İyi okumalar dilerim. Güzel bir son ile bitecek
...
"Neden buradasınız?" Deniz sinirle konuştuğunda ona destek vermek istercesine elimi omzuna götürüp yanındayım imajı vermek istemiştim.
"Pamir açıklamak ister misin?" Önay iki elini birbirine çarptırıp Pamir'e döndüğünde hepimizin tek odağı Pamir olmuştu.
"Başkanların birazdan burada olacağının duyumunu aldık. Ekin benimle gelmeni istiyorum" Pamir bizi umursamayıp Ekin'in karşısında dikildiğinde Görkem sinirden gülmeye başlamıştı.
"Bencilliğin gözlerimi kamaştırıyor" dalga geçermişcesine Ekin yerine cevap vermişti Görkem.
"Umrumda değilsiniz" Pamir'de gülmeye başladığında Ege Pamir'i kolundan tutup geri çekmişti. Kavga olmasını engellemek istemişti kendince.
"Seninle gelmeyeceğim Pamir" Ekin cümlesinin sonunda Görkem'in kolundan tutup bize doğru yaklaşmalarını sağladıģında daha güvende hissediyordum. Beraber olursak birbirimizi koruyabilirdik.
"Emirhan sen ne düşünüyorsun?" Önay'ın Emirhan takıntısı üstünlük kurma çabasından dolayı olduğunu düşünüyordum. Geçmişte elde ettiği rastagele şans sayesinde bu hâldeydi ama utanmayıp üstüne gurur duyuyordu kendisiyle.
Emirhan cevap vermeyip yanımıza indiğinde yüz ifadesini görmek istiyordum ama bakarsam travmasının tetikleneceğini de biliyordum. O yüzden tek odağım Pamir'in ve Önay'ın haraketlerini izlemekti. Ege'nin burada oluşu çok bir şeyi değiştirmiyordu.
"Burada olmanız anlamsız" Emirhan'ın kısık sesli cevabı ile Önay kaşlarını çatmış bize doğru bir adım atmıştı.
"Kim olduğumu hatırlıyorsun değil mi?"
"Seneler önceki olayla hâla kendi egonu tatmin etmeye çalıyorsan o zamandan bu zamana pekte bir başarın olmamış gibi" cümlesini sesi titremeden bitirdiyse bile tişörtüme olan basıncını hissediyordum. İçten içe kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Özledin herhalde o günlerini" bağırıp iki elini yumruk yaptığında Ege bu seferde Önay'ı geri çekmeye çalışmıştı.
"Özendin herhalde sende" Görkem'de sinirlenip Önay'a adım attığında Ekin tek kolundan yakalamış eski yerine geri getirmişti.
"Zaman kaybediyoruz. Ekin lütfen" Pamir yaşanan çatışmayı umursamayıp tekrar geçmiş konuyu açtığında bu sefer Ekin'de sinirlenmişe benziyordu.
"Buraya gelmeniz hataydı" kim olsa tahmin edebilirdi Ekin'in onlarla gitmeyeceğini. Pamir'in düşünce yapısını bazen cidden anlamıyordum.
"Seni korumak isteyen birine fazla tepkili değil misin Ekin?" Önay'ın yaşananları bilip bilmediğinden emin değildim ama bu konu hakkında yorum yapma hakkı bu odada bulunan herkesten daha aşağıdaydı.
"Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum"
"Her neyse burada işiniz olmadığına göre kalabalık yapmayın daha fazla" cidden sıkılmıştım bu durumdan ve başkanlar gelmeden evden ayrılmak istiyordum.
"Noyan baban ne dedi biliyor musun?" Önay'ın kuracağı cümleyle ilgilenmeyecektim. Babamın düşüncelerini zaten biliyordum.
"Emirhan seni ona karşı kullanıyormuş" komik gelmişti açıkçası. Bunu ilk günler söylese bile inanmazdım çünkü kendimi biraz zorla kabul ettirmiştim onlara. Kaldı ki Emirhan'ın samimiyetine her şeyiyle inanıyordum.
Aynı anda hissettiğim sırtımdaki boşlukla Emirhan'a dönmüştüm. Göz göze geldiğimizde tepkimden korkarcasına bakıyordu. Onu yanıma veya önüme çekmek istemiyordum bu yüzden elini elime alıp gögüsünün bir kısmını sırtıma dayayıp Önay'ı izlemeye devam etmiştim.