BÖLÜM 26

408 22 0
                                    

  "Zeynep? Uyan sevgilim." Jordan'ın sesiyle gözlerimi araladım ve aptal bir sırıtışla gözlerine bakmaya başladım.

          "Kızlar geldi mi?" diye sordum kendime gelmeyi başardığımda yatakta doğrularak.

          "Üzgünüm aşkım, ama hâlâ gelmemişler!" Dedi endişeli gözlerle bana bakarken.

          "Aman Allah'ım! Nerede kaldı bunlar?" dedim yataktan çıkıp odanın içinde dolanmaya başladığımda.

          "Merak etme sevgilim. Eminim ortaya çıkacaklardır." Dedi beni sakinleştirmek için yanıma gelip, beni kollarına almaya çalışırken.

          Her ne kadar onun kollarında olmayı çok istesem de yine de kızların kayıp olduklarını düşünmeden edemiyordum. "Beni sakinleştirmeye çalışma, çünkü işe yaramıyor! Hadi Özlem iştedir, peki ya Sinem? O benim yanımdaydı ve bir anda ortadan kayboldu diyorum Jordan. Bu yüzden de başlarına bir şey gelmiş olmalı!" Dedim odada dolanmaya devam ederken.

          "Pekâlâ." Dedi üzgün bir şekilde. "Bu arada senden özür dilemeliyim. Ben sadece..." dedi ve beklentiyle bekleyen yüzüme bakıp derin bir nefes aldı. "Neyse, boş ver! Sadece özrümü kabul etmen yeterli!" Dedi ve arkasını dönüp pencerenin önüne geçti. Belli ki onun da kalbini biraz kırmıştım anlaşılan. Nedense bugün herkesin kalbini kırmaya başlamıştım. 'Bakalım bu kalp kırma olayının sonunda neler olacak!' dedim kendi kendime arkası dönük şekilde duran sevdiğim adama bakarken.

          Pencerenin önünde, neredeyse hareketsiz şekilde duran sevgilimin yanına gittim. "Jordan, şey... Ben... Ben sana öyle davrandığım için gerçekten çok üzgünüm!" Dedim yanına gidip arkasından soğuk bedenine sımsıkı sarılarak. "Beni affeder misin aşkım?" dedim başımı soğuk ve taş kadar sert bedenine yaslayarak.

          "Asıl sen beni affet sevgilim." Dedi bir anda bana dönüp, sanki kırılacak eşsiz bir parçaymışım gibi yumuşak bir şekilde sarılarak. "Sen arkadaşlarını düşünürken ben ise sanki haklıymışım gibi sana arkamı dönmüştüm!" Dedi, sesinin boğuklaşmasından neredeyse ağlayacağını sanmıştım.

          "O zaman ikimizde birbirimizi affedelim ve ilaç kokan bu hastaneden çıkıp, doğruca benim evime gidelim." Dedim başımı kaldırıp mükemmel menekşe rengi gözlere bakarken.

          "Hım, kulağa oldukça mükemmel geliyor!" Dedi bembeyaz dişlerini gösterecek şekilde gülümseyip, buz gibi soğuk dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

          Bu öpücük inan bana çok ateşliydi ve içimden bir his kızlar evde olsa da olmasa da onunla çok kötü şeyler yapabileceğimi söylüyordu... Ve çok haklıydı.

          Hastaneden kendimizi dışarıya attığımızda havanın ne kadar soğuk olduğunu fark ettim. 'Anlaşılan Ekim ayı biraz sert geçeceğe benziyor. Keşke kızlar bana kalın şeyler getirseydi.' Dedim kendi kendime arabaya doğru yürürken.

          Nedense Jordan yanımda olduğunda kendimi hiç olmadığım kadar güvende ve huzurlu hissediyorum. İşin garip yanı; David'de hiç böyle şeyler hissetmemiştim.

          "Ne düşünüyorsun sevgilim?" Birden Jordan'ın sesini kulağımın dibinde duyunca olduğum yerde sıçrayıp, ondan biraz uzaklaştım. "Özür dilerim." Dedi, elini paltosunun cebine sokarken.

          Artık adama nasıl baktıysam, gerçekten de çok üzgün görünüyordu. "Önemli değil." Dedim kendime gelip yanına yaklaşırken. "Dalgındım ve birden ses duyunca reflekslerim harekete geçti." Deyip gülümsedim ve boşta olan koluna girip, ilerideki spor arabasına doğru ilerlemeye devam ettik.

TILSIM SERİSİ 1. KİTAP BAŞLANGIÇ(E-KİTAP OLACAK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin