Aralık,2019
Dolu dolu bir 4 ay geçmişti bile. Ailemden uzak olmama rağmen hiç yalnız hissetmemiştim. Mert Hakan resmen ailem gibiydi artık. Hemen hemen her günümüz birlikteydi.
Yine bir Sivas klasiği olan karlı bir sabaha uyanmıştım. Camdan baktığımda gördüğüm manzara kar manzarasından farklı olarak bir Mert Hakan'dı. Telefonumun sesiyle camın kenarından ayrıldım.
Arayanı görünce çokta şaşırmadım. Gülerek telefonumu açtığımda;
- Günaydın psikolog, diye neşeli bir ses geldi telefonun arkasından.
- Günaydın komutan sabah sabah rüyanda mı gördün yaa, diyip güldüğümde
- Hep rüyamdasın psikolog, diye mırıldandı ve devam etti. İstemiyorsan hemen gidiyorum başkan olmuyor böyle.
- Ya dur dur tamam, ee napıyoruz Merto'm?
- İşte böyle gel ya bana, hadi hazırlan gel kahvaltıya gidiyoruz, dedi ve telefonu kapattık.
Çok geçmeden aşağıya indiğimde yapmacık bir sinirle ofladı.
- Kızım kardan adam oldum burada bu soğukta adam bu kadar bekletilir mi ya?!
Dediğine göz devirip;
- Merto 10 dakika oldu be daha mızmızlanma, diyerek arabaya bindim. Kendi de bindikten sonra yapmacık tribine devam ederek arabayı çalıştırdı.
- Yarın Bursa'ya gidiyorum psikolog. Bugünü dolu dolu geçirelim, demesiyle ona döndüm.
- Nerden çıktı bu şimdi ya.!? diye yüksek bir tepki vermeme şaşırmış olmalı ki yüzünü bana döndü.
- Ailem orda sonuçta,ligde milli takım arasındayken daha mantıklı bir şey düşünemedim başkan kusura bakma, dediğinde moralim hepten bozulmuştu.
-Haklısın komutan... dediğimde modumun düştüğünü fark etmiş olacak ki hemen şarkı açtı. Yolun sonrası da öyle devam ederken kahvaltı yapacağımız mekana gelmiştik. Burası bütün Sivas'ı gören, yoğun olması gerekirken nerdeyse sadece bizim olduğumuz bir mekandı. Ama bu sessizlik hoşuma gitmişti çünkü o an buna çok ihtiyacım vardı. Düşüncelerimi Mert Hakan'ın sesi bozdu.
- Tüm günü böyle asık suratlı ve düşünceli mi geçireceğiz psikolog. Yapma böyle lütfen sadece 1 hafta hemm.. diye bana iyi gelmeye çalışsa da bunun bende pek başarılı olduğunu söyleyemezdim. Yine de onun da modunu düşürmemek için yüzüme bir gülümseme taktım. Beni iyi görünce onunda gülümsemesi büyüdü.Kahvaltımız bittikten sonra kahve faslına geçmiştik ve Mert Hakan o sırada yine hemen hemen her gün anlattığı hayallerini anlatmaya başlamıştı.
- Prenses burada kendimi biraz daha geliştireyim sonra var ya ver elini İstanbul ver elini Fenerbahçe..!
Zaten her gün dinlediğim hayallerine bugün de aynı cesareti vererek kahvemi yudumladım. Sonra bir ara kendi hayallerimi düşünmeye başladım. Beni yine düşünceli gördüğünde gözümün önünde elini sallayarak;
- Aaa, ama ne konuştuk psikolog yine gittin valla. Yine ne oldu..!
- Yok komutan bu sefer hayallerime daldım korkma.. diyip güldüğümde anlatmamı isteyen gözlerle heyecanlı bir şekilde bakmaya başladı . Sahiden ne istiyordum ben..? Buraya hangi hayallerle gelmiştim? Biraz kafamdakileri toparladıktan sonra anlatamaya başladım.
- Senin hayallerin aksine benimkilere Beşiktaş hakim biraz, dediğimde gülmeye başlayıp
- Hayırdır futbolcu olmaya ne zaman karar verdin psikolog. Bana psikolog lazım rakip değil, diye ekledi.
- Aynen Cenk Tosun'un yerinde gözüm var. Süper Lig gol kralı olacağım Merto diyip ben de gülmesine ortak olmuştum.
- Yalnız başkan senden güzel A Takım Psikoloğu olur ama Fenerbahçe'nin. Hem o ne öyle renksiz renksiz ya dediğinde göz devirerek kahvemden son yudumu aldım. O da son yudumunu içtikten sonra mekandan ayrılmıştık.Arabaya bindiğimizde anlamlı bakışlarını üzerimde hissettim. Ona doğru döndüğümde elindeki paketi bana uzattı.
- Umarım seversin psikolog. Baktıkça beni hatırla ve hisset , dedi ve göz kırptı. Paketi açtığımda gördüğüm M harfli kolye yüzümdeki gülümsemeyi daha da büyüttü. Bu harf ikimizin ortak noktalarından en güzeli ve en önemlisiydi. Ufak bir teşekkür faslından sonra kolyeyi takmak için yakınlaştı. Yakınlaştığını fark etmeden kafamı ona doğru çevirdiğimde burun burunaydık. Bakışları dudaklarıma kaydığında anın büyüsünden kurtulup önüme geri dönmüştüm. Her ne kadar aramızdaki çekimi hissetsem de bu büyülü zamanların bozulup arkadaşlığımızın biteceğinden çok fazla korkuyordum. O da eski haline geri döndüp arabayı çalıştırmıştı. Yaptığıma bozulduğu arabanın içindeki soğuk rüzgardan belli oluyordu. Sessizliği bozan taraf ben oldum.
- Dağılsak mı artık Merto'm ya, yarın yola gideceksin çok yorulma dediğimde ikilemeden kafasıyla onaylamıştı sadece. Yurdun önüne gelene kadar tek kelime bile etmemişti. Tam inecekken radyoda çalan şarkıyla bana yine döndü. Şarkı onun şuan ki bütün hislerini anlatıyordu sanki.Seni Severdim-Yıldız Usmanova
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seni severdim || mert hakan yandaş
Fanfic'seni severdim ve sana rağmen yine severdim.'