belediye bu kadar çalışmıyo yemin ederim
yb canim
iyi okumalarr!!
☆☆☆
"herkese merhaba" rektörün tam olarak ayarlayamadığı mikrofonu bir kez daha düzelterek gülümsedim. sahnenin önündeki fotoğrafçılar flaş patlatarak fotoğraflarımı çekiyorlardı, aptal bir gülme isteği vardı içimde. güldüm de.
"üniversiteye başlarken yine açılış konuşmamızda sayın rektörümüz bay hong bir şey söylemişti. 'bir bakmışsınız buradasınız bir bakmışsınız gidiyorsunuz.' o gün komik gelmişti o söz, epey kıkırdamıştım. açıkçası ilkokuldan başlayan okul serüvenimin ilk on iki yılı pek de iç açıcı değildi benim için. yine de her zaman derslerime çalışmaya ve bana verilen görevleri layığıyla yerine getirmeye çalıştım. en büyük gayem annemi gururlandırmaktı, o şimdi burada olamasa da umarım bir yerlerden beni izliyordur. ve umarım hayal ettiğim gibi gururlandırabilmişimdir onu." son sözümden sonra büyük bir sessizlik hakim oldu çevreye. kuru kuru yutkundum, derin bir nefes aldım. tanımadığım annem için değil de tanıdığım, öyle biri olduğuna inanmak istemediğim annem için yapıyordum bu konuşmayı.
"inşaat mühendisliği okuması kolay olan bir bölüm değildi, okuyan ve bugün benimle birlikte mezun olan arkadaşlarım iyi bilirler. her maketi özenle hazırlamak ölüm gibidir, yine de saha gezilerinde içtiğimiz sarı kolaları unutmayacağım ve sarı beretimi yeni yetme bir mühendis olarak gururla taşıyacağım kafamda. seul üniversitesi bana çok şey kattı, dört sene kulağa uzun bir zaman dilimi gibi gelmese de birçok şey öğreniyorsunuz ve birçok şey değişiyor hayatınızda. her neyse, sahneyi çıkmayı sabırla bekleyen arkadaşlarım için konuşmamı çok uzun tutmayacağım. bu dört sene boyunca buraya gelmemde emeği giren ve derslerime geçen bütün hocalarıma, özellikle bay kim ve bay min'e, sayın dekanıma, sayın rektörüme teşekkür ediyorum. arkadaşlarıma da çok teşekkür ederim; sevgili bang christopher chan, sevgili lee minho, sevgili seo changbin, sevgili hwang hyunjin, sevgili lee felix, sevgili kim seungmin, sevgili yang jeongin" derin bir nefes aldığımda gülüşmeler yükseldi. arkadaşlarıma baktım. herkesi ağlatacaktım bugün galiba, sahneden indikten sonra ben de ağlayacaktım.
"sevgili hwang yeji, sevgili shin ryujin, sevgili lee chaeryeong ve sevgili yeh shuhua. unuttuğum kimseler kaldıysa özür dilerim, onlara da kocaman teşekkürlerimi sunuyorum. siz olmasaydınız hayatım bir enkazdan farksız olurdu, benim hayatımı ayakta tutan kolonlar sizlersiniz. her zaman yanımda olduğunuz için, yanımda olamasanız da bunu içtenlikle hissettirdiğiniz için hepinize minnettarım. teşekkür ederim, bugün seul üniversitesinden başarılı bir mühendis olarak ayrılmak benim için büyük bir onurdur."
eğildiğimde alkışlanmaya başladım. rektör omzumu pat patlayıp benimle birlikte birkaç poz verdi ve gülümseyerek sahneden inebileceğimi söyledi. merdivenleri ikişerli ikişerli inip arkadaşlarımın olduğu masaya doğru ilerledim.
tabii önce yeji'nin radarına yakalandım.
"seni adi" koluma bir tane geçirdiğinde sızlanarak kendimi zaten beni bekleyen chaeryeong'un kolları arasına attım.
"ne kadar ağladı bu kız senin yüzünden haberin var mı?" ryujin söylenerek bana baktı.
"bir saniye. siz bunca zamandır?" chaeryeong gözlerini kısarak bana baktı. kollarının arasında öyle bir sıkıyordu ki nefes alamıyordum.
"üzgünüm" dedi yeji mırıldanarak. chaeryeong beni bıraktığında geriye doğru sendeledim ve bir bedene çarptım. hyunjin'in tarçın kokulu feromonları burnuma çarparken kolları vücudumu sarmaladı. kollarının arasında dönüp sıkıca sarıldım. diğerleri de arkasındaydı. minho hyung kaçamak bakışlarını atıyordu, belki de gidişimden kendini sorumlu tutmuştu bunca zamandır bilmiyorum. diğer hattımı günlüğü olarak kullanıyordu, mesajlarını okumasam da görüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
those eyes, minsung (✓)
Fanfiction[omegaverse] jisung, minho'nun gözlerine bakmaya devam ederse işlerin yokuş aşağı gideceğini ve bunun geri dönüşünün olmadığını biliyordu. ama o gözlerinin içine bakmaya devam etti.