4

9K 396 23
                                    

  Kafayı yemek üzereydim sanırım. Ekin'i izlemek için geldiğim Fear ve Sden maçında yanlış görmüyorsam Deniz, Ekin'in karşısında ringdeydi.
Gözlerimi ovuşturup tekrar bakma isteği doğsada kesinlikle emindim Deniz olduğuna. Çocukça haraketlere gerek yoktu.

  Deniz'i buralarda daha önce gördüğüme emin değildim veya dikkat mi etmemiştim? Sden ile birçok maç yapmıştım ama eminim ki Deniz asla karşıma çıkmamıştı.

  "Beğendin herhalde çocuğu?" arkamdan gelen yabancı kadın ses tonuyla o tarafa dönmüş kadınla gözgöze gelmiştim. Fit vücudu, kahve saçlarıyla otuzlarında olduğu belliydi.

  "Bir arkadaşıma benzettim" kadın gözlerini ringe çevirdiğinde hayranlıkla baktığını fark etmiştim Deniz'e. "Deniz Seymen. Grubumuzun en eski üyelerinden" Nasıl eski olabilirdi ki Şuana kadar karşılaşmadığımıza emindim.

  "Pek görmedim maçlarda" kadın kıkırdayıp tekrar bana bakmıştı. "Maçlara pek çıkmaz. Genelde eğitim verir. Uzun zaman sonra ilk maçı"

  Kafamdaki soruyu dillendireceğim sırada duyulan hakemin yüksek sesli düdüğü herkesin dikkatini ringe verdirtmişti. Buna benimle iletişim kuran kadın ve bende dahil.

.

  Dövüşü kazanan olmamıştı. Onlarında maçı için iki ay sonrasına atılması kararı alınmıştı ve Ekin'e bir kez daha kinlenmiştim. Sürekli yumruklardan kaçmış rakibini tanımak için maçın yirmi beş dakika kadarını vermişti. İkinci maçları daha da keyifli olacak gibi gözüküyordu.

  Deniz ile konuşmak istiyordum. Bu yüzden yolumu soyunma odasına doğru almışken yolda selam verenlere bende karşılık vermekten geri kalmamıştım.

  Kapıyı açtığımda ise Deniz eşofman ve bol tişörtü ile otururken Ekin gömleğinin düğmelerini ilikliyordu. İkisininde dikkatini çekmiş olacağım ki  aynı anda bana çevirmişlerdi bakışlarını. Deniz şaşkınca bana bakarken Ekin sırıtıyordu.
"Bu kadar özlediğini bilseydim ben gelirdim" Ekin'e göz devirmiş Deniz'in yanına oturmuştum.

  "İyi maçtı, Ekin her ne kadar kuralında oynamasada" laflarım Deniz'e dönüktü ama bakışlarım Ekin'in üzerindeydi. "İkinci maçı bekliyorum" kısa ve öz cevabıyla ne demek istediğini anlamıştım.

  Ekin'in acalesi var gibiydi. Seri hareketler ile çantasını topluyordu ve laf atmama bile cevap vermemişti. Veda dahi etmeden kapıdan hızlıca çıkınca gözlerim Deniz'e kaydı. Oda bana bakıyordu.

  "Ne işin var burada?" Soruyu garipsesemde cevap verdim. "İzlemeye geldim. Severim bu tarz maçları" inanmıyormuş gibi bakıyordu. "Amacın ne bilmiyorum ama şu sıralar seni sık görüyorum" eminim ki daha da görecekti. "Burada olduğunu bilmiyordum ve Fear ile Sden maçını da kaçıracak değildim"
 
  Anında gözleri açılmış ve yakamdan tuttuğu gibi duvara çarptırmıştı sırtımı. "Bugünü Emirhan duymayacak Noyan" gerçekten endişeliydi.
Anında yerlerimizi değiştirip bu sefer ben onun sırtını duvara dayamış kulağına eğilmiştim. "Neden duymasın? Sevgilisini tanımalı" Haklıydım.

  "Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum" Kelimeleri tane tane ve belirgin şekilde yavaşça söylemişti. Böyle şeylere asla dayanamıyordum ve bu çocuk inatla bunu yaparken hiçbir şey yapmadan çekilmem imkansızdı. Dudaklarımı yavaşça boyununa götürüp okşadığımda nefesleri sekteye uğramıştı.

  "Ne yapıyorsun?"

  "Ne yapmamı istersin?" boynundan hafif omuzlarına doğru indiğimde ellerini omuzlarıma koymuştu. Hafif ittirdiğini hissetsemde bu içini bi nebze rahatlatmak içindi. Şuan istese tamamen beni kenara itip gidebilirdi. Güç uygulamıyordum ve çekilmem hafif dokunuşuna bağlıydı.

  Cesaret alıp ellerimi beline götürüp duvarla kendim arasında daha da sıkıştırmıştım bedenini. Aynı zamanda boyununda oyalanmaya devam ederken sekteye uğrayan nefes seslerini şimdi daha net duyuyordum. Ellerim tişörtünün eteklerine gitmeye başlamışken ani haraketle yerimizi değiştirmişti.
 
  "Kimsin sen?" Tamamen burun burunaydık. "Sevgilinin sınıf arkadaşı?" Göz devirmişti. "Daha önce görmedim seni buralarda ve bakıyorumda okuldaki olaydan birkaç gün sonra burada karşılaşıyoruz. Sence de şüphelenmem doğru değil mi?" Haklı bir kanıdaydı.

  Sırtımı duvardan çekip koltuğa oturduğumda Deniz de başımda dikilmeye başlamıştı.

  "Rol'ün dövüşcüsüyüm ve Ekin'i izlemeye geldim" Sonuç olarak öğrenecekti ve saklamanın bi anlamı yoktu. Beni kafasıyla onaylamış sözlerine devam etmişti. "Dediğim gibi bugün tamamıyla ikimizin arasında sır olacak şekilde kalacak. Emirhan'ın duymasını istemiyorum"

  "Neden saklıyorsun?" Mantıklı bir soru sormuştum. "Bu seni ilgilendirmiyor" ingilendiriyor. "Karşılıksız iyilik yapıldığını nerede gördün?" yakınlaşmak adına bu durumu değerlendirmeliydim. "Ne istiyorsun?" cevap vermeden kolundan çekip tam önümde dikilmesini sağlamıştım. Ne yaptığımı anlamaya çalışırak bana bakıyordu ama birazdan tepkisini ölçmek adına girişimde bulanacaktım.

  Hızlı hareketlerle kucağıma oturmasını sağldığımda âni haraketimden irkilmişti ama istifini bozmamaya özen gösteriyordu. Bacakları bacaklarımın iki yanına açılmış tamamen alt kısmımı hissedecek konumdaydı şuan. Biraz bekledikten sonra boynuna yönelmiş dudaklarımı hafifçe sürtmüştüm. Sürtmeme karşılık ellerini omzuma koymuş hafifçe sıkmıştı.

   "Daha ileriye gitmek isterdim ama  Emirhan'da yanımızda oluncaya dek bekleyeceğim." cümlemi kurarken belinden tutup aletime daha da baskı yaptırdığım için belli belirsiz olan inlemesini duymuştum.

  "Bunun devamı gelmeyecek" bunu gerçekten inanarak mı söylemişti çünkü gerçekten inanarak söylediyse komikti. Onun da istediği ve haz aldığı âşikardı. Cevap olarak tişörtünün altından tek elimle beline parmaklarımı sürtmüştüm.

  Yaptığım etkiden dolayı başta dikelmiş daha sonra kendini tamamen bana bırakmıştı. "Ne yapıyorum cidden" Kafasını boynuma gizlemişti.

  Yaptığı hareket o kadar tatlı gözükmüştü ki gözüme bu anı dakikalarca daha yaşayabileceğime emindim.

  Kalkmak için hareketlendiğinde bu durumu biraz daha kızıştırmış istemsizce belinde ki ellerimin sıkılaşmasına sebebiyet vermişti. Onun da içine derin bir nefes çektiğini duymuştum. Benim gibi oda bedensel çekimimizin farkındaydı.

  Belindeki ellerimi kalçasına indirip hafif hareket ettirdiğimde sürtmenin etkisiyle derince dışarıya verdiği nefesini boynumda hissetmiştim. Tekrar aynı hareketi uyguladığımda belini biraz daha doğrultmuştu. Beyin hücrelerim "Daha fazla" diye bağırsada onu da pişman olacağı durumlara sokmak istemiyordum. Düşüncelerimle aynı oranda oda ani bir hızla kalkmıştı zaten kucağımdan.

  "Bugünü unutuyoruz ve sen daha fazla çıkmıyorsun karşımıza" bu ön etkileşimi Emirhan'a anlatmamak kaydıyla yapmıştık ve hayatlarından o kadar kolay çıkmayacaktım.

  "Bu durumun anlaşma sebebini biliyorsun. Daha çok görüşeceğiz ve bugünü daha doğrusu daha demin ki olanları unutmaya hiç niyetim yok" Verecek cevap bulamadığını anlayınca oturduğum yerden kalkmış
"Okulda görüşürüz" deyip kapıdan dışarı çıkmıştım. İnanılmaz zevk almış  ve eğlenmiştim. Bunun tekrarını istiyordum.

Zamanla | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin