Bugün akşam Avjin'in ölüm fermanın sözü verilecekti. Arslanoğlu ailesi bugün onu babasından isteyecekti. Ölümü babasının iki dudaklarında mühürlüydü. Agir Ağa da kendisi de istememişti ama iki aşiret böyle uygun görmüştü. Töre demişlerdi. Hewran ağbeyi ve Berfin'in bir düğün kurulmazken kurban olduğu bu yolda evinden beyaz gelinliğiyle çıkacaktı. Gelinlik beyaz olurdu tıpkı kefen gibi. Avjin evinden kefeniyle çıkıyordu. Her şeyi içine attığı gibi bunu içine akıttı. Sevmediği bir adama kadınlık yapacaktı. Ağbeyinin katilleriyle aynı sofraya oturacaktı. Ellerinde Kozanovalı kanı olan aşirete Hanımağa olacaktı. Oysa bunu hayal etmemişti Avjin. Ağbeyi gibi yiğit mert bir delikanlıya sevdalanacak ve ondan onu istemelerini söyleyecekti. Şimdi bu hayaller sadece hayal olarak kalmıştı zihninin ve yüreğinin bir köşesinde. Kırılmışlık vardı. Olmayan şeyler vardı en çokta...Aynada ki yansımasına baktı Avjin. Mor şalı saçlarından çıkardı ve bir gece de çöken bedenine baktı kara hareleri. Ağbeyi böyle öğretmemişti ona. Güçlü durmayı bilecekti. Canı yandığı kadar can yakacaktı o konakta. Hırsla odasının çıkıp merdivenleri inmişti. Konağın arkasında kalan atını çözüp çoktan sırtına binmişti. Şimşek her şeyi biliyormuş gibi öfkeliydi. Hırçındı ama asil olan duruşu ve koşuşuyla herkesi kendine hayran bıraktıracak kadar güzeldi.
Avjin'in açık olan siyah saçları gözünün önüne gelmesi hiçte sorun değildi. Bundan daha çok zevk alırmış gibi atını daha hızlı koşturdu. Bitiyordu her şey gibi kendisi de bitiyordu. Kaldığı bu dipsiz kuyudan çıkması gerekiyordu. Aksi halde dayanamazdı ne bedenî ne de ruhu. Her zaman geldiği yere gelirken Şimşek'i ağaca bağlamıştı. Uçurumdan yaklaşık yarım saat Rıha'yı baktı. ''Bitiyor işte...bu gece ölümüme ferman yazılıyor Rıha.'' Kara hareleri bir deniz gibi dolup taşmak için bir göz kırpmayı bekliyordu.
''Ben diri diri ölüyorum. Kimse görmüyor Rıha.'' Ve son gözlerini kapatmıştı Avjin. Gözleri kapalı yaşlar bir bir yanaklarını ıslatıyordu sonra da boynunu. ''Ağbeyimin kanı ellerinde olan aileye gidiyorum. Benimle gurur duyan ağbeyimin kemikleri sızlamaz.'' Avjin'in dudaklarından bir hıçkırık kopmuştu. Boş arazide sesi yankılanırken bunu umursayacak değildi.
''Yüreğime vurulan prangadan beni kimse kurtaramaz. Kanı kanla temizlersin ama bu ölüm.''
Avjin birkaç saat daha ağlayıp bağırmıştı. İçini boşaltmıştı. Bugünden sonra tek bir göz yaşı akmayacaktı kara harelerinden. Kimse ama kimse canını yakamazdı. Kendinin yaktığı gibi kimse yüreğine pranga vuramazdı. Öyle bir yerini zincirlemişti ki, kimse onun zayıf noktasını bulamazdı.
Şimşek'i bağladığı ağaçtan çözüp hemen sırtına binmişti. Şaha kalkan atını okşayıp sevmiş daha sonra başlamıştı koşturmaya. Hızı bir hayli fazla olmasına rağmen çok iyi kullanırdı atını. Savrulan uzun siyah saçları açıktı ilk defa. Özgürlüğüne kavuşturmuştu çok sevdiği saçlarını. Berzah ağbeyi çok severdi saçlarını. Siyah gür olan saçları belini geçiyordu. Lâkin onlara elveda demeye hazırlanıyordu. Elleri kanlı adamın saçlarına dokunmasına izin vermeyecekti. Kimse Berzah ağbeyi gibi sevemezdi saçlarını.
Şimşek karşısında duran arabayla ani bir şekilde durmuştu. Avjin birden duran atıyla öne savrulsuda kendini hızla toplamıştı. Eli belinde ki silaha gideceği sırada arabadan Agir Ağa tüm heybetiyle inmişti. Avjin içinden bir sabır çekti ve elini belinden çekti.
Agir Ağa atın üzerinde olan Avjin'e baktı tüm nefretiyle. ''Sen benim karım olacaksın Avjin. Ne gezersin burada bu şekilde?" Agir Ağa saçları açık olan Avjin'i köşeye sıkıştıracak sorusunu sormuştu.
Avjin derin bir nefesi içine çekip atından tüm ihtişamı ile inip Agir Ağanın karşısına geçti. ''Sen...''diyerek işaret parmağını Agir Ağanın göğsüne koydu ve kara harelerini, kehribar renginde olan Agir Ağanın gözlerine dikti. ''Benim kocam olacaksın
haa.'' Sesinin sonunda ki alay Agir Ağayı sinir etmeye yetmişti. ''Benim kocam. Avjin Kozanovalı'nın kocası öyle mi?" Avjin nefes almak için biraz soluklandı. ''Öyle olsun Ağam ama unutma ki ne sen beni karın yaparsın ne de ben seni koca olarak görürüm.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vurmayın Yüreğime Pranga
Chick-LitTöre... Töre neydi? Töre yüzyıllardır sürdürülen bir gelenekti. Töre kandı,intikamdı Töre ölümdü. Töre davaydı. Töre ablasını öldüren çocukların temiz kalbiydi. BERDEL Göze göz,dişe diş, kana kan, cana can... Amed,Rıha ve Midyat Bu üç şehrin yüz...