28. bölüm

295 23 15
                                    

Bu sabah hayatındaki en farklı sabahtı. Gözlerini açtığında sağ tarafına dönüp uzunca izlemişti yanındaki adamı . 1 aylık evli olmalarına rağmen bir kere bile kocasını dilediği gibi izleme fırsatı bulamamıştı , kaldı ki bu hakka sahip de görmemişti kendini . Yaptığı hata için en büyük cezayı kendi kesmişti kendine , sevdiği adamı sahiplenememişti bir türlü buna layık görmemişti kendini.

Aralarındaki bütün engelleri aşmış sayıyordu artık kendini , ilk kez kocasıyla uyanmıştı sanki bir sabaha . Uzunca izlediği kocasının saçlarından çekinmeden öpüp geri çekildi.

Saçlarını toplayıp sessizce ayrıldı odadan . Güzel bir kahvaltı hazırlamakla başlayacaktı. Ocağa çayı koyup kısık sesle bir müzik açtıktan sonra kahvaltıyı hazırlamaya başladı. İçi kıpır kıpırdı , saçmalıyor muydu bilmiyordu ama Gökmen'in yanından hiç ayrılmak istememişti . Sadece izlese bile yeterdi .

Kahvaltı masasını kurduktan sonra göz gezdirip memnun bir ifadeyle kapıya yöneldi. Gökmenin uyanmasını bekleyemezdi , bu zamana kadar kocasından tabiri caizse kaçtığı için geç uyanması işine bile gelmişti ama şuan onu görmeden tek bir an bile geçirmek istemiyordu .

Odaya geldiğinde Gökmen'in uyanmış yatakta telefon baktığını görünce istemsizce burkulan içine engel olamamıştı . Onun içi içine sığmazken Gökmen'in umursuz oluşu kırıyordu kalbini elinde değildi. Ayni duyguları hissetme mecburiyetinde değildi belki ama yine de kırıcıydı farklı anlamlar yüklüyor olmak . Bugün evliliklerinin dönüm noktasıydı , onun da biraz daha heyecanlı olması gerekmez miydi ?

Sesini düz tutmaya çalışarak seslendi kocasına. .

- Kahvaltı hazır Gökmen, haberin olsun .

Sözünü tamamlayıp geri döneceği sırada Gökmen'in seslenmesiyle durdu olduğu yerde.

- Tamam da ... Bir şey mi oldu , niye böyle söyledin ?

Belli etmemiş haliyle adam neye uğradığını şaşırmıştı , bir de belli etseydin ne olurdu acaba Zeynep , diye söylendi kendi kendine . Gökmen'in kendine anlamaya çalışarak bakmaya devam ettiğini fark ettiğinde profesyonel olmaya çalıştı, çalıştı yani .

- Yoooo , ne olacak ki ? Kahvaltı hazır işte başka ne şekilde söylenir bu ?

Verdiği cevaba Gökmen'in gülümsediğini fark ettiğinde görmemiş gibi davranmaya devam etti . Kalbi kırıktı şuan , hem de fazlasıyla .

- Gelsene !

Gökmen'in eliyle yanını işaret ettiğini fark ettiğinde kısa bir an boş bir ifadeyle bakıp , isteksiz gibi görünmeye özen göstererek ilerledi yanına .

Yatağın başında durup umursuzca söylendi sonra .

- Ne var , ne oldu ?

- Zeynep sen bana trip mi atıyorsun ? Yok hatta , baya baya trip atıyorsun.

Gökmenden beklemediği çıkışla gözlerini kaçırıp heyecanla cevapladı Zeynep.

- Hiç de bile !

- Emin misin ?

- Eminim Gökmen, niye trip atayım hem ?

Aldığı cevapla tatmin olmayı tercih etto Gökmen , fazla irdelemeden isteğini dile getirdi .

- Tamam sorun yoksa gel o zaman

Gökmen'in kendine inanmasıyla rahatlayıp , uzatmadan yanına oturdu Zeynep. Ama bir hal vardı Gökmende şuan daha iyi anlıyordu . Düşünceli bir hali vardı.

Ne olduğunu anlamaya çalışırken Gökmen'in kendine sarılmasıyla düşündüklerini bir kenara bırakıp anı yaşamayı tercih etmişti Zeynep. Bu adama çok çabuk yeniliyordu belki de halletmesi gereken önemli bir problemdi bu . Ama çok geçmeden Gökmen'in söyledikleriyle düşündüklerinden utanıyordu resmen .

HemdemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin