"Aramızdan birinin dövüşleri bırakmasını istiyor Noyan." Sabahtan beri kafamın içinde susmayan şu cümle canımı yakıyordu. Sırf bir puan fazla kazanacak diye insanların geleceklerini, hayallerini, geçmişlerini yok sayan insanlarla aynı yeryüzünde yaşadığımız gerçeği gerçekten "yazık" dedirtiyordu.
Ya dördümüz de yanacaktık ya da bir kişi kendini feda edecekti. İçteniçe bu kişinin Pamir olması gerektiğini düşünsede beynim, biliyordum ki o da bu müheseseye hayatını vermiş yıllarını pes etmeden buralarda geçirmişti. Tabii ki bu yaptığı büyük hatayı görmezden geldirtmiyordu. Ekin desem, olayla hiçbir alakası yoktu ki! Sadece uyuyordu.
Görkem'i ise asla yakamazdık. Sadece arabasını istediğim için, ben çağırdığım için olaya karışmıştı. Kendim için ise sadece zor durumda olan bir insana yardım etmiştim.
Sakince dolabımdan hırkamı alıp dış kapıya doğru yürümeye başladım düşüncelerimle. Emirhan ve Deniz'den fikir almak şuan için içimi rahatlatacakmış gibi hissettiriyordu. Kapımı kitleyip on dakikalık yürüyüşün ardından kapılarındaydım. Tereddütüm çok fazlaydı ama kendim de başa çıkamıyordum.
Elimi birçok kez kapıya yaklaştırıp çekmiş olsam da sonun da zillerine basmayı başardım. Fazla bekletilmeden açılan kapının ardında Deniz vardı.
"Noyan? Hoşgeldin."
"Hoşbuldum."
"Gelmeyecek misin?" Şuan geri dönsem çok mu saçma olurdu?
Ayakkabılarımı çıkarmaya başladım.
"Emirhan evde mi size danışmak istediğim bir durum var." Aynı zamanda içeriye girmiş koltuklara yöneliyordum.
"Yukarıda çağırıp geliyorum." Koşar adım merdivenlerden çıkışını izledim arkasından. Sanırım "Niye geldi ki bu şimdi?" diye düşünüyordu. Sadece birkaç saniye sonra ikisi beraber merdivenlerden inip Deniz yanıma Emirhan karşıma oturmuştu.
"Ekin anlattı mı Pamir'i?"
"Durumu biliyoruz Noyan. Sadece bize ne zaman güveneceksin diye bekliyorduk." Güven değildi ki mesele. Onların da bu işe karışıp başlarına sorun almamalarını istememdi.
"Direkt konuya gireceğim yoksa anlatamadan geri döneceğim sanırım." Ufak bir sessizlikten sonra tekrar lafa girdim. "Sden'den birisi aramızdan birinin dövüşleri bırakmasını istiyor."
Sessizlik kaplamıştı odayı. Kim ne diyebilirdi ki zaten? Bu bizim karar verebileceğimiz birşey değildi. Sadece derdimi paylaşıp belki olurda biraz daha rahatlarım diye ummuştum. Kimseye diyemezdik ki "sen bırak." Böyle bir hakkımız yok.
"Sden üyesiyle konuşsanız? Belki başka bir şey ister veya onun da açığını bulun?" Fikir Deniz'den gelmişti. Emirhan'ın gözleri yerdeyken derince düşünüyordu.
"Kim o bu arada?" Deniz sormuştu ama bunu şuan cevaplamak istemiyordum.
"Şuanlık söylemesem daha iyi olacak gibi. Sizi de bu konu yüzünden zora sokmak istemiyorum." Deyip bir iki saniye duraksadıktan sonra devam ettim cümlelerime. "Konuşmayı ben de düşündüm. Sadece ihtimale kalmış olsa da durum, belirsizlik yıpratıyor. Açığını nasıl bulabileceğimizi ise bilemiyorum." Vücudum bile titriyordu gerginlikten. Görkem, Pamir ve Ekin'e haber vereceğini söylemişti. Eminim şuan onlarda benimle birlikte diken üstünde hissediyorlardı.
"Uyumak ister misin biraz?" Cümlesini kurar kurmaz ayağa kalkmış elini bana uzatmıştı Emirhan. Teklifini geri çevirmeyip ince elini tutup ayağa kalktım. Yüzüne samimi bir gülümseme kondurup Deniz'e de boşta olan elini uzatmış onu da kaldırınca bizi merdivenlere yönlendirdi.
Evlerine ilk geldiğimde ki Deniz'in olduğu odaya girmiştik. O zaman deneyipte sonradan anca girebildiğim odaya.
Deniz tahminimce kendi dolabını açmış karıştırırken Emirhan başka bir dolaptan yastık çıkartıyordu.
"Bedenlerimiz hemen hemen aynı. Bunlar olur sana." Siyah eşofman ve mavi bol tişört uzatıyordu şuan bana. Şu ânı nedense fotoğraflamak istedim.
Uzattıklarını alıp yatağa koyduktan sonra üstümdekileri çıkartmaya başladım ve verdiklerini giyindim. İkisinin yanında soyunmaktan utanmazdım. Zaten daha önce görmüştük birbirimizi. İkisinin de bana çekinmeden bakması dışında sorun yoktu tabi.
Emirhan yatağa oturmuş, Deniz camda ki perdeleri kapamış camın yanında durmuş beni izliyorlardı.
"Bir sorun mu var?" Ortamı bozduğumu biliyordum ama bir şey istiyorlarsa sadece bakarak elde edemezlerdi.
Deniz hızlıca yaklaşıp tek eliyle belime destek olurken dudaklarımızı birleştirdi.
"Sadece masum bi uyku olacaktı ama bu." Emirhan'ın cümlesi ikimizi de güldürmüş dudaklarımızı ayırmamıza sebebiyet vermişti.
"Bugünlük olmasın o zaman." Deniz'in cümlesi bünyemde büyük etki yaratmış kalbimin çarpımını bile maksimuma çıkartmıştı.
...
Düşüncelerinizi merak ediyorum yorumlarınızı görmek benim için önemli ve vote atmayı unutmayın lütfenn