10. bölüm

458 34 23
                                    

Gökmen Zeynep'i orada bıraktığından beri içini bir sıkıntı almıştı. Annesini ve Eslemi bıraktıktan sonra da kendini Zeynep'in söylediği adrese giderken bulmuştu istemsizce.

Zeynepse önce camide vakit namazını kılıp daha sonra Eslem'e geçecekti . Akşam namazını kılıp orada biraz Kur'an okuduktan sonra saat daha fazla ilerlemeden kalktı. Dışarı çıktığında hava kararmıştı bile . Kulaklığını takıp müzik listesinden rastgele bir müzik açıp yürürken arkasından seslenen kişiyi duymamıştı, ta ki o kişi kolunu sıkıca kavrayıp " Duymuyor musun " diye kükreyene dek .

Zeynep kolunu adamdan kurtarıp kulaklığını çıkardıktan sonra sinirle söylediğine pişman olacağı sözleri etmişti bile.

- Pardon ama hayvan mısınız? Kulağımda kulaklık vardı seslendiğinizi duymadım ne hakla kolumu tutup canımı yakıyorsunuz ?

Karşısındaki adam Zeynep'in sözleriyle daha da hiddetlenip hiç düşünmeden Zeynep'e tokat attığında Zeynep neye uğradığını şaşırmıştı. Ama şaşırdığı tek şeyin bu olmasını isterdi , devamında duyduğu iğrenç sözlerden sonra orada ölmek istemişti.

- Güzel karısın ama hiç akıllı değilsin. Neyse olsun ...

İğrenç sözünün üstüne bir de bir o kadar iğrenç bir kahkaha atmıştı adam .

Zeynep ciddi anlamda midesinin bulandığını hissediyordu şuanda.

- Allah'ım lütfen yardım et , kurtar beni

Mırıltıyla söylediği sözlere adam igneleyici bir şekilde gülerek karşılık vermişti.

- Ne o dua mı ediyorsun yoksa ? Et bakalım kurtulabilecek misin ?

Adamın gülüşü kulaklarını kanatıyordu resmen , iğrenç gülüyordu iğrenç.

Ama birden bitmişti bu eziyet duyduğu sesin sahibiyle beraber .

- Zeynep !

Kendine doğru endişeyle koşan adamı gördüğünde ilk kez koşup sarılmak gelmişti içinden. Gökmen'i gören adam da hiç düşünmeden topuklamıştı bile .

Gökmen adamın arkasından gitmekle Zeynep'in yanında kalmak arasında kısa bir an kararsız kalsa da kararını vermesi  uzun sürmemişti . Gebertecekti o iti .

Zeynep'in yanına geldiğine işaret parmağını kaldırıp emir verir gibi konuştu.

- Sakın ayrılma burdan , sakın!

- Nereye ?

Gökmen cevap vermeden adamın arkasından koşmaya başladığında aniden gelen cesaretle bağırdı arkasından.

- Gökmen !

Gökmen kısa bir an Zeynep'e dönüp ilk kez ismini yalın haliyle söylemesinin şokunu yaşadıktan sonra adamı kaçırmamak için bir tepki vermeden koşmaya devam etti.

Zeynep olduğu yere çöküp başını gökyüzüne kaldırdı. Şüphesiz Allah her yerdeydi. Ama ne zaman şükredecek olsa başını gökyüzüne kaldırmak çok huzurlu hissettiriyordu.

- Teşekkür ederim Allah'ım, onu bana gönderdiğin için . Teşekkür ederim...

Orada öylece 15 dakika kadar kalmıştı Zeynep. Kalkıp gidebilirdi ama onun sözünü dinliyordu bu yüzden kalmıştı orada. Kendine kendi bile şaşırıyordu şuan. Bir de ... Bir de ona bir şey olacak diye çok korkuyordu. Belki de sağ salim geldiğini görmek istiyordu.

15 dakikanin ardından saçı dağılmış yüzü kıpkırmızı bir Gökmen çıkıp gelmişti sonunda. Zeynep telaşla ayaklanıp yanına gittiğinde yüzünü buruşturarak , ve  telaşını tüm sesine yayarak sordu Gökmene.

HemdemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin