Kontrol

1.2K 134 104
                                    

Bora ile onun evinde akşam yemeği yerken mutluydum.

Abimleri bir süre daha izlemiştik.

Sonrasında kardeşimin kaldığı hastaneyi onlardan duyup yanlarından ayrılmıştık.

Hastaneye gidecekken de Bora'ya ve diğer tüm kommolara işleri biter bitmez evlerine dönmeleri emredilmişti.

Bunun sonu hoş görünmüyordu lakin uzun beklemelere rağmen gelmediklerinde yemek hazırlayıp yemeye başlamıştık.

Yani Bora'nın hazırladığı yemekleri.

Ben sadece servisleri masaya taşımıştım.

"Evde kalma zorunluluğu biter bitmez kardeşimi, Ezgi'yi, görmeye gideriz, değil mi?" diye sordum.

"Tabii gideriz."

"Sence ne zaman uyanır?" diye sordum.

Diğer tarafa gitmeden kardeşimi uyanık görmek istiyordum.

"Bilmem, niye?"

"Kardeşimi, fani dünyadan ayrılmadan önce uyanık görmek istiyorum. İyiyken, diğerleri ile mutluyken."

"Bence gidememe sebebin de kardeşin. Onun kalbi durduğu sıra sen yolundan atıldın."

"Alakalı mı diyorsun?"

"Bence öyle. Sen bir ablasın. Ölmeden önce kardeşinin iyi olduğunu görmek içinde kalmış olabilir."

Bu oldukça mantıklıydı.

"Vaktimiz daha var öyleyse." dediğimde beni başıyla onayladı.

"Tabii kontrol yapılmazsa."

Çekinerek "Her türlü kardeşim uyanmadan gidemeyeceksem öncesinde birini daha görebilir miyiz?" diye sordum.

İsteğimi söylemekte sorun yoktu ama isteğimin gerçekleştiğini düşünmek beni geriyordu.

"Tabii. Kimi istiyorsun?"

"Katilimi... Katilimi görmek istiyorum."

Bunu beklemiyordu.

Elindeki çatalı bırakıp bana baktı.

"Niye? O adamın neresini göreceksin?"

"Belki anılarımdaki bazı sahneleri beynim üretmiştir. O adamı yanlış hatırlıyorumdur. Bazı şeyler hiç olmamıştı."

Sesim git gide kısılmıştı.

Bora da gitme nedenimi anlamıştı.

Gerçekten tecavüz edip etmediğini hatırlamak istiyordum.

Tek hatırladığım teşebbüs ettiği idi. Devamı yoktu.

"İstediğin bu ise yaparım."

"Teşekkür ederim Bora."

Tebessüm etti.

"Umarım o anılar yanlıştır ama doğruysa da bana söz ver. Hiçbir şeyin değişmediğini, ne olursa olsun senin sen olduğunu unutmayacaksın."

Gözlerimi kaçırırken "Unutmam." dedim.

Eğer hatırladıklarım doğru ise değişebileceğimi biliyordum.

"Bana bak Eliz."

Gözlerine baktığımda "O adamın ne yaptığı önemli değil. Önemli olan senin kendi iraden ile yapmayı istediklerin. Onlar gerçekse sakın kendine zarar verecek kadar üzülme." dedi.

"Bilmiyorum. Elimde olmadan gerçekleşecek her şey. Yani öyle görünüyor."

"Elinden tutarım öyleyse."

Dediği gülümsetirken içeriden bir adam "Burada mısın?" diye bağırarak mutfağa girdi.

Korkarak sandalyemden kalktım.

Bora kalkıp gelen kommoya bakıp "Sen benim evimin içine mi ışınlandın? Derdin ne senin?" diye bağırdı.

"Kontrol yapılıyor."

"Bunu niye gelip bana söyleme gereği duydun?" diye soran Bora sakinleşmeye çalışıyordu.

"Bizim katta bana dairesi en yakın kişi sensin. Ben de bizim katta birinde sorun olduğu haberini duyduğumda hakimlerin askerler ile geldiğini söylemek istemiştim."

Cümlesi bittiğinde beni anca fark etmişti.

"Şey sanırım senin için gelmişler."

"Sanırım bittik." dediğimde dikkatlice bana baktı.

"Daha önce tanışmış mıydık?"

"Bilmem. Hatırlamıyorum."

"Siman... Çok tanıdık."

"Öyle mi? Ne zaman ölüp burada işe başladın?"

"Bin dokuz yüz seksen altıda."

"Öyleyse tanışmış olmamız imkansız. Bin doku yüz doksan sekiz doğumlu olmalıyım."

"Olmalıyım?"

"Yani yaşım yirmi beşmiş. Yıldan çıkarınca öyle oluyor."

Bana anlamayarak bakarken Bora araya girdi.

"Bu sohbeti bir kenara bırakın. Yakalanacağız, bir şeyler yapmalıyız."

"Şimdi gönder. Gitsin." diyen kommoya Bora, "Gidemiyor. Yoksa niye yanımda tutayım?" dedi.

"Mantıklı."

"Öyleyse ne yapacağız? Kaçacak mıyız?" diye sordum.

"Kaçarsanız daha büyük bir sorun ortaya çıkar."

"Başka çaremiz de yok." dedi Bora.

"Ama her türlü döneceğiz. Ya da sen döneceksin. Sorun olmayacak mı?"

"Hallederim. Sıkıntı değil."

"Halledemezsin. Seni bu vazifeden alırlar." diyen kommo bana döndü ve "Hatırladım!" dedi.

"Nereden tanıdık geldiğini buldum."

MandalinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin