BÖLÜM 19

437 22 0
                                    

Eve geldiğimizde yakınlardaki marketten yaptığımız alışveriş poşetlerini mutfağa götürdük ve içindekileri buzdolabına yerleştirip, pizzayı alıp salona geçtik. Özlem DVD arşivinden güzel bir komedi filmi alırken, bende cebimden telefonumu çıkartıp “Önce Sinem’i arayıp, ne zaman geleceğini öğrenelim. Böylece geç gelecek olursa ona da bir şeyler bırakırız.” Dedim tuşları çevirmeden önce.

“Evet. Çok haklısın. Yoksa kız eve geldiğinde aç kalabilir.” Dedi gülerek.

“Alo!” dedi Sinem telefonu ikinci çalışında açtığında yorgun bir sesle.

“Nasılsın bakalım oyuncu hanım?” diye sordum gülümseyerek.

“Berbat! Çok çalıştırdı bugün bizi ve şu anda eve gelip yatıp uyumaktan başka hiçbir şey istemiyorum.” Dedi neredeyse ayakta uyuyormuş gibi bir ses tonunda.

“Ne zaman geliyorsun? Bu gece dışarıdan yemek yiyeceğiz.”

“Ben biraz daha gecikebilirim, siz yemeğinizi yiyin.” Dedi biraz da üzgün geliyordu sesi.

“Neyin var senin? Sesin biraz üzgün gibi?” dedim endişeli görünmemeye çalışarak.

“Şey… Bugün Ayhan hiç gelmedi ve telefonu da her zaman kapalıydı. Ona biraz canım sıkkın.” Dedi neredeyse biri dokunsa ağlayacakmış gibi geliyordu sesi.

“Peki, annesini arayıp sordun mu?” dedim endişemi saklamayı bir kenara bırakarak.

“Evet, aramışlar. Ama annesinin verdiği cevap beni düşündürdü be Zeynep.” Dedi sesinden sinirlendiği belliydi.

“Ne dedi?” Dedim iyice meraklanarak.

“Garip ama… Dün geceden beri eve hiç gelmemiş ve giderken de ‘Caddebostan’daki bir kulübe kız arkadaşımla buluşmaya gidiyorum’ demiş.” Dedi hıçkırıkların arasından.

“Lütfen ağlama tatlım.” Dedim sanki boğazımda bir yumru varmış gibi hissederken.

“Nasıl ağlamayım be Zeynep? Çocuk benimle buluşmak için oraya geliyor ama benimle buluşmuyor. Bu nasıl iş? Birde dün gece gördüğüm o saçma sapan rüya var.” Dedi bağırarak.

Sinem artık patlamış bir volkan gibi lavlarını telefonun diğer ucundan akıtıyordu. Gerçek bir volkan ile Sinem arasında tek bir fark vardı; Sinem’in volkanı lav yerine bağırmak ve gözyaşı akıtmaktı. Sinem’in erken gelmeyeceğini öğrendikten sonra Özlem ile beraber film izleyip pizza yemeğe koyulduk.

Filmi izledikten sonra etrafı toparlamaya başladık. Saate baktığımda neredeyse on bire geldiğini fark ettim. ‘Nerede kaldı bu kız?’ dedim kendi kendime duvardaki saate bakarken.

“Hayırdır Zeynep? Neden saate bakıp duruyorsun?” diye sordu Özlem yanıma gelerek.

“Sinem geç kaldı. Onu merak etmeye başladım.” Dedim endişeli bir şekilde.

“Neden aramıyorsun?” diye sordu telefonumu vererek.

Hemen telefonu alıp Sinem’in numarasını çevirdim ve açmasını beklemeye başladım.

“Alo?” Sinem’in üzgün sesini duyduğumda bir şeylerin ters gittiğini hissetmeye başladım.

 “Sinem? Nerede kaldın tatlım? Seni merak etmeye başladık.” Dedim içimdeki sıkıntının neden geçmediğini merak ederek.

“Birazdan geliyorum Zeynep. Az bir işim kaldı.” Dedi yorgun bir ses tonunda.

“Tamam, dikkatli ol! Sen… İyisin değil mi Sinem?” diye sordum.

TILSIM SERİSİ 1. KİTAP BAŞLANGIÇ(E-KİTAP OLACAK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin