Mert Hakan'dan
Yaşadıklarımızın üzerinden tam bir hafta geçmişti. Ne o aramıştı ne ben... Olmak istemediğim bir adama dönüşmüştüm. Antrenmanlara geç kalıyor, verim zaten alamıyordum. Nefret ettiğim sigaraya bile başlamıştım. Yine artık rutin olarak geç kaldığım antrenmanların birinde rezilliğimi fark etmiş olacak ki Fatih yanıma gelmişti.
- Merto ne bu hal ya, kötü bir şey yok değil mi?
- Ne var halimde..! dediğimde anlamsız bakışlarını sürdürmüştü.
- Aynaya bakıyor musun hiç Mert? 1 haftadır bitiklere oynuyorsun farkında mısın?
- Evet bittim çünkü..! Hayatımda yaşamak istediğim son şeylerden birini, ihaneti yaşadım ben..! Bittim Fatih bittim...
- Gerçekten bunun için mi bu haldesin Merto..? Dinledin mi hiç kızı abi ya..?
- Niye dinleyeyim ya neyi dinleyeyim! Beni nasıl aldattığını mı anlatsın keyifli keyifli!
- Bana bile yükseldiğine göre dinlememişsin... Ordaydım Merto o gün. Verilmesi gereken son derslerim vardı. Kantindeydim ama kafam dolu olunca ortamla çok ilgilenmemiştim. Sonra bir bağırış duydum. O tarafa döndüğümde Masal'ı gördüm. Tam yanına gitmeye yeltendiğimde bir tokat sesi geldi. Sonra da Masal gitti zaten bir hışımla.
- Nasıl ya... Ben ona demediğimi bırakmadım. Bağırdım çağırdım. Bunun için mi yapmışım hepsini gerçekten...
- Abi kusura bakma da yargısız infaz yapmışsın kıza resmen. Ama ne yap et düzelt aranı kendine zarar veriyorsun böyle.
Fatih bu sözlerinden sonra sırtımı sıvazlayıp gitmişti. Ben ne yapmıştım gerçekten. En değer verdiğimi nasıl dinlemeden ona bağırıp çağırmıştım. Aklıma o gün attığı ama açmadığım mesajlar geldi. Hemen açtığımda hep iyi olmadığını, özlediğini, bana ihtiyacı olduğunu belirten mesajlarla karşılaştım.
- Sana sarılmaya çok ihtiyacım var, gel artık...
Bana bunları yazan kadına defol demiştim ben. Kendime olan nefretim kat kat artarken ona olan özlemimin de kat kat attığını fark ettim. Antrenman biter bitmez yurdunun önünde bulmuştum kendimi.Masal'dan
Bir hafta nasıl geçti, yaşadım mı yaşamadım mı hala anımsayamıyorum. Dinlememişti beni. Hatta defol bile demişti. Son sözleri bir haftadır kafamda yankılanıyordu resmen. Beni ihanetle suçluyordu... Hatasını anlayıp aramamıştı bile.
Bu süre zarfında sadece okula gidip geliyordum. Yine öyle bir gündü yurdun kapısında fark ettiğim arabayla duraksadım, gelmişti. Bir haftadır hasret kaldığım yüzü uzaktan uzun uzun izledim. Gerçekten çok özlemiştim. Ama bunu kendime yapamazdım. Beni dinlemeye tenezzül bile etmeyen birinin boynuna atlamak kendime saygısızlık olurdu. Hızlı hızlı ilerlerken arkamdan bir ses duydum. Belli ki fark etmişti beni.
- Masal..! Sarılmaya çok ihtiyacım var, gel artık...
Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde bir süre geçmesini bekledim. Sonra tüm soğukkanlığımla ona doğru döndüm.
- Hayırdır Mert Hakan buradan da mı kovmaya geldin.. diyip soğuk bir kahkaha patlattım.
Yanıma yaklaşıp yüzüme dokunmaya hareketlendiğinde geri çekildim.
- Bu kadar basit değil Mert Hakan, kusura bakma. Dinlemedin ya beni dinlemedin! Bu kadar mı değerim yoktu gözünde, bu kadar mı..!
- Psikolog kendimden zaten nefret ediyorum bitirme beni daha fazla nolur.. Gel arabada konuşalım her şeyi... derken ağlamaya başlamıştı. Basına böyle görünmesi iyi olmazdı. Yine onu düşünerek binmiştim arabaya.
- Lütfen bir şey demeden dinle beni. Ben.. ben çok seviyorum seni be kızım. Sensiz bir hayatı düşünemediğim için oldu bunlar hep. Seni başka birinin kollarına sarılı şekilde gördüğümde bittim sanki. Dokunmaya kıyamadığıma başkalarının dokunduğunu görünce bittim. Verdiğim tepkiler, sinirim, öfkem.. Hep bu yüzden psikolog. Biliyorum dinlemedim.. derken artık dayanamayıp lafa girdim.
- Evet dinlemedin! Sen benim sana ihanet edebileceğim ihtimalini hep yüksek tuttun gözünde! Bir gram bile güvenmiyorsun bana Mert Hakan, bir gram..! dudaklarımda hissettiğim baskıyla susmak zorunda kalmıştım. Beklediği karşılığı aldığında gamzesi ortaya çıkmıştı. Bir süre sonra geri çekildiğinde gözü boynumdaki kolyeyi aramıştı.
- Psikolog, kolye nerde..?
- Çok sinirliydim çıkartmak en mantıklısı geldi.
- Haklısın ama tak bugün lütfen.. diyip arabayı çalıştırmıştı. Nereye diye bile sormama izin vermeden hareket etmişti. Soran gözlerle ona baktığımda gözünü yoldan çekmeden konuşmaya başladı.
- Hatalarımı düzeltmeye gidiyoruz psikolog. Bugün bendesin ;) dediğinde uzun süredir tuttuğum gülümsememi serbest bırakmıştım.Evine gelmiştik ve televizyonun karşısında başım onun göğüsünde bir şekilde oturuyorduk. Bu huzuru çok özlemiştim gerçekten. O sıra gözüm balkon masasındaki kül tabağına takıldı. Sonra kafamı kaldırıp gözlerine baktım.
- Sen ciddi misin komutan ya..? dediğimde gülmeye başlamıştı.
- Bunlar hep seninin aşkından psikolog, senin.
- Başlatma aşkına yapma bir daha böyle bir şey..dediğimde saçıma kondurduğu öpücükle onayladı beni. Bu anın bitmesini hiç istemiyordum sanırım.
~ yorumlarınız mutlu eder bebisler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seni severdim || mert hakan yandaş
Fanfiction'seni severdim ve sana rağmen yine severdim.'