33

2.7K 159 25
                                    

  İçeriden gelen bağırışma sesleri kulaklarımı doldururken ellerim de istemsizce titremeye başlamıştı. Kapıdan girdiğimden beri tahminimce iki dakika kadar geçmişti ve kapıyı açarken ki cesaretim sönüp gitmişti. Koşarak buradan uzaklaşmak istiyordum.

  Ellerime oranla daha fazla titreyen telefonum bakışlarımı ona çevirmemi sağladı. Görkem arıyordu. Cevap vermeye gereksinim duymadan yavaş adımlarla kolidorların olduğu holden çıkıp ring salonuna girdim.

  Babamın arkası bana dönüktü ama sporcular beni fark etmişlerdi. Elimde ki poşeti yan tarafta ki masaya koyduktan sonra gelecek olan tepkileri beklemeye hazırdım.

  "Başkanım, kapıya baksanız iyi olacak."

Umut'un sözleriyle babam dahil herkes bana bakmaya başlamışlardı. Abartısı bir yana, yüzünüze rüzgar derecesinde çarpabilecek sert bir gerginik hakimdi salonda.

  "Sen kafayı mı yedin!" Üzerime doğru koşar adım gelen babam ve elmacık kemiklerime sert bir yumruk yememle yerimde sendelemem kaçınılmaz olmuştu. Aynı anda hırsını alamamış olacak ki omuzlarımdan ittirmiş aynı şekilde tekrar yumruk atmıştı. Bu sefer dengemi kaybetmiş duvardan destek alma ihtiyacı duymuştum.

  "Konuşsana! Nasıl temizleyeceksin yediğin haltı?" Bu sefer de yakalarımdan tutup duvara çarptırmıştı.

  "Onca emeğini iki kuruş için heba etmeye değer mi?"

  "İki kuruş dediğin insanlar bana sevgi gösterdiler." Sesim olabildiğince sakin çıkmıştı ama yakalarımda ki elleri rahatsız ediyordu. Daha fazla dayanamayıp yakalarımda ki ellerini tuttup aşağı indirdim.

  "Sen bu kadar aptal değildin! Sevgi gösterdi dediğin insanları tanımıyorsun bile."

  "Senden daha iyi tanıyorum en azından!"

  "Dağılın hepiniz!" Bana arkasını dönüp salona bağırmıştı. O esnada göz göze geldiğim Görkem, bana üzgünce bakarken o da sessizce diğerlerinin arasına karışmış çıkışa ilerliyordu. Gözlerim istemsizce Pamir'i aramıştı. İçimden bir ses onun da payı var diyordu bu işte ama burada değildi şuan veya ben görememiştim.

  Salonda sadece ben ve babam kaldığımızda delici gözlerini tekrar gözlerimle buluşturmuştu. En son bana  böyle baktığında dokuz yaşında küçük bir çocukken salonda koştururken annemin çerçeveli fotoğrafını yere düşürüp çerçeve camını kırdığımda görmüştüm.

  Annem beni doğururken vefat etmişti ama babamın asla bana karşı bir kini yoktu bu sebepten. Doğumum için hastaneye gidecekleri gün annem merdivenlerin son basamaklarındayken ayağı kayıp düstüğünden doğumu beklenen saatten erken olmuştu ve zaten tehlikeli olan doğumum daha acı olmuştu. İlk öğrendiğimde kendimi suçlamıştım ama babamdan, akrabalarımdan aldığım sevgi bunu aşmamı sağlamıştı. Aynı zamanda da benden 4 yaş büyük abim vardı. Başka bir şehirde üniversite kazanmış orada iş kurduktan sonra görüşmelerimiz sürekli telefon aracılığına kalmıştı. Gerçekten özlemiştim onu.

  "Dua et ki görüntü yok veya varsa da şuan ortada yok!"

  Bir nebze rahatlamamı sağlamıştı ama diğer kulüplerin de duyacağına adım gibi emindim ve babam dahil çoğu kişinin dikkatinin üzerimizde olacağının da farkındaydım. Yeni yeni sıcaklaşan ilişkimiz bu sayede çıkmaza girip belki de yok olacaktı.

  "Seni çok sevdiğimi biliyorsun dimi Noyan? Şuana kadar hep ikimiz vardık. Buralara kadar beraber geldik. İmkansızları oynayıp bizi yok sayma lütfen." Üzüntülü çıkan sesi ve bedenime sarılan kollarıyla berbat hissetmiştim. Onu üzmeye hakkım yoktu. Annem, abim, akrabalarımız bir yere kadar bizimle olmuşlardı ama dediği gibi hep ikimiz vardık.

  İlişkide karşıdaki insanın kız veya erkek olmasıyla ilgilenmezdim. O an çekici gelen veya samimi hissettiğim insanla olurdum. Babamla da bunu açık açık konuşmuştum. Başta kabullenemese de artık sesini çıkartmıyordu. Onun için tek sorun Deniz'in Sden'den olması gibi görünüyordu bakış açımdan.

  "Ayrıl o çocuklardan rica ediyorum. Hem kendin için hem de o çocuk için."

  Daha bu sabah kabul ettiğim ilişkiyi hemen akşamı nasıl reddedebilirdim ki? Peki hislerim izin verir miydi?

  Birşey diyemezdim şuanlık. Yavaşça yanımda ki kapıdan çıkıp ayrıldım salondan. Babam da arkamdan seslenmemişti zaten. Demesi gereken her şeyi gerek yüzeysel gerek imayla söylemişti.

  Holde ki dış kapıyı da açtığımda ciğerlerime çekebildiğim kadar derin nefes çektim.

  "Sana fazla karışıyorsun işime demiştim Noyan."

...

  Noyan'ın ailesinden biraz bahsetmek istedim.

  Düşüncelerinizi merak ediyorum yorumlarınızı görmek benim için önemli ve vote atmayı unutmayın lütfenn

 

Zamanla | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin