69. Bölüm

2K 124 27
                                    

      Arslanoğlu aşiretinin Ağa'sının erkek çocuğu olacağı haberi tüm Mardin'e ilan edilmişti. Boran Ağa gelecek olan küçük Arslanoğlu için tüm şehri yedirip, içirip, giydirmişti. Yıllardır beklenen haberi alan Arslanoğlu aşiretinin Ağaları konağın yolunu tutmuştu. Davulla zurnayla gelen Ağalar yanlarında getirdikleri koçları konağın kapısının önünde kestirip fakire fukaraya dağıtmaları istenmişti. Agir Ağa'nın büyük amcası Kervan Ağa hamile olan Avjin'e altın kemer takarken yeğenini tebrik ederek içeriye girdi. Ciwan Ağa ise tebrik ederek babasının arkasından girdi. Yonatan amcası ise hamile olan Avjin'e yirmi bilezik takarak konağa girdi. Oğlu Hasan ve Hüseyin amca oğullarının sırtına vurarak güzel haberin sevinciyle Agir Ağa'yı tebrik ederek içeri girdi. Arslanoğlu konağı ana baba günü gibi kalabalık olurken Avjin ayakta durmakta zorlanırken bulmuştu kendini. Beline giren kuvvetli ağrıyla artık dinlenmesi gerektiğini anlıyordu ama misafirlere ayıp olacak diye de yerinden oynamıyordu. Sonuçta gelen herkes mutlu haberi kutlamak için konağa gelmişti. Arslanoğlu aşiretinin soyu rahminde taşırken gitmek doğru olmazdı. Agir'e baktığında gözünden okunan mutluluk ve gurur arasında değişen duygularının içinde kayboldu. Hayalini kurduğu erkek çocuğu rahminde can bulmuştu. Kucağına almayı gün saydığını biliyordu. Mutlu günler gelmiş miydi? Sahte mutluluğun içinde mi yaşıyordu? Yüreğinde taşıdığı kara ölümün korkusu pranga gibi dolanmıştı. Dokuz ay karnında taşıdığı yavrusunun kokusu alamadan ona dokunmadan cennet kokusunu ciğerine çekip nefes almadan ölmek istemiyordu. Sütünü veremezse çocuğu büyümezdi ki. İlk ek gıdasında, ilk adımında, ilk konuşmasında, ilk oyununda, ilk okula gidişinde, ilk aşık olduğunda ve ilk ergenliğinde çocuğunun yanında olmak istiyordu. Annen burada oğlum demenin verdiği güveni çocuğunun yüreğinde taşıyacağı acıları hafifletmek için yaşamak istiyordu. Konağın açık kapısından içeriye giren yaşlı kadını görünce Avjin'in nutku tutuldu. Çarşıda gördüğü kadın elinde kendisiyle aynı boyda olan bastonuyla yavaş yavaş kendisine doğru yürümeye devam etti. Karşısına gelen kadının yerden kaldırdığı başıyla renkli açık mavi değişik gözlerinin içine baktı.

"Altın sarısı saçları, kehribar gözlü tıpkı babasına benzeyen güçlü erkek çocuğun olacak Avjin Deniz Arslanoğlu."

Avjin, yaşlı kadının boşta olan elini karnına koydu. "Ne görüyorsun söyle?"

"Baran Arslanoğlu'nun geleceği çok parlak ama yazık ki KÜÇÜK AĞA hem annesiz hem de babasız kalacak."

Agir Ağa yalan yanlış karısına bir şeyler anlatan ve Avjin'in yüreğine korku tohumu eken kadını uzaklaştırmak istedi.

"Baran Arslanoğlu adı gibi Yağmur gibi gelecek Mardin'e. Güçünü babasından alan Ağa'nın omuzlarında anne ve babasının kaybetmenin ağırlığı olacak. Siz ikiniz Baran Arslanoğlu'nun tüm çekeceği acıyı çekmişsiniz."

"Çıkar şu kadını Davut gözüm görmesin."

"Avjin kaderiniz senin ellerinde."

"Ne yapmam gerekiyor, söyle hemen."

"Uğursuz kadını konağından def et."

"Kim o, söyle çabuk ol."

Yaşlı kadın üst avluda kendilerini izleyen Agir'in küçük halasının kızı Rojin'i işaret etti. "Gönder onu konağından."

Avjin üst avluya bakınca kimsenin olmadığını gördü. "Kimi?" dediği sırada konağın kahyası yaşlı kadını yaka paça dışarı çıkardı.

Agir Ağa gözlerinden boncuk boncuk yaş döken karısını kolları arasına aldı. "İnanma yaşlı ucube kadının söylediklerine."

"Hamile olduğumu o bana söyledi Agir."

Vurmayın Yüreğime Pranga Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin