14

5.4K 250 8
                                    

  Öylece kalakalmış beş dakika kadardır Ekin'in koşarak girdiği odanın kapısına bakmaktan başka birşey yapamamıştım.

  Yaptığım şeyi Ekin'in umursayacağını düşünmemiştim. Onu böyle tanımamıştım ki!
 
  Kendimi berbat hissediyordum. Bugün mü özür dilemeliyim yoksa biraz zaman geçtikten sonra mı? Ondan bile emin değildim.

  Kendimce düşüncelerimle boğuşurken kolidora çıkan kapı hızla açılmış aynı anda Polat girmişti içeriye. Kapıyı çalma girişiminde bulunmamıştı.

  Gözgöze geldiğimiz kısa süre içinde beni süzmüş bakışları birkaç düğmesi açık kalmış gömleğime sabitlenmişti. Ekin'in haraketlerinden dolayı düğmeleri koparak açılmışlardı.

  "Ne işin var burada?"

  "Konuşulacak konular vardı. Konuştum ve gidiyorum." Deyip ayağa kalkmamla Polat üstüme doğru gelmeye başladı.

  "Konu ne tam olarak?" Cümlesi bitiminde düğmeleri kopmuş gömleğimi parmak uçlarıyla tutup incelemeye başlamıştı.

  "Maçlarla ilgili." Hafif geri çekilip ellerinin boşlukta kalmasını sağladım. Oda geri çekilip yeni kalktığım yatağa oturdu.

  "Ekin nerede?" Kesinlikle yanlış anlamıştı ama Pamir durumundan bahsedemezdim.

  "Lavabo da." Yatağa geri oturdum. Polat odaya girerken sinirli gözüküyordu ve yaptığım şeyin üstüne bide Polat'ın söylemlerini dinlemesini gönlüm el vermemişti.

  Aynı anda her zamanki tanıdığım yüz ifadesi ve duruşuyla Ekin girdi odaya. "Bölüyorum sanırım ama konuşmamız gerekiyor." Polat ilk girdiğinden de daha sinirli görünüyordu.

  "Maça hazırlanmam gerekiyor. Sonra gel." Odadan çıkmıştı. Ciddi anlamda Polat ve beni aynı odada, kendi odasında, bırakıp öylece gitmişti. Polat sessiz bir küfür mırıldanıp koşar adım odadan çıktığında bende peşine takıldım.

  Ortak salona beraber girdiğimizde tekrar iğneleyeci bakışlar beni bulmuş mırıldanma sesleri baş göstermişti. Ekin ortalıkta görünmüyordu. En iyisi yarın maç için Rol'e geldiğinde konuşmak olacaktı.

  Adımlarım yavaşça çıkış kapısına giderken salonu etraflıca izlemiş herkesin yüzüne tek tek bakmıştım. Giderken bile onları daha da rahatsız etmek istemiştim. Buraya gelmem kesinlikle babamın kulağına gidecekti ve abartırlarsa Fear'a girmem bile yasaklanabilirdi. Tahminimce Polat yanlış anlamasıyla bu yasağın üstünde durabilirdi ama emin de değildim.

  Salondan çıkıp kendi arabama yol alacağım sıra da Polat önüme geçmiş "Yarın konuşacağız." Deyip hızlı adımlarla önümden yürümeye başlamıştı. Yarına kadar iyi bir bahane bulsam iyi ederdim. Aynı şekilde Ekin'e de bildirmeliydim bahanemi. Aramızda ki tutarsızlık sorun çıkarabilirdi.

  Arabama binmiş telefonumu kontrol ettiğimde Görkem'den 9 yeni mesaj vardı.
Görkem: Ne demek Fear'dasın!
                 FEAR'DASIN
                 Neden söylemedin!
                 GERİZEKALI BAK ŞURAYA
                 NOYANNN
                 Ne adi karaktersiz herifsin
                 İnsan haber verir.
                 NOYANNNNNN
                 Unutma bugünü!

  Kesinlikle emin olmuştum Ekin'den hoşlandığına. Bu durum gerçekten tehlikeliydi ve Görkemle kesinlikle konuşmalıydım. Fear ve Rol birlikteliği şuana kadar görülmemiş birşeydi ve iki rakabeti en yüksek olan takımda olan küçücük bir etkileşim bile deveye dönüşürken Görkem de Ekin de büyük zararlar alabilirlerdi. Fear Görkem'in, Rol'de Ekin'in üstlerine düşünmeden giderlerdi. Kendi takımlarının onlara yapacakları baskıyı söylemiyorum bile.

  Bu konu da Denizle daha şanslıydık. Sden ile aramız çok kötü değil ve hatta bizden onlara, onlardan bize de gelen dövüşçüler olmuştu. Yine de bu tepki almayacağımızı göstermiyordu. Sadece Fear ve Rol birlikteliğine göre daha hafif atlatılacak bir durumdu.

  Görkem'e görüldü atıp arabamı çalıştırdım. Aynı zamanda aynadan Fear'ın kapısını izliyordum. Herhangi bir haraketlilik görünmüyordu.

  Biraz yol alıp salonun bulunduğu sokaktan çıktıktan sonra eve doğru sürmeye başladım. Bazı şeyleri düşünmeye ihtiyacım vardı.

.

  Kapının çalma sesiyle gözlerimi açmış beklemeye başlamıştım. Görkem'in inatla kapıyı çalmasına ayar oluyordum. Evin anahtarı onda da vardı. Kendi kendine girebilirdi.

  Bir iki kez daha çaldığında pes etmiş kapıyı açmak için ayaklandım. Dünün sinirini çıkarıyordu kendince. Sinirle kapıyı açmış azarlama moduma bürünmüştüm. Gözlerim siyahın koyu tonlarıyla buluşunca anında durulmuş şaşkınlığımı gizleyememiştim. Emirhan kapımın önündeydi.

  "Maça gidiyorduk gelmek istersen?" Şaşkınlığım daha da artarken Emirhan'ın iki adım arkasında ki Deniz'e bakmış bana gülümsediğini görmüştüm. Şaşkınlığıma heyecanımda katılınca sadece "geliyorum bekleyin." diyebilmiştim.

  Hızlıca odama doğru kosmuş dolabımdan elime ilk geçen eşofmanımı ve tişortümü giyip çoraplarıma uzanacağım sırada telefonumu fark etmiş onu da cebime sıkıştırdıktan sonra elimde çoraplarla aceleyle kapının önüne geldim.

  "Bu kadar acele etmene gerek yoktu. Daha maça bir saat var."

  "Olsun! Ne kadar çok beraber vakit o kadar iyi." Deniz cevabıma samimice gülümsemişti. Emirhan ise manasızca bakıyordu.

  Çorap ve ayakkabı işlerimi hallettikten sonra kapıyı çekmiş onlarla beraber yürümeye başlamıştım. Bugün beni gerçekten çok mutlu etmişlerdi hele ki teklifi Emirhan'ın sorması.

  Şuan sadece evimin Rol'e daha uzak olmasını isterdim veya maçın Fear'da yapılmasını. Onlarla yürümek, beraber olmak beni huzurlu hissettiriyordu.

  "Sizce kim alır?" Soru Deniz'den gelmişti.
 
  "Ben Ekin'i tutuyorum." Emirhan Rol'den olduğumu bilmiyor muydu acaba? Bu tarz şeyleri takan biri değildim ama başka bir Rol üyesi olsa Emirhan'a iyi gözlerle bakmayabilirdi.

  "Sana sormam biraz garip oldu sanırım." Deyip bana baktığında kahkahamı tutamadım. Aşırı tatlı görünüyordu.

  "Alınmadın bu arada umarım. Pamir'i pek sevmiyorum sadece." Emirhan'ın açıklama gereği bile duyması koskocaman bir gelişmeydi benim için.

  "Aslına bakarsan bende pek sevmiyorum ama takım arkadaşım sonuçta aynı yerin ekmeğini yiyiyoruz. İstesem de istemesem de onu desteklemek zorundayım. Sen istediğini destekleyebilirsin tabii ki. Hatta Rol'u bile sevmeyebilirsin saygı duyarım."

  Deniz kolunu boynumdan sarkıtmış "Büyümüşsün." Deyip saçlarımı karıştırmıştı. Bu neydi şimdi! 

  Geri çekilip seslice güldüğünde bende gülmemi tutamamıştım. Aynı zamanda Emirhan da gülüyordu. Bu anı fotoğraflatıp çerçeveletmek istiyordum şuan.

  Rol'un sokağına girdiğimizde istemsizce yüzüm düşmüştü. Daha çok vakit geçirmek istiyordum onlarla.
 
   

Zamanla | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin