Teşekkür ederim.

249 37 139
                                    

ASIM

"Geldiğin için teşekkür ederim-"

"Senin için gelmedim, Özge için geldim." deyip Özge'nin yanına oturdu. Murat ile ayakta duruyoruz. Birbirlerine sarıldılar. Özge iyi gözükmüyor.

"Gel seninle yürüyelim-"

"Burda duralım, Fatma Zehra. Hem konuşacaklarımız var seninle." dedi Özge yüzünü silerek. Şu hâlde bile beni düşünüyor. Gözlerimin acısıyla başımı çevirdim. Gerek yok.

"Ne konuşacaksınız-"

"Özge... Başka zaman. Kendini yorma." dediğimde kaşlarını çattı. Üzülen o değilmiş gibi gülümseme yerleştirdi yüzüne.

"Şimdi konuşacağız. Fatma Zehra... Abim seninle özel bir şey konuşmak istiyor. Senin de onayın varsa konuşun. Sonra ortak konuşuruz-"

"Özel bir şey kalmadı ki." diyerek Özge'nin sözünü kesti Fatma. Kaşlarımı çattım. Bana küçük bir bakış atıp devam etti ciddiyetle. Bu kızla hiç anlaşamayacağız.

"Abin usûl nedir, bilmiyor. Her neyse. Konuşmak istemiyorum. Yeterince-"

"Tamam yeterince konuştum çünkü ben. Bir şey istediğim yok, unut gitsin. Özge gidelim artık, gel." deyip Özge'nin elini tuttuğumda Özge'yi kendisine doğru çekti.

"Orda dur bir dakika. Nereye gidiyorsan git. Özge ile konuşmam bitmedi." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Bırak kardeşimi. Muhatap değilim seninle. Ne yapıyorsan yap." deyip Özge'nin kolundan tuttum. Ayağa kalktı, Fatma.

"Çok da lazımdın ya-"

"Yeter, tamam. Asıl siz bırakın sözlümü. Gel Özge." deyip Özge'nin elinden tuttu ve yanımızdan uzaklaştırdı Murat. Lan-

"Bir paylaşamadınız beni." dedi Özge gülerek. "Biz gidiyoruz. Ne paylaşacaksanız paylaşın, asabımı bozmayın benim. Bir saat süreniz var. Sonra buluşuruz."

Bir şey dememize kalmadan uzaklaştılar. Elimi sinirle saçımdan geçirdim. Ben de giderim lan-

"Ne kalacağım be burda? Ben gidiyorum."

Yanımdan geçtiğinde engel oldum ona. Durdu. "Nereye gidiyorsun? Konuşacağız." dedim ciddiyetle. Kaşlarını çattı. "En son muhatap değildin benimle." dediğinde boğazımı temizledim. "Değilim zaten. Hazır ortam oluşmuşken konuşalım, bir daha konuşmamak için yani."

"Şaka mısın?" dedi alayla. Sinirli duruyordu. Sinirle güldüm. "Şaka yapar gibi halim mi var?" dediğimde oflayarak yanımdan geçti. Gidiyor. Arkamı dönüp atıldım.

"Susup hiç konuşmasaydım daha mı iyiydi?! Siz kadınlar, erkeklerden daha ince düşünen varlıklarsınız. Bana karşı normal olamadığını biliyorum. Benim gibi benimle uğraşıyorsun. Beni önemsiyorsun. Umrunda olmasaydım konuşma zahmetinde bile bulunmazdın, bulunmazdım. Seninle evlenebileceğimi düşündüm. Öncesinde de biliyordun beni ama geri durmayı tercih ettin doğal olarak. Beni sevdiğini söylemeni beklemedim senden. Normal bir iletişimle birbirimizi tanıyabilirdik. Benim derdim bu. Zorla seni yanımda tutacak halim yok. Bana yabaniymişim gibi davranma. Sana uyumlu değilsem de söyle. Yoluma bakarım."

Sana uyumlu değilsem uydururum. Kaçış yok. Başka yollar denerim.

Arkasını döndü. Tepkisiz bana bakıyordu. Kaşlarını çattı sonra.

"Bana Tazmanya canavarı dedin."

Duraksadım. Ne?

"Sen de bana kıro dedin. Bütün kızlar beni kibar bulur."

Bir adım yaklaştı bana. Birkaç adımlık mesafe vardı aramızda. Alayla gülümseme yerleştirdi yüzüne.

"Bütün kızlar? Demek ki sonra kıro olduğunu anlamışlar ki evlenememişsin daha." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Her kıza evlenecek gözle mi bakıyorum ben-"

"Bilmem artık ne gözle bakıyorsan. Hem beni ilgilendirmez. Ne halin varsa gör. Çok da lazımdın-"

"Aynen lazımım. Sen de bana lazımsın." dedim kesinkes. Gözlerini kocaman açtı. Yutkundum art arda. Ne tepki vereceğini şaşırmış hâlde ellerini hareket ettirdi. Ben de kaldım. Gözlerini kaçırıp tekrar bana döndü.

"Sen sahiden kırosun." dedi şaşkınlıkla. Sonra yanımdan ayrıldı.

Ne dedim ben az önce?

Ya benimsin ya kara toprağın dermiş gibi.

Harbi kıroyum ben.

***

ÖZGE

"Beni güldürmek için elinden geleni yapıyorsun. Murat iyiyim ben. Hem seninle sözlendim, ne derdim olabilir benim? Söyle, bekliyorum."

Gözlerini kısıp uzunca baktı gözlerime. Gözlerimi kaçırıp tekrar ona baktığımda güldü. Utandım.

"Nişanımız nasıl olsun istersin?" dedi gülümseyerek. Heyecanlandım.

"Bilmiyorum. Evde olur yine. Biz ne zaman evleneceğiz Murat? Seneye kalmaz değil mi?"

"Kalmaz, inşallah. Ben ailemle görüşüyüm, sana haber veririm. Arayı uzun tutmaya gerek yok."

Başımı salladım. Önümde duran balık ekmeği alıp yüzüme yaklaştırdı. "Hadi ye, bitir. Sonra başka yerlere gidelim."

Elinden alıp yemeğe başladım. Balık ekmeği çok seviyorum. Kilo aldığım aklıma geldikçe üzülsem de yedim.

"Murat..."

Çayından yudumlayıp bana döndü.

"Efendim? Ne oldu?" dedi beklentili bakışlarıyla. Gülümsedim.

"Teşekkür ederim." dediğimde gülümsedi benim gibi. "Ben de teşekkür ederim." dedi içtenlikle. "Neden?" diye sordum. Yüzünde beliren muzip ifade ile gözlerimi kaçırıp güldüm. Uff.

"Bana güvenip balık ekmek yediğin için."

***

Kıro Asım jccnsjs

Balık ekmek severler🐟
Ben çok severim.

Neler oldu öyle, anlatın bana hcnsnx😅

Yorumlarınızı bekliyorum❤️

AşkEmekİsterKıroOlunsaBile

ŞAKA! - TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin