Mardin bugün için adeta Avjin için ağlıyordu. Arslanoğlu konağında yatak odasının penceresinden yağan yağmuru izledi. Gözlerinden dökülen gözyaşlarına eşlik ediyordu yağmur. Oysa zaman dursun istiyordu o gece. Olacakları bilir gibiydi yüreği. Agir Ağa yatakta zamanı durdursada gün ağarmış ve geçmiş kanlı yüzünü tekrar tekrar göstermişti. Berzah ağabeyin öldüren şerefsiz bir yerlerde hala nefes alıyordu. Kanlı tabuttan sağ çıkan olmamıştı. Avjin de ölmüştü. On iki yıl koskoca on iki yılını bir ölüden farksız geçirmişti. Taa ki Ahir Ağa ile evlenene kadar. İlk defa yaşamak için nefes almıştı.
Düşüncelerini dağıtan kapının tıklatılmasıyla Avjin kendisine çeki düzen verdi. "Gir."
Dışarıdan açılan kapıdan içeriye giren Asmin Yade odanın ortasına kadar geldi. Pencerenin önünde oturan Avjin'i görünce gözleri parlamıştı. Oturduğu tekli koltuğun karşısına kadar gelerek oturdu. "Avjin buke yine odana kapandın."
"Yade ben şey..."
Asmin Yade anlarcasına elini Avjin'in elinin üzerine koydu. Ben buradayım der gibi elini sıktı. "Derdini söyle buke. Derdini söylemeyen derman bulamazmış."
Kendisine bu kadar iyi niyetle yaklaşan yaşlı kadını nasıl üzebilirdi Avjin? "Yade benim bir derdim yok şükür."
"Agir bir şey mi yaptı sana?"
"Yok Agir hiçbir şey yapmadı."
Asmin Yade bu üzgün gelinin derdini bilmek istiyordu. Omuzlarında ki yükü biraz olsun hafiflesin rahat bir nefes alması gerektiğini düşündü. "Buke hatırlıyor musun sana bir hikaye anlatmıştım?"
"Evet ama yarım kalmıştı."
"Heh işte o geceden sonra o kız asla eskisi gibi olmayacaktı. Artık o kadındı. Arslanoğlu aşireti artık onun rahminden soy bulacaktı." Asmin Yade geçmişinin acı yarasını yineledi. Karşısında ki Avjin'in bilmesinden zarar gelmezdi. Sonuçta Arslanoğlu alşretinin soyu onun rahminden devam edecekti. Hissediyordu çok yakında bu konak Agir Arslanoğlu'nun soyunu görecekti. "Allah var yukarıda o kız kocası Agir Ağa'nın merhametine aşık olmuştu Avjin."
Avjin gözlerinde biriken gözyaşlarına hakim olmakta zorlanıyordu. Kırgın ve kızgın olduğu yade kendisine geçmişini anlatıyordu. Gözlerinde ne öfke ne de kin vardı. Saf bir acı vardı gözlerinde. "Yade sen bana bu hikayeyi neden anlattın?"
"Şşşşş..." Asmin Yade işaret parmağını Avjin'in dudakları üzerine koyarak susmasını sağladı. "O zamanlar şunu anlamanı istedim buke. Bir tek sen kan davalı aşiretin Ağasına gelin gelmediğini bilmeni istedim. Şimdi ise bilmeni istediğim bir şey var buke. Agir'in soyunun senden devam etmesi gerekiyor." Asmin Yade karşısında ki Avjin'e konuşma fırsatı vermeden sözlerine devam etti. "Torunum Agir de tıpkı dedesinin kaderini yaşıyor."
"Yade ben Agir'i çok seviyorum ama bazen sevmek yetmiyor. Halimizi görüyorsun. Birgün iyiysek on gün kötüyüz."
"Avjin buke ben evlendiğimde aşiretin tek umutu Agir Arslanoğlu'ydu çünkü kan davasından dolayı tüm erkek kardeşleri ölmüştü. Arslanoğlu aşireti iki büyük aşiret ile kan davasındaydı. Şimdi buke orta da kan davası yok. Hiç düşünmüyor musun Agir'in elinden Ağa'lığı elinden alınır diye?"
Avjin bunları hiç düşünmüyordu. Varsa yoksa sürekli önüne koyulan bir geçmişi vardı. Dönüp dolaşıp geçmiş önüne bir şekilde geri geliyordu.
"Dur o vakit buke aşiretin Ağa'sı Agir'den alınırsa olacakları söyleyeyim. Berat Ağa olmak için doğmamış. Varsa yoksa ince işçilikler. Mirza Ağa olmak için çok küçük ve kanı oldukça deli kaynıyor. Aşiret her ikisini de istemez. Bu sefer amca oğulları arasında bir Ağa'lık kavgası başlar. Bu da aşireti paramoarça yapar. Hem eğer ki bunlar olmazsa senin üzerine kuma getirirler. Aşiretin kararına Agir bile karşı gelemez."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vurmayın Yüreğime Pranga
Literatura FemininaTöre... Töre neydi? Töre yüzyıllardır sürdürülen bir gelenekti. Töre kandı,intikamdı Töre ölümdü. Töre davaydı. Töre ablasını öldüren çocukların temiz kalbiydi. BERDEL Göze göz,dişe diş, kana kan, cana can... Amed,Rıha ve Midyat Bu üç şehrin yüz...