Şehit

1.2K 134 74
                                    

Telefon açılınca hoparlöre aldı ve derin bir nefes aldı.

"Buyurun?"

Bu ses bir kadına aitti.

"Begüm."

"Acaba kadın nesi?" diye Bora'ya sordum. 

"İsmini söylemesinden belli, hoşlanıyor."

"Belki de kardeşi. Az gözlemle." 

"En son dediğim çıkacak." dediğinde omuz silktim.

"Şahin, ne oluyor? Silah sesi geliyor." 

Şahin, "Şu an evimin aşağısındaki marketteyim. Saldırıya uğradım." dedi.

"Nasıl? Kaç kişiler? Yanında siviller olmalı, onların durumları nasıl? Yaralandın mı?" diye soru yağdıran Begüm'ü hayal etmeye çalıştım. 

Çok korkmuştur.

"On bir kişi saydım. Yanımdaki sivilleri marketten çıkarmanın yolunu buldum. Şu an markette yalnızım ama mermim bitti. Destek ekip ne zaman gelir, bilmiyorum."

"Yaralandın mı?" diye tekrarladı, Begüm.

Sesinden korktuğu belliydi.

"Korkmanı istemiyorum ama söylemem lazım. Vuruldum."

 "Şahin." dedi, titrek sesle.

"Begüm hissediyorum. Öleceğim."

"Öyle deme, lütfen. Yaşayacaksın." 

"Nerenden vuruldun?"

"Sırtımdan ve bacağımdan."

"Buraya gelir misin, Begüm? Acele et, ölmeden önce seni son kez görmek istiyorum."

Şahin de anlamıştı öleceğini.

Acaba ben de anlamış mıydım?

Belki de ben intihar etmiştim. 

O pis adamı çekip öleceğimi anlamamam imkansızdı.

Begüm endişe ile "Geliyorum. Seni yalnız bırakmayacağım." dedi.

"Özür dilerim. Çünkü ben seni yalnız bırakacağım. Öleceğimi biliyorum. Hissediyorum, Begüm."

Saldırganlar içeri girerken Şahin, "Telefonu kapatmasak, olur mu?" diye sordu.

"Tabii olur." 

Saç spreyinin ağzını açarken tetikte bekliyordu. 

Bunların işe yarayacağından bile şüpheliydim. 

Saldırganlar görüş alanımıza girdiklerinde saç spreyini onlara doğrultmuştu ki kolundan vurdular.

Saç spreyi yere düşerken diğer eliyle dolaptan destek alarak ayağa kalkmaya çalıştı.

Şahin yine de korkusuzca "Adamsanız aynı şartlarda dövüşün lan." derken gözlerine baktım. 

Cesaretliydi.

Ona en yakında olan terörist vurulan bacağına tekme atınca dizlerinin üstüne düştü.

Benim canım yanmıştı.

Tekrar ayağa kalktı, ellerini yumruk yaptı ve onlara doğru tuttu. 

Dövüşmeye hazırdı.

Alayla güldüklerinde biri silahını bırakıp karşısına geçti.

Şahin vurmak için yumruğunu ona savurduğunda terörist kenara kaydı ve karnına bir yumruk attı.

Öne doğru eğilince hızla karın hizasından bedenini tuttu ve teröristi raflara ittirdi.

Yaraları kötüydü.

Teröristler daha fazla sinirlenmişti.

Dövüşmek akıl karı değildi.

Terörist sinirle bıraktığı silahını aldı ve karnına sıktı.

İleri geri sendelenirken Şahin, "İşte aynı şartlarda dövüşebilecek kadar cesur değilsiniz." dedi.

Terörist karnına tekme attığında sırt üstü yere düştü.

Daha fazla izleyemiyordum. 

Bora'ya baktım. 

Sinirle adamları izliyordu.

Kendisine baktığımı fark ettiğinde bana döndü. 

Korktuğumu anlamıştı. 

Kolumdan tutup beni kendine çekti ve kolları arasına aldı. 

Güvenli hissediyordum. 

İzlemesem daha iyiydi ama dayanamıyordum. 

Şahin'e tekrar baktım.

Doğrulmaya çalışıyor, başarısız oluyordu.

"Öleceksin, polis."

Şahin öfkeyle bunu diyene baktı. 

"Biz ölmeyiz. Şehit oluruz."

Onlar bu dediğiyle dalga geçerken zorlanarak konuşmaya başladı.

"Ayrıca bir ölürüz bin diriliriz. Bu yaptığınız yanınıza kalmayacak."

"Sen öyle san." derken duyulan siren sesiyle gülümsedim.

Olmayacağını bilmeme rağmen ümitleniyordum. 

Belki...

Belki ölmezdi.

Bir hata olmuştur.

"Herhalde destek çağırdığımı tahmin etmişsinizdir." dedi, Şahin.

Teröristler korkuyla birbirine bakarken Şahin'in bilinci kapanıyordu.

Hayır, hayır, hayır.

Dayan.

Geldiler.

Son nefesi ile "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü." dedikten saniyeler sonra gözlerini yummuştu.

Şehit olmuştu. 

Şahin'in ruhu bedeninden ayrılırken Bora benden uzaklaştı ve omuzlarını dikleştirdi.

Ben de onun gibi başımı dik tuttum.

Şahin bize baktığında Bora ona selam verdi.

Bora, "Sizi fani dünyadan almak için görevlendirildik." diye açıklama yaparken dayanamadım ve koşup Şahin'e sarıldım. 

Belki kendi yaşadıklarımdan, belki onun yaşadıklarına dayanamamdan...

Bilmiyorum. 

Ama ağlamaya ihtiyacım vardı.

Gözümden yaş akarken ondan ayrıldım ve "Bu millet sizlerden razı." dedim. 

Gülümsedi.

"Sağ olasın."

Bora'ya baktığımda resmiyeti bozduğum için bana oldukça güzel (!) baktığını gördüm. 

"Bizlerden bir isteğiniz yok ise sizi ebedi hayata uğurlayacağız." 

"Aslında... Bir şey var."

MandalinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin