Sürpriz.

355 44 206
                                    

Bu bölümü ŞAKA! - Texting kitabının yazarına ithaf ediyorum. Seni unutmak istemedim. Teşekkür etmene gerek yok. Yabancı değiliz şurda mdjs Çöpçatanlığa devam fjbjf


"Özge hadi çıkmamız lazım! Hazır mısın?!"

En sevdiğim kot pantolona giremiyorum. Fermuarını bir türlü kapatıp düğmesini geçiremedim. Gözlerim sulanırken başımı kaldırdım. Kilo almış bir kız duruyor karşımda. Kilo aldım ben.

Kapı tıklatma sesiyle duraksadım. Uff!

"Hazır mısın kardeşim?"

Gitmeme fikri aklımda dolanırken Murat düşüncesi daha mantıklı geliyordu. Mühendis kızı bakışlarımla öldürecektim. Şirketi de merak etmiyor değilim. Çok güzel planlarımı altüst edemem.

"Geliyorum birazdan. Hemen!" diye cırladım. O nasıl ses?

"Tamam tosbiğim. Bekliyorum. Azıcık elini çabuk tut olur mu?"

Tosbik Özge.

Pantolonumu oflayarak çıkardım. Üzerimdeki gömleği de çıkardığımda dolabımdaki kıyafetlere göz gezdirdim bir süre. Pantolon denemek istemiyorum bir daha. Elbiselere baktığımda çiçekli beyaz salaş elbisem dikkatimi çekti. Hemen elime aldım. Her türlü girerim bunun içine.

Elbiseyi giyip gözlerimi aynaya çevirdim. Saçlarımı tepeden bağlamıştım. Tokayı saçımdan çıkartıp bir güzel dağıttım saçımı. Zayıf gözükmek için elimden geleni yapıyorum.

Odamdaki döküntüleri toplayıp son kez aynaya baktım. Saçımı kulağımın arkasına aldığımda daha zarif durdum sanki. Böyle kalsın. Odadan çıktım.

"Bir an gelmeyeceksin sandım-"

Bakışları bir süre üzerimde gezinirken yerimde kıpırdanıp gülümsedim.

"Ben hazırım! Hadi çıkalım."

Elimi tuttuğunda çantamı sıkı kavrayıp kendi etrafımda döndüm. Bir tur dönmeden sonra abimin çatık kaşlarını görmeyi beklemiyordum.

"Özge... Abartmışsın. Ben seni böyle götüremem."

Kaşlarımı çattım. "Ne abartması abi? O kadar hazırlandım. Hadi çıkalım-"

"Şirkette kaç bekar adam var biliyor musun sen? Pantolon falan giy. Ciddiyim bak."

Dudağımı büzdüm. Tosbiğim ben.

"Off giyeceğim işte. Hem o bekarlar eli yüzü düzgün olanlardan mı? Öyle bir şey diyordun?" deyip kaşlarımı havalandırdım. Oflayarak koluma girdi. Sırıttım. Zekiyim ya ben, biliyorum bu işleri.

***

Arabayı park ettiğinde heyecanla yerimde kıpırdandım. Murat'ı göreceğim.

Abim arabadan indiğinde ben de arkasından indim hemen. Temiz havayı bol bol içime çektim. Oh dünya varmış valla. Çok şükür.

Vakit kaybetmeden içeri girdik. Birkaç bakışın bize dönmesini umursamadan abime ayak uydurdum. Asansörün önünde durduk. Düğmeye bastı.

"Dışarda işlerin var mı?" dedi abim beklentili hâlde. Gülümsedim. İki gün sonra abimin doğum günü. Eksik pasta malzemeleri almalıyım.

"Ufak mutfak ihtiyaçları var. Eve geçmeden hallederim." deyip ilerleyen sayıya baktım. Ne çok kat var.

"Tamam. Dikkat et kendine."

Asansör kapısı açıldığında birkaç kişi karşıladı bizi. Saçma bir şekilde insanlara bakarken abim kolunu omzuma atıp beni yönlendirdi. O sırada insanların içinden biri konuştu.

ŞAKA! - TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin