•dinle beni bi'

963 46 9
                                    

mert
nerdesin masal
ne telefonumu
ne kapıyı açıyorsun
bitir artık bu işkenceyi nolur
aç şu kapıyı güzelim

masal
mert
dediklerimde ciddiydim
ben döndüm eskişehir'e
lütfen
uğraşma artık
zamana ihtiyacımız var
sen de farkındasın bunun

mert
ne demek döndüm ya
dalga mı geçiyorsun benimle
dinlemedin bile ya
dinlemedin
geliyorum yanına
konuşacağız

Masal'dan

Evime, özlediğim şehre yeninden gelmiştim ve yine yeni bir başlangıç yapmam gerekiyordu.
O haberden sonra Mert'in yüzünü bile görmeye tahammülüm kalmamıştı. Kafamdaki bu düşüncelerle apartmana girdiğimde çocukluğumun kokusu gelmişti sanki. Evin kapısını açarken arkadan gelen sesle arkaya döndüm.

- Oo küçük hanım.. Sizleri burada görmekte mi vardı yaa  diyen Emirhan'a hemen gidip sarılmıştım.
- Yaa.. Neden öyle diyorsun ki..? Hiç mi aramadık Toköz..? Ayıp ayıp..
- Neyse ne geldin ya..! Özledik be kızım.
- Ben de ben de.. Bir süre buradayım bakalım Emirhan. Özlem gideririz bol bol.
- Kötü bir durum yok dimi psikolog..? Sevmedim bu sesindeki soğukluğu.
- Yok yok. Konuşuruz yine. Gel akşam da oturalım. Uzun zaman oldu. İyi gelir ikimize de.
- Sendeyim başkan akşam. Partiliyoruz o zaman diyip göz kırpmıştık ikimizde.

Akşam Emirhan geldiğinde balkonda oturuyorduk. Her şeyi anlatmıştım. Bu rahatlatmıştı biraz. Emirhan abim gibiydi. Birlikte büyümüştük bile denilebilirdi.
- Evet küçük hanım. Artık hepsini geride bırakıp geleceğine odaklanıyorsun. Hem fena mı oldu bak Eskişehir miss dediğinde gülmeye başlamıştı.
- Evet evet güzel oldu daa sanki bir tat eksik sanki yaa. Nerede o Dorukhan? Sakatlanmıştı en son sanırım. İyi mi?
- İyi iyi İstabul'daydı en son. Aramadı mı hiç? Canım hayırsız kardeşim ya.

Aşağıdan gelen sesle ikimiz de aşağı bakmıştık.

- Kulaklarım anca bu kadar çınlayabilirdi..! Ayıp ayıp..! Kardeşlerin arkasından dedikodu yapılmaz Emirhan Toköz..!
- Ooo hayırsızımız da geldiğine göre kadro tamam..! Hadi hadi çık yukarıya..!

Dorukhan da geldiğinde ekip tamamdı. Gördüğümde özlediğimi hissetmiştim.

- Hiç arayıp sormuyorsunuz Toköz. Oluyor mu böyle ayıp ya..?
- Büyükler aranır büyükler.. Asıl sana ayıp psikolog.
- Büyükmüş hıh.. Yesinler  diyip güldüğümde kolunun altına çekmişti.
- Ee sizi hangi rüzgar attı buraya bakalım..?
- Baya sert bir rüzgar Toköz.. Minik(!) bir aldatılma vakası denilebilir.
- Kim aldattı benim psikoloğumu ya.. Dövelim hemen..!
- Evet evet.. 10 yaşındayız çünkü dövelim hemen.
- Seni üzen şeylere alerjim var diyelimm.. Ee kim bu gerçekten?
- Önemli mi ya..?
- Evet..! 
Aynı anda dedikleri şeyle ellerimi hava kaldırıp sessizce tamam tamam diyip devam etmiştim.
- Mert.. Mert Hakan Yandaş.
- Neee! Ne alaka kızım siz? Buna mı üzülüyorsun gerçekten..? Ona üzülmeye değmez be..!  Hem daha çıtır buluruz psikolog sana diyip pis pis gülmüştü.
- Söylemesi kolay Toköz.. Halledeceğim ama.. İçimde bitmesi lazım artık.
- Sen aklına koyduğun her şeyi başarırsın. Çünkü senin inanılmaz bir gücün var ve sevgin de var dediğinde hepimiz kahkaha atıyorduk artık.

Otururken biri kapıyı alacaklı gibi çalmaya başlamıştı.
- Noluyor ya, gecenin bu saatinde kim bu?!
Emirhan kapıyı açmak için ayakladığında peşinden gitmiştik Dorukhan'la. Kapıyı açtığıyla yere düşmesi bir olmuştu Emirhan'ın. Gelenin kim olduğunu da bu şekilde anlamıştık.

Karşımda duran Mert burnundan soluyordu. Çünkü görmek istediği en son manzara şuan karşısındaydı. Yerden Emirhan'ı kaldıran Dorukhan yönünü Mert'e çevirmişti bir sinirle.

-N'apıyorsun lan sen!? dediğinde tam kafa atacaktı ki son anda tutmuştum Dorukhan'ı.
- Masal.. Sevgilim.. Bu muydu gerçekten ya..? Bunun için mi ya geldin buraya..
- Bu derken Mert? Sen sevgilinle magazine karelerce fotoğraf verince hiç sıkıntı değil, ben arkadaşlarımla evimde oturduğum için olay mı oldu Mert Hakan!?

Elimi tutmaya yeltendiğimde hemen geri çekilmiştim.

- Sakın..! Sakın onun elini tuttuğun ellerle bana dokunma..!
- Ya dinlesene artık beni!! Neden anlamak istemiyorsun?! O tuttu elimi! Ben ona dokunmadım bile! O anı çekmişler sadece! Bu kadar mı güvenmiyorsun ya bana!?
- Yükseltme sesini!! diyen Emirhan'la dikkatini oraya çevirmişti.
- Ya sana noluyor ya?! Sen kimsin, sanane!?
- Abisiyim canım bir sorun mu vardı?!
- Ya tamam kesin! Çık git sende Melis beklemesin daha fazla!  diyip içeriye geçmiştim.
- Ya Masal!
- Duydun canım! Hadi güle güle!

Kapıyı kapatıp geldiklerinde artık sinirlerime yenik düşüp ağlamaya başlamıştım.
- Ağlamayı kesmen için en fazla 5 dakikan falan var küçük hanım Emirhan'ın dediğiyle hem ağlayıp hem gülüyordum şuan.
- Beyler sizden de çok özür dilerim. Burnunda bir şey yok demi Emirhan?
- Yok yok ama bu özür çok saçma başkan. Abiyiz sonuçta yapacağız böyle şeyler.
- Ben tam yapacaktım ya.. Niye tutuyorsun ki kızım beni Dorukhan'ın dediğiyle ters bakışlarım ona dönmüştü.
- Bir de senin burnunla uğraşsaydık demi Dorukhan..
- Dorukhan'a bir şey olmazz. Ama sen ağlamayı kesmezsen psikologlara ne olur hiç bilmiyorum.
- Ya tamam tamam sinirlerim çok bozuldu. Her şey yolunda merkez sorun yok diyip gülmüştüm.

~komutan
beni dinlemeden
gram hareket etmiyorum bir yere
hadi bakalım psikolog.

                         ~ne bir günde üç bölüm mü?

seni severdim || mert hakan yandaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin