34

2.6K 134 23
                                    

Pamir. Tahminlerim ve hislerim beni yanıltmamıştı.

"Fotoğraf var mı elinde?"

"Hayır. Şanslısın ki kapının önünde gördüm seni."

"Kanıtın bile yok! Ne diye karıştırıyorsun o zaman ortalığı." Sesim istemsizce normal volumünden fazla çıkmıştı.

"Senin kanıtın var mıydı Ekin ve benim arama girerken?"

"Ben insanları taciz etmiyordum Pamir." Yaslandığı duvardan dikelmiş rahat tavırlarından kurtulmuştu.

"Taciz? Ne gördün de konuşuyorsun?" Artık oda ses volum kontrolünü kaybetmişti.

"İstemediğini söylediğinde ama ben istiyorum dediğinde ne anlamamı bekliyordun?"

Cümlem biter bitmez sağ kolumdan tutup ileriye çekiştirmiye başlamıştı. Başta beklemediğimden yalpalasam da kendimi de onu da durdurmayı başardım.

"Burada konuşmayalım!" Merak ettiğim bir konu olmasa kesinlikle izin vermezdim beni çekiştirmesine ama birşeylerin gerçekten artık sonuca bağlanması gerekiyordu.

"Evin boş mu?"

"Evet." Bana kalırsa da bu tarz meseleleri evde konuşmak daha mâkul.

Denizleri ona nasıl anlatmam gerektiği konusunda kesinlikle emin olmamakla birlikte yavaş adımlarla arkasından evimin yönüne yürümeye başladım. Onun bana herşeyiyle açık olmayacağının bilincindeyim ve riskli bir sonuçlu karara çıkacağımız konusunda endişelerim her attığım adımda artıyordu.

Salona zaten yakın olan evimin kapısına geldiğimizde Görkem'i arayıp aramamak konusunda ki düşüncelerim beynimi ele geçirmişti. Görkem'in duymasında sakınca duyacağım bir konum yoktu ama Pamir'in Görkem var diye kısıtlı anlatacağı olayları daha da kısacağını tahmin ediyordum ama Pamir'in beni sıkıştırabilme potansiyeli de içteniçe beni rahatsız ediyordu.

Konuşmanın gidişatına göre arayabilirim kararını kendi kendime aldıktan sonra kapıyı açıp Pamir'i de içeriye aldıktan sonra arkasından kapatmış derin bir nefes çekip Pamir'e dönmüştüm.

"Oturabilirsin." Kafasıyla beni onaylayıp koltuklara ilerlemiş televizyonun sağında ki koltuğa oturmuştu. Onda da kendini belli eden bir durgunluk vardı. Ben de sol çaprazında ki televizyon karşısında ki koltuğa oturdum.

"Telefonunu kapatıp masaya koy!"

"Anlamadım?"

"Ses kayıdı ihtimaline düşmek istemiyorum." Deyip kendi telefon ekranını bana doğru çevirip telefonunu bana göstere göstere kapatmış ve masaya koymuştu. Aynı işlemi ben de uygulayıp sırtımı koltuğa yasladığımda sessizlik sarmıştı odayı.

"Noyan ben kulüpten ayrılamam." Gözleri yere dalmış şekilde kurmuştu cümlesini. Aynı zamanda da elleriyle oynuyordu.

"Sana ayrıl diyemem ama bu olayları başlatanın da kendin olduğunun farkında olduğunu düşünüyorum."

"O gün karışmasaydın hiçbir şey başlamayacaktı Noyan! Ekin zaten susuyordu."

"Neye susuyordu Pamir?" Sinirlerim gerilmeye başlamıştı ama simdiden dışarıya vurmak istemiyordum.

"İlişkimize." Kesinlikle Ekin Pamir'den rahatsız oluyor.

"Ne tarzda olan ilişkiniz? Birbirini seven iki çift? Rakip? Tacizcisi ve tacize uğrayan mı yoksa? Bence sonuncusu. Nasıl doğru tahminim dimi?"

"Sana ne anlatsam beni dinlemiyeceksin zaten. Ekin'e kendin sor!" Ekin sadece o gün görüştüklerini söylemişti. Bu tutarsızlık bile koskoca bir kanıttı benim için. Daha fazla söze gerek bile yok onlardan dinleyeceğim.

"Babama neden söyleme gereksinimi duydun?"

"Bir karar vermemiz gerekiyor artık Noyan. Dördümüzde yanacağız yoksa!"

"Sen de babamın beni kovacağını düşündün?"

"Kanıtım yoktu kovmasını beklemiyordum ama içine şüphe tohumu bile bırakmam yeterliydi bence." İlk yaktığı kişi olmam şaşırtmamıştı beni.

"Benim de seni yakabileceğim gerçeğini unutuyorsun."

"Ekin'i riske atmaya göze alamazsın sen. Rakip olduğunuzu düşünüyorsun ama ona verdiğin değeri görebiliyorum. Kaldı ki benim seni babana söylememden sonra hemen sen arkamdan benim hakkımda konuşursan baban ne kadar inanır?" Sessiz kaldım. Haksız değildi.

"Önce davranan kazanır Noyan. Görkem umrumda değil ama Ekin senin umrunda. Kartlarını kapalı oynamak zorundasın." Pamir'e karşı kullanabileceğim hiçbir koz yok elimde. Tek umudum Ekin ama Pamir'e oynadığım her oyunun darbesinin Ekin'e vuracağının farkında olmuştum cümlesiyle.

"Ah doğru! Bir de Deniz ve Emirhan var. Onları ne yapacaksın? Tamamen kaybedensin Noyan!" Onlarla olan ilişkimi devam ettirmem Pamir'e artı koz ve takımıma kesin veda olacak darbesi de vurmuştu yüzüme.

"Fazla merak iyi değildir Noyan! İyi olan kazansın." Telefonunu masadan alıp tahminimce kapıya ilerlemeye başladı. Bakma gereksinimi bile duymamıştım ama hızlı çarpılan kapı sesiyle yerimde hafif irkilmiş üzerime gelen duvarlar hissiyatıyla yalnız kalmıştım.

İçimi tek huzurlu hissettiren şey şuanlık Pamir'in Deniz ve Emirhan konusunun üstünde pek konuşmamasıydı. Gerçi konusunu açsa ne diyebilirdim ki?

...

Sizce Noyan ne yapacak?

Zamanla | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin