•telafi

666 36 23
                                    

Mert Hakan'dan

Masal'ı tekrar görebilmek dünyalara bedeldi. Çok hata yapmıştım. Ama bunların hepsini telafi edebileceğime inanıyordum.

Bunların hepsinden önce yapmam gereken şey Masal'ın artık burada kalmasını sağlamamdı. Çünkü yine giderse bir daha geleceğinden şüpheliydim.

Gün boyu kafamda kurduğum senaryolar sonrası bunun çözümünü bulabilmiştim.

Pazar günü kaybettiğimiz derbi sonrası bugün kaptanlar ve yönetim olarak toplantımız vardı.
O toplantıda, takımın güçlü bir mental desteğe ihtiyacı olduğunu belirtmek Masal'ın gitmemesi için iyi bir seçenek olabilirdi.

Cümlelerimi kafamda toparlayıp odaya doğru yönelmiştim. Kapıda gördüğüm Altay'a gülümsediğimde anlam veremeyip o da gülümsedi. Son dönemde aramızdaki buzlar erimeye başlamıştı.

Aynı anda Hayırdır dediğimizde kahkaha atmıştık.

- Merto ne bu mutluluk ya? Hiç derbi kaybetmiş gibi değilsin?
- Bana diyene bak be..! Baktın mı oğlum sen aynaya? Hem bir derbi kaybetmiş olabilirim. Kaybettiğim başka bir derbinin telafisini yapmak üzereyim Bayındır.

Dediğimde göz kırpıp içeriye girmiştim.

- Hangi derbiymiş ya o..! diye arkamdan seslendiğinde çokta oralı olmamıştım.

Toplantı başladığında herkes ciddi ve gergindi. Bense yüzümdeki aptal sırıtışa engel olamıyordum. Çok özlemiştim ve aklımda sadece bu vardı. Maç geçip gitmişti sonuçta.

Tüm dikkatlerin üzerime toplandığını hissettiğimde ciddileşmiştim.

- Mert Hakan. Fazla mutlusun bakıyorum. Bizim de mutlu olacağımız bir önerin varsa söyle de biz de mutlu olalım?

Yöneltilen soruyla daha da keyiflenmiştim.

- Evet. Var aslında. Ben takımın mentalitesinin düşük olduğunu düşünüyorum. Bu takımın psikoloğa ihtiyacı var. Her şey fiziksel başarı değil sonuçta. Öyle değil mi Altay'ım?

Altay konuşmaya başlayınca planlarım tam anlamıyla devreye girmişti artık.

- Oh be. Sonunda benim gibi düşünen biri. Helal be komutan. Bence de mentalite çok önemli abi. Yapalım bir şeyler. Bu takım böyle ilerlemeyecek.

- Ee beyler madem öyle. Var mı aklınızda biri?Bir an önce halledelim madem de düzeltsin bakalım şu takımın 'mentalitesini'.

Sonunda beklediğim cümle yöneltilmişti. Bir heyecanla cevap verdiğimde Altay anında bana dönmüştü.

- Ee, evet var. Altay'ın kuzeni. Masal. Bu işi yapsa yapsa o yapar.
- Yapamaz!

Altay'ın ani yükselmesiyle bütün bakışlar ona dönmüştü.

- Neden yapamasın?
- Yapamaz. Çünkü o artık yurt dışında devam etme kararı aldı. Dönmez buraya. Ben olsam ben de dönmem yani düşünürsek. O yüzden böyle bir ihtimal maalesef yok.
- Vardır ya neden olmasın Altay'ım? Kuzenini mi kıracak aa?

Altay'ın bana olan ters bakışları beni amacıma daha da ulaştırmaya başlamıştı.

- Evet Altay. Konuşabilirsin aslında. En azından bir seçeneğimiz olur.
- Tamamdır abi. Ama siz yine de çok kesin gözüyle bakmayın derim.

Altay odadan çıktığında toplantı da bitmişti zaten.

Keyiften dört köşe olduğumu inkar edemezdim. Yeni bir hikayeye başlıyor gibi hissediyordum kendimi. Masal'ın bana olan inadından bu işi kabul edeceğine adım gibi emindim çünkü.

Hazırlanıp tesislerden çıkmıştım. Altay'ın arabasında oturan Masal'la göz göze geldiğimde göz kırpmıştım. Bana göz devirdiğinde arabama doğru yönlenmiştim artık.

Radyoyu açtığımda çalan şarkı anca bu kadar zamanlamayı tutturabilirdi.

" seni severdim ve sana rağmen
yine severdim, dar ağacı ip boynumda. "

~arkadaşlar sanırım asıl şimdi başlıyoruz ahahajsjdjajs

seni severdim || mert hakan yandaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin