biraz gec oldu ama yb
iyi okumalarr!!
☆☆☆
her şeye yeniden başlayabilir mi insan? hayatına kocaman beyaz bir sayfa açıp geçmişini öylece yok sayabilir mi? geçmiş hiç var olmamış gibi yaşayabilir mi?
ben yaşıyorum. yaşamaya çalışıyorum doğrusu.
seul'den ayrılalı neredeyse bir buçuk sene oluyor. zamanında kalkmıyor diye kızdığım kış birkaç kez kalktı. mevsimler birbirini kovaladı. zaman nasıl bu kadar hızlı geçti bilmiyorum ama ben onu ebeleyemedim. büyük bir bencillik olsa da arkama bakmadım. bakamadım. beni soluksuz kovalayan geçmişime bakarsam bir kez daha düşerdim, kimse kaldıramazdı bu sefer. kendi ayaklarım üstünde durmayı öğrendim. kimseye sırtımı dayamamayı öğrendim. arkadaşsızlık nasıl bir şey onu öğrendim.
tabii bu son söylediğim birazcık istisna olabilir. istisna olduğunu sertçe çarpılan dış kapım onaylıyor hatta.
kızarmış gözlerimi ovalayıp ince çerçeveli gözlüğümü gözüme geçirdim. ben daha odamdan çıkmadan kapıyı açar açmaz yeji şiş karnıyla paytak paytak yürüyerek karşıma geçti ve kaşlarını çatıp elini göbüşünün üstüne koyarak yüzüme baktı.
yeji ne alaka diyeceksiniz değil mi? geçmişe ucundan dönmekte çok da bir sakınca yok sanırım.
20 Şubat 2021
ağlamaktan şişen gözlerimle japonya uçağımın kalkmasını bekliyorum. arkadaşlarım belki affetmeyecekler beni ama anlamalarını umuyorum. seul artık bana dar geliyor, yaşadıklarım kaldırabileceğim türden şeyler değil.
uzun bir veda mesajı yazdım ortak grubumuza, biraz intihar notu gibi olduğunu sonradan fark etmiş ve bu bir intihar notu değildir diye eklemiştim sonuna. salakça göründüğünün farkındaydım ama çok da mantıklı düşünemiyordum nihayetinde. mesajlarımı ilk minho hyung görmüştü. hyunjin onu takip ederken aramalardan kitlenen telefonumu uçak moduna almıştım. artık sadece uçağımın bir an önce sorunsuz bir şekilde kalkmasını istiyordum. bu telefonu da artık çok kullanmazdım zaten, japonya'ya geçtikten sonra yeni bir hat edinmeyi planlıyordum. arada sırada iyi olmasam bile arkadaşlarımın içlerini ferah tutmak ve iyiyim demek için kullanırdım belki.
çok kızacaklardı bana. özellikle chan hyung ve changbin hyung çok kızacaklardı biliyorum. hyunjin kırılır en çok. belki birazcık hatrım kaldıysa minho hyung üzülür gittiğim için. küçüklerim... felix'im, gün ışığım, köpüş seungmin'im ve minik jeongin'im. çok özür dilerim, hayatınız boyu yemediğiniz dost kazığını benim sizi öylece bırakıp gitmemden yiyeceksiniz belki de. çok üzgünüm. ama yapamam. kalamam daha fazla burada. olayın minho hyung olmadığını anlarsınız umarım, olay böyle bir düzenin içine doğmuş olmam ve ister istemez insanların hayatını mahvetmem. bir yerde haklıydı yuqi, zavallıydım. en çok da arkadaşlarımı bırakıp gidecek kadar korkak olduğum için zavallıydım. ama zorunda olmasam yapmazdım. o kızın yalnızca beni arkadaşlarımdan uzaklaştırmakla yetinmeyeceğini biliyordum. kalsaydım insanların yüzüne bakamayacak hale getirirdi beni, gitmeyi seçtim ben de.
bundan yarım saat önce chaeryeonglara gitmiştim. babaanne bir sorun olduğunu anlayıp uzun süredir ertelediği o falıma bakmak istemişti. chaeryeong'u odadan kovduğu için uzunca kavga etmişti chaeryeong onunla. chaeryeong'u da babaanne'yi de çok özleyecektim. keşke chaeryeong'u da kolundan tutup gideceğim yere götürebilseydim ama babaanne vardı. gidelim desem hiç şüphesiz çantasını hazırlar ve benimle gelirdi ama yapamazdım işte. ikisini ayıramazdım, böyle bir şeyi isteyemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
those eyes, minsung (✓)
Fanfiction[omegaverse] jisung, minho'nun gözlerine bakmaya devam ederse işlerin yokuş aşağı gideceğini ve bunun geri dönüşünün olmadığını biliyordu. ama o gözlerinin içine bakmaya devam etti.