Güvenlik görevlisi korkuyla kamera kayıtlarına bakarken Bora'ya "Mükemmel. Şimdi ne yapacağız? Böyle bırakıp kaçacak mıyız?" diye sordum.
"Tabii ki kaçmayacağız. Bir çözüm bulacağım." derken onu inceledim.
O da ne yapacağımızı bilmiyordu.
Düşünüyordu.
Güvenlik görevlisi masanın üzerindeki kablolu telefona uzanırken Bora bir şey yapamadı.
Ne yapabileceğini daha bulamamıştı.
Bora çözüm bulamayınca işe el atmam gerektiğini anladım ve hızlıca masanın üzerinden bir kalem aldım.
Güvenlik görevlisi korkuyla telefonu bırakıp odanın bir ucuna geçerken en azından bu rezilliğimiz hemen yayılmadığı için sevinmeliyim diye düşündüm.
Yaka kartında İsmail Köroğlu yazıyordu.
Bora, "Ne yapıyorsun Eliz?" diye sorarken masanın üzerinden bir not kağıdı aldım ve "Bizi kurtarıp bu adamı sakinleştirmeye çalışıyorum." dedim.
"Nasıl?"
"Biraz zaman ver. Bir şey deneyeceğim." deyip aldığım not kağıdına yazı yazmaya başladım.
"İsmail sakin olmalısın."
Bora yazdığıma baktı ve ardından "Aa, sakin ol yazdı. Hemen sakinleşeyim mi diyecek adam? Daha da korkacak." dedi.
"Daha iyi bir fikrin varsa buyur."
Bora karşımda çözümsüz kalınca kağıdı odanın bir köşesinde kendi kendine hareket eden kağıt ve kalemi izleyen İsmail'in önündeki kısa boylu dolaba koydum.
İsmail kağıdı korkuyla alıp okurken Bora, "Sen oyala. Ben senin bilgilerine ulaşmaya çalışacağım." dedi.
Bora odadan çıkınca "Çok kolaydı sanki." diye söylendim.
İsmail, "Sen kimsin? Adımı nereden biliyorsun? Melek misin? Burada ne yapıyorsun?" diye ardı ardına soru yağdırınca elinden kağıdı aldım ve tekrar yazdım.
"Öncelikle adını yaka kartın sayesinde öğrendim. Melek değilim. Buraya hayati bir mesele için geldik. Bu meseleyi veren de yaratıcımız."
Yalan değildi.
Beni diğer tarafa götürme işi Bora'ya yaratıcımız tarafından verilmişti ve biz, beni diğer tarafa göndermeye çalışıyorduk.
İsmail yazdıklarımı okuduktan sonra "Siz mi? Kaç kişisiniz? Beni öldürecek misiniz?" diye sordu.
"İki kişiyiz ve seni öldürmeyeceğiz. İşimizi halledip gideceğiz ama bize yardım etmen gerekiyor. Yapabilir misin?"
Yazdıklarıma karşılık "Yapabilirim." dediğinde gülümsedim.
"Biz gidince kamera kayıtlarını silmelisin ve bu sohbetimizi kendine saklamalısın."
"Peki, bunu yapabilirim ama sizin gittiğinizi nereden anlayacağım? Sizi göremiyorum."
Çok mantıklı bir soru sormuştu.
"Ben gitmeden önce sana bir işaret veririm. Olur mu?"
"Nasıl bir işaret?"
"Masana iki kez kalemle vururum."
"Peki."
Bu adamı sevmiştim.
Tatlı birine benziyordu.
Bora odaya geldiğinde ümitle ona baktım.
"Ne yaptın? Adresimi bulabildin mi?"
"Evet! Buldum. Kameraları halledip gidelim."
Sırıtarak "Kamera işini İsmailciğim halledecek." dedim.
"İsmailciğin?"
"Öyle. Ona karşı içimde bir sempati besliyorum. Belki eskiden buraya sık gelirdim."
"Kayıtlara bakarsak öyle yapıyormuşsun."
"Vay be."
"Hadi gidelim. Evini merak ediyorsundur." dediğinde heyecanla "Bir saniye." dedim ve kalemle masaya iki kez vurdum.
İsmail biraz bekleyip sonra kamera kayıtlarını temizlemeye başlayınca "Gidebiliriz." dedim.
"Gerçekten vay be. İşi güzel bağlamışsın." diyen Bora elimi tutarken sırıttım.
"Öyle yaptım."
Bora gülüp bizi bir oturma odasına ışınladığında şok içinde çevreye baktım.
Burası...
Benim evim.
Tüm ışıkları kapalı olan salonun ayaklı abajuru yaktım ve çevreyi inceledim.
Küçük ama tatlı bir oturma odasına sahiptim.
L koltuğun önüne serdiğim kilim gözüme takıldığında gözüm doldu.
Bunu hatırlıyordum.
Kilimi serdiğim anı hatırlıyorum.
Baş ağrısı yine beni bulurken Bora'ya tutundum ve ona bakarak "Burayı hatırlıyorum. Bu kilimi serişimi hatırlıyorum." dedim.
"Başka bir şey hatırlıyor musun?" diye sorduğunda başımı iki yana salladım.
"Hatırlamıyorum."
"Olsun, sorun yok. Sen evini gez. Belki başka şeyler de hatırlarsın." derken beni garip bir şekilde süzüyordu.
Sanki üstümde bir şey vardı.
Bunu daha fazla düşünmeden oturma odasından çıkıp holün ışığını yaktım.
Sırayla tek tek tüm odaları gezecektim.
İlk olarak en sondaki banyoya girdiğimde çevreye göz attım.
Aynaya baktığımda ise kırık olduğunu gördüm.
Kırık oluşundan da yanlış şeyler var.
Şaşkınlık ile ağzımı kapatırken geriye doğru birkaç adım attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mandalina
FantastikHafızasını kaybeden bir ruhu öbür tarafa götürmek ile sorumlu olan kommonun ve ısrarla öbür tarafa gidemeyen bir ruhun aksiyon ve heyecan dolu hikayesi.