belkide hiç kapısını açmazdım ama şu durumda benim için pekte zorlu biri değildi.
Fear'ın biraz önünde Ekin'le konuşmak için beklediğim bir günde Emirhan ile karşılaşmıştık ve hem Noyan açısından hem de Ekin açısından konuşmak istemiştim onunla. Bu yüzden kolundan tutup bana bakmasını sağlamıştım ama hiç hoşnut olmamıştı bu durumdan. Büyük ihtimalle o zamanlar beni zaten tanıyordu ve tahminimce Ekin aramızdakileri ona da anlatmıştı. Dışarıda birkaç kez beraber görmüştüm onları ve sık buluşmalarına da bakılırsa gerçekten yakınlardı. Bu yüzden iğneleyeci bakışlarının nedeninin cevabını biliyordum.
"Konuşabilir miyiz biraz?" Kolunu ellerim arasından çekmiş "Hayır" deyip yoluna devam edeceği sırada kolundan yine yakalamış bana bakmasını sağlamıştım. Bu sefer sinirlenmişe benziyordu.
"Noyan sadece seninle mi yakın yoksa Deniz'de dahil mi?" Ekin ile olan maçımdan sonra üçünün beraber salondan çıktıklarını ve yine beraber eve kadar yürüdüklerini görmüştüm. Noyan'ın canını bu konuyla sıkabilirdim.
Ellerimden tekrar kolunu kurtarıp salona doğru döndüğü sırada salondan çıkan Önay ile istemsiz geri adım attığında anlamıştım bazı şeylerin düzelmediğini.
Önay onu bu hâle getiren Fear dövüşcüsüydü. Maçından sonra tutuklanmamıştı ama Fear'dan atılmıştı. Yaptığımız dövüşler yasa dışı olduğundan dava açmaya girişmemişlerdi. Üç ay sonra uyandığında polislere fail kişiyi görmediğini söyleyerek dosyayı kendisi kapatmıştı.
Arkasını dönüp hızlıca uzaklaştığında ise takip etmiştim. Fazla uzaklaşmadan bir ara mahallenin duvarına yaslanıp sakinleşmeye çalıştığında Önay'ın ve dövüşlerin hâla onda travma olarak kalması kadar normal bir şey yoktu. İyileşme sürecini Ekin sayesinde hep uzaktan izlemiştim ve bir ara intihar edeceğini bile düşünüyordum. Normal hayatında şuan onu böyle sağlıklı görmek ister istemez beni de gururlandırıyordu. O kadar zorlu bir sürecin arkasından böyle sağlam durabilmesi büyük bir şeydi.
"Niye buradayım peki?" Daldığım düşüncelerden gerçekliğe davet etmişti beni.
"Ben istedim çünkü"
"Telefonumu dâhi aldığına göre bir şey istiyor olmalısın?"
"Biraz misafirim olmanı istiyorum"