Şuan ki durumun gerçekliğini algılayamıyordum. Rüya gibiydi... Bitmesini asla istemeyeceğim türden.
Şuan da karşımda tamamen haraket özgürlüğünü bana bırakmış bir Emirhan, yolda buraya gelen bir Deniz vardı. Emirhan'ın nerede olduğunu merak edip aramıştı Deniz. Emirhan'ın konuşmasına izin vermeden cebinden telefonu alıp Deniz'i buraya çağırmış aramayı kapatmıştım ve kesinlikle yolda olduğuna emindim.
Parmaklarım Emirhan'ın siyah tişörtünün eteklerindeydi, dudaklarım ise boyununda naifce geziniyordu. O ise kontrolü bana bırakmış sadece ellerini omuzlarıma bırakmıştı.
Dudaklarımızı buluşturduğumda omzumda ki ellerinin omzuma olan basıncını artırmış gözlerini kapatmıştı. Yavaş haraketlerle tişörtünü yukarı kaydırırken tenine parmaklarımı sürtmeyi ihmal etmeden yapıyordum.
İkimizde âna kendimizi kaptırmaya başlamışken çalan zil sesi kendimize getirmişti ikimizide. Deniz'in gelceğini bilmesem asla açmaya gitmezdim. Çalar çalar gider derdim ama şu anı her ne kadar bozmak istemesem de Emirhan'ı oda da bir sürelik yalnız bırakıp kapıyı açmak için ayaklandım.
Beklediğimin aksine kapıyı açtığımda Deniz sırıtarak bakıyordu bana.
"Kapıya mı gülüyordun?"
"Komik kapın var gerçekten."
"Öyledir. Bana çekmiş." Yazdığı son mesajı ima etmiştim. Yarın okul var demesine râmen mesajından dakikalar sonra burada kapımdaydı. Demek ki işine gelince gelebiliyordu. Hiçbir mimik göstermemişti lafımdan sonra.
"Emirhan?"
"İçeride gel."
Ayakkabılarını çıkarmış çekilmem için bana bakıyordu. O kadar tatlıydı ki şuan haberi yoktu. Yine de sinirini bozmamak adına çekilmiş ona yol açmıştım.
Kapıyı kapatıp arkamı döndüğümde Emirhan çoktan odadan çıkmıştı ve Denizle sarılıyorlardı.
"Neredeydin saatlerdir?" Deniz, Emirhan'a sormuştu.
"İşlerim vardı. Dönerken Noyan'ı da görmek istedim." Mutlu hissetmiştim sözüyle. Deniz ise sadece anladım anlamında kafa sallamakla yetinmişti.
"Devam mı etsek?" Deniz ikimize bakarak sormuştu ve neyden bahsettiğini anlayamamıştım. Emirhan da anlamamış olacak ki kaşlarını çatmış Deniz'e bakıyordu.
"Noyan orada daha ne kadar duracaksın. Gelsene." Deniz'e buluşma meselesi sebebiyle hafif alınmıştım ama büyütmenin lüzumu yoktu. Sonuçta buluşma isteğimi yarın için dile getirmiştim ama yine de burukluk vardı öyle hafif engel olamıyordum.
Yine de dediğini yapmış olup yaklaştım. Elimden tutup çekerek dudaklarımızı birleştirdiğinde tamamen beklemediğim haraket karşısında öylece kalakalmıştım ama belli etmeden toparlanmam kısa sürmüştü. Üstüme doğru hareketlendiğinde ise onun haraketlerine uyumlu geri adım atmış odaya yönlendirmesine izin vermiştim. Dudaklarıyla beni yönlendirmiş sağ koluyla tuttuğu Emirhan'ın belinden de onu yönlendirmişti.
Yavaşça beni yatağa uzandırmış kendisi de ayırmadığı dudaklarımızla üstüme eğilmişti. İşin içine dillerimiz girdiğinde yerlerimizi değiştirme isteği doğmuştu içime. Altta olmayı sevmezdim ve soyunma odasında ki anılardan aldığım hazla Deniz'e karşı olan dominant tarafım arşa çıkıyordu.
Hislerimi anlamış gibi kendini geri çekip Emirhan'a döndüğünde benim aksime hızla Emirhan'ın siyah tişortünü bedeninden ayırmış yanıma oturmasını sağlamıştı.
Olduğum yerden doğrulup Emirhan'ın sipsiyah saçlarına ellerimi sokup boyununu öpmeye başladım. Deniz de dudaklarını sömürüyor desem yeriydi.
Onlar ayrılınca Emirhan boyununda ki kafamı kaldırıp dudaklarımızı birleştirdi. Kendimi gereksiz fazla tuttuğumu Deniz sayesinde fark etmemin ardından Emirhan'ın haraketi beni daha fazla gaza getirmiş arsız hâlime bürünmeme adımlar attırmıştı.
Deniz gibi bende sömürüyor kelimesine tam uygun şekilde daha fazla abandığımda Emirhan'dan acıdan gelen bir inleme kazanmıştım. Haraketlerimi devam ettirip Emirhan'ın sırtını yatağa değdirmiş baskımı daha da arttırmıştım. Deniz ise sigarasını yakmış yatağın başlık kısmına oturup sırtını dayamış şekilde merakla bizi izliyordu.
...
Düşüncelerinizi merak ediyorum yorumlarınızı görmek benim için önemli ve vote atmayı unutmayın lütfenn