16. bölüm

340 26 20
                                    

Resmi nikah günü gelmişti ve Zeynep hayatının ciddi anlamda en zor gününü geçiriyordu. Etrafındaki insanlar sürekli e bir şeylere müdahale etme hâlinde , ve tüm ilgi kendindeydi . Başlarda bu durum hoşuna gitse de gelin almaya gelme vakti yaklaştıkça , herkesin bir şeylere müdahale ediyor oluşu ve onu asla dinlemeyişleri epey can sıkıcı bir hal alıyordu.

Kuşak bağlama merasimini kardeşi Keremle yaşamış ve ilk kez kardeşinin kendisine böylesine candan sarıldığını görmüştü. Onların sarılmalarını bölense gelen erkek tarafıydı.

Öyle abartılı bir gelin alma yapmamışlardı. Zeynep dayısının kolunda evden çıktığında ufak bir kalabalığın en önünde Gökmen vardı. Gökmen'i ilk kez takım elbiseyle görmemişti ama damat olmak ayrı bir yakışmıştı . Normalde evleneceği insanda dış görünüş hayali kuran bir kız olmamıştı Zeynep ,  ama Gökmene baktığında kendini bu konuda epey şanslı hissediyordu. Gökmen'i gördüğü ilk günü , işe geç kaldığı günü düşündüğünde aklına gelen ilk şey onu gördüğü an kalbinden usulca göğsüne yayılan ince sızıydı. İlk görüşte kendine çeken bir enerjisi vardı ve bundan ne kadar memnundu son zamanlarda sorgular olmuştu. Karşısındaki adamın bugün resmi olarak kocası olacağını bilmek , kendini özel hissetmesine sebep oluyordu. Gökmen özeldi , güzel seven yüreği kocaman bir adamdı...

Gökmense Zeynep' i beyazlar içinde o kadar hayal etmişti ki , şuan bir nevi dejavu yaşıyor gibi hissediyordu. Gördüğü ilk günden beri Zeynep'i hayal ettiği şekil şuan gerçek halde gözlerinin önündeydi . Tek bir fark vardı , hayal ettiğinden çok daha güzel bir halde karşısındaydı . Öyle narin , pak , temiz ve sevilesi duruyordu ki sevdiği kız karşısında . İsteme günü çiçek seçerken Zeynep'i gözünün önüne getirdiğinde alacağı çiçeğe karar vermek anında kolaylaşmış ve onu temsil ettiğine yürekten inandığı beyaz karanfili almıştı . Şuan beyazlar içersinde oluşu, duruşu , bakışı ... Saniyeler içerisinde kalbinin hissettiği tonlarca duyguyu bastırıp dayısı Ahmet'in sözleriyle ilgisini ona vermekte bir o kadar güç oluyordu Gökmen için pek tabi .

- Zeynep sana nasıl guvendiyse biz de onun kadar güvendik ve ben sana sadece ablamın emanetini değil , dostumu kız kız kardeşimi , en yakın arkadaşımı emanet ediyorum . Allah iki cihan saadeti nasip etsin , hiçbir zaman utandırmasın kardeşim

Ahmet sözlerini tamamlayıp Zeynep'in kolundan ayrıldıktan sonra Gökmen'in koluna girmesi için geri çekildiğinde Zeynep Gökmen'in yanına geçip, koluna girdi.

Gökmen Zeynep'in yüzüne kısa bir an bakıp Ahmet'e dönerken , Ahmet'e söz vererek karşılık verdi.

- Zeynep bana en başta Allah'ın emanetidir, sonrasında sizin. Gözünüz arkada kalmasın.

Daha sonra kapı önünde okunan Kur'an'ın ardından duaları yapıldı. Zeynep ve Gökmen yan yana ellerini dua etmek için açtıklarında , Zeynep şu ana kadar yaşadığı hiçbir şeyi Gökmen'in dua ederken ki halini görüşüne değişmezdi. Tam şuanda her zaman duyduğu sevgiden kat be kat fazlasını duyuyordu yanındaki adama , öyle ki ellerini kaldırışı tutuşu bile öyle güzel gözüküyordu ki .

Gökmen'in namaza başladığını Hülya hanımdan öğrenmişti kararını vermeden önceki yaptıkları konuşmada , hatta hülya hanım ' Oğlum senden sonra tekrar eski haline dönmeye başladı kızım ' dedikten sonra buna vesile olmanın umudu ve heyecanı da vereceği kararı büyük anlamda olumlu etkilemişti. Ama şuan ilk kez onu bu şekilde görüyordu ve şuan onun için en huzur verici anlardan biriydi .

Ey Yüce Rαbbim! Eşi ile birbirlerini, Hz. Muhαmmed ile Hz. Hαtice vαlidemizin birbirlerini sevdikleri gibi sevmeyi nαsip eyle. Kendilerine Hz. Αdem ile Hαvvα αnnemiz αrαsınα koyduğun sevgi gibi bir sevgi ver. Hz. Αli Efendimiz ile Fαtımα vαlidemiz gibi birbirlerini sevdir.  Birbirlerine kαrşı kαlplerini ısındır ve onlαrı fitneden, fesαttαn, nefretten ve düşmαnlıktαn muhαfαzα eyle.

HemdemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin