•serum

803 41 18
                                    

Mert Hakan'dan

Gece bir ara uyandığımda Masal'ın söylenmeye başladığını duydum. Uykusunda konuşuyordur diye tam geri uykuya dalacağım sırada titremeye başlamıştı çenesi. Elimi alnına götürdüğümde ateşler içindeydi. O tedirginlikle ne yapacağımı düşünürken aklıma annemin yaptıkları geldi. Su ve sirkeyi almak için kalktığımda güçsüz sesiyle bağrınmaya çalıştı.

- Mert gitme..!
- Buradayım bir tanem nereye gideceğim ki..?
- Hep aynısını yapıyorsun..! Gidiyorsun yine işte..!

Ateşinin olması gerekenden çok fazla olduğunu konuşmalarındaki saçmalıklardan anlayabiliyordum. Yanına geri oturup elini tuttum.

- Ben hep yanındayım.. Sakın unutma bunu diyip alnına minik bir öpücük kondurmuştum.
- Al..! Gitti işte..
- Kim gitti yavrum? Buradayım ya..
- Gittin Mert, gittin..

Artık ateşten halisülasyon görmeye başlamıştı. Bu durum beni korkutmaya fazlasıyla yetmişti. Hiç doğal yöntemlerle uğraşmadan hastaneye gitmenin daha sağlıklı olacağını düşünmüştüm.

Hemen kucağıma alıp arabaya indirmiştim. Ateşinin biraz düşmesi için dua ederken elimi her alnına götürdüğümde sanki biraz daha artıyordu ateşi.

Sonunda hastaneye gelebildiğimde bir ateş düşürücü serumla işi halletmişlerdi. Ateşi tamamen düşmemişti ama evdekine göre çok iyiydi. Onu izlerken uyuyakaldığımda yine onun sesiyle uyandım. Daha doğrusu sıçradım bile diyebiliriz.

- Komutan hep uyuyamazsın yaa!
- Ne uyuması ya.. Gözlerim kapanmış seni izlerken psikolog.
- N'oldu ya dün gece? Neden buradayız biz cidden?
- Prensesimizin ateşi biraz fazla uçtu da gece. Son çareyi hastanede bulduk.
- Bir Masal'a bakamadın yani komutan diyip güldüğünde yüzüm hala ciddiydi.
- O 'Bir Masal' en son halisülasyon görmeye başlamıştı. Kusura bakmasın yani. Korkudan arabayı nasıl sürdüğümü hatırlamıyorum.
- Yaa.. Yerim seni ben ya.. Korkma bu kadar benim için. Psikologlara bir şey olmazz. Hem olsa ne olacak, senin duygularına 'tercüman' olacak alternatiflerin var sonuçta.
- Ya Masal! Hala ateşin olmasına veriyorum bu cümleyi..! Artık lütfen sevgilim ya.. O kadar korktum ki sana bir şey olacak diye. Bunu bana neden yapıyorsun ya.!?
- Tamam ya.. Bir şey demedim demesiyle kollarını açmıştı sarılmam için. Gidip sarıldığımda konuşmaya devam etti.
- İyiyim komutan. Korkma tamam mı..? Benim ateşim yükselir öyle. Bir sirkeli su işi hallediyor. Hiç mi öğrenmedin be annenden diyip gülmüştü arkasından.
- Onları almaya gidiyordum tam mutfağa. 'Mert gitme' diye bağıran biri olunca gidemedim psikolog. Biliyoruz herhalde biz de bir şeyler o kadar da demedik..
- Her şeyi bilir miymiş Merto'm.. Ay ay ay.. diyip yanaklarımla oynadığında yapmacık bir sinirle bakmaya başlamıştım.
- Seviyorum seni be komutan.. Çok seviyorum hem de..
- Hıh en çok ben seviyorum dediğimde kahkaha atmaya başlamıştı.

Yaklaşık 1 saat sonra serumu bittiğinde hava da aydınlanmaya başlamıştı. Sıkıntıdan yine söyleniyordu.
- Üf sıkıldım ben ya.. Ne zaman gelip çıkartacaklar şunu.. Off..
- Psikolog biraz sabır be. Gelirler birazdan. Gelmezlerse de çağırırız diyip göz kırpmıştım. O sıra açılan kapıyla sessizce söylenmişti yine.
- Sonunda ya.. Biraz daha bekleseydim yanii dediğinde ters ters bakıp sessizce Masaaall dememden sonra göz devirmişti bana.

Hemşire Masal'ın elindeki serumu çıkartırken bir yandan da benimle iletişim kurmaya çalışıyordu. Masal ters bakışlarını bu sefer ikimiz arasında gezdirdiğinde efsane bir trip silsilesinin başlayacağını anlamıştım. Kız bana bakarken Masal'ın elindeki intraketi birden çektiğinde Masal acıyla kıvranmaya başlamıştı.
- N'apıyorsun sen ya?!! Önüne bak işini yaparken sevgilime değil!
- Ne.. Ne alaka hanımefendi? Bunu birden çekmezsem daha çok acırdı canınız. Hem sevgili gibi değil abi kardeş gibisiniz son lafını sessizce söylediğinde Masal'ın gözünden ateş fışkırmaya başlamıştı.
- Önüne baksaydın kanamazdı tatlım!! Ve yanımdaki abim bile olsa bu senin iş başında ona ağzının suyu aka aka bakmanı gerektirmiyor! Yok mu ya başka biri!? Çağırsana Mert! dediğiyle irkilmiştim.
- Tamam sakin olur musun Masal..?
- Olamam hadi!

Başka bir hemşire gelip serumu çıkarttığında çıkmıştık hastaneden. Hala çok sinirliydi. Yine ateşinin çıkmasından korkuyordum.
- Biraz sakinleşir misin artık.. Lütfen. Yine çıkacak ateşin.
- Benim ateşim yüksek zaten şuan merak etme! Kıza gülümsemek ne demek ya!? Abim sanmışmış! Yok ya babam!!
- Masal yeter! Kendine bunu neden yapıyorsun şuan!? Salak saçma iki laf yüzünden. Lütfen sevgilim yapma lütfen..
- Kıza gülümsediğini kabul ediyorsun yani?!
- Ben öyle bir şey mi dedim!?
- İnkar da etmedin ama! Off.. Evime bırak beni. Yalnız kalmak istiyorum biraz..
- Biraz daha saçmala istersen. Yok daha neler..!
- Yalnız kalmak istiyorum dedim! Uzatma!
- Of tamam..

Yol biraz sessiz geçtikten sonra bana bakıp konuşmaya başladı.

- Mert ya.. Aslında düşündüm de gerçekten abim gibi duruyorsun.. Haklı olabilir bak.
- Masal saçmalamayı kes artık! Salak saçma konuşup canımı sıkma benim! Ben senin için bu kadar uğraşırken yapma bana bunu!

Yolun kalanında kafasını cama yaslayıp sadece susmuştu. Evinin önüne geldiğimizde ben de inmeye yeltenmiştim.
- Lütfen Mert.. Yalnız kalmak istiyorum biraz.. Merak etme iyiyim.. Bir şey olursa ararım.
- Ama Masal..
- Mert lütfen üsteleme. Buna ihtiyacım var şuan.
- Tamam bir tanem. Çok seviyorum seni. Bir şey olursa mutlaka ara aklımı sende bırakma.
- Tamamdır komutan dediğinde inmişti arabadan.

Korktuklarım yavaş yavaş etkisini göstermeye başlamıştı sanırım.

~bölüm adında anlam aramıyoruzagahsh

seni severdim || mert hakan yandaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin