Gökmen Zeyneple ayrıldıktan sonra yüzünden bir türlü silinmeyen bir gülüşü vardı.
İlk kez kendini Zeynep'e bu kadar yakın hissetmişti. İlk kez Zeynep imkansız olmaktan çıkmıştı.
Bu kadar yükselip Zeynepten olumsuz bir cevap almayı kaldıramazdı biliyordu. Bu yüzden bir şey yapması lazımdı. Adımlarını hiç olmadığı kadar sağlam atmalıydı. Zeynep elini kolunu bağlamıştı bir nevi . Şimdi konuşmadan karşısına çıkmadan nasıl bir şey yapabilecekti ki ..
Aklına annesi gelmişti , Zeyneple konuşmasını istese ikna edebilirdi belki.
Eve geldiğinde yüzündeki mutluluk kimsenin gözünden kaçmamıştı. Halbuki annesine sıkıntıyla bir işi çıktığını söylemişti . Evdekileri öyle böyle geçiştirip odasına atmıştı kendini. Yatağına uzandığında Zeynep'in gözünün önüne gelen yüzünü hayal ederek gözlerini kapatmıştı.
- Çok acil kavuşmamız gereken meseleler var Zeynep, çok acil ..
(Gökmen'i yiceem 😅😅)
Zeynepte ise durum biraz farklıydı. Hem kalbi hiç atmadığı gibi atıyor hem de yanlış bir şey yapmış olma düşüncesi içini sıkıyordu.
Kendini kurtardığı için anlık bir duygu değişimi yaşamış olamaz mıydı ? Neden korkuyordu bu adamı sevmekten bu kadar ..
Sorusunun cevabı çok zor değildi. Gökmen ona pek de güzel duygular yaşatmamıştı . Bunu düşündüğünde içi soğusa da Gökmen'in kendine olan sevgisine git gide inanıyordu. Ya da inanmak mı istiyordu ?
Kafası öyle karışmıştı ki , çevresinde sorup akıl danışacağı kimse de yoktu.
Daha sonra aklına Hülya hanımın oğlundan söz edişi geldiğinde istemsizce gülümsedi. Gökmen'i hiç tanımadan Hülya hanımdan duymuş olsa kesin aşık olurdu biliyordu.
İyi de aşık olmak zorunda mıydı??? Kendini hem sevmek için zorluyor , hem de sevmekten bir o kadar korkuyordu.
Düşünceleriyle ne yapacağını bilmez halde eve adımladı . Kaderde neler vardı kim bilir ..
**********
Ertesi gün Gökmen hiç olmadığı kadar neşeli bir şekilde gelmişti şirkete. Eğer Zeynep onu severse o da bu şirketi sevecekti. Bu şirket vesilesiyle tanımıştı çünkü Zeynep'i .
Odasının önüne geldiğinde misafirinin olduğunu söylemişlerdi. Merakla içeri girdiğinde yüzündeki neşe anında silinmişti yüzünden.
- Ne işin var senin burada ?
Bu soruyu sakince sormasına kendi bile şaşırmıştı , bu kadını ömrünün sonuna kadar tek bir kez daha görmek istemiyordu. Eskiden içinde nefret vardı Alev'e karşı ama şimdi nefret dahil hiçbir duygu hissetmiyordu . Sahi Zeynep hayatına girdiğinden beri aklına bile gelmemişti Alev'in varlığı . Kaldı ki yaptıklarına öfkelenmeye hiç fırsatı olmamıştı.
Alev ayaklanıp yanına gelmek istediğinde geri çekti kendini Gökmen.
- Napıyorsun ? Niye geldin dedim sana !
Alev karşısındaki adamın tavrına rağmen umrunda olmadığını belli ediyordu . Evet aldatmıştı Gökmen'i. Ama pişman olmuştu herkes ikinci bir şansı hak ederdi .
- Bebeğim bak ben çok pişmanım, lütfen ..
Gökmen karşısındaki kadına igrenerek baktı . Daha fazla devam etmesini istemiyordu .
- Yeter! Çık çabuk odamdan
- Gökmen hiç mi özlemedin beni , pişmanım diyorum sana !
Gökmen yüzünü sıvazladı sinirle . Fena halde geriliyordu şuan.