Yatakta olduğum yerde dönüp, bir kolumu yatağın diğer tarafına attığımda boş yastıkla karşılaşmamla gözlerimi araladım.
Sağıma soluma baktığımda Nil'in olmadığını görmemle içime bir korku doldu. Yataktan hızla çıktığımda kendimi odanın dışına attım.
Koşar adımlarla merdivenlerden inerken, bileğimdeki sargıyı bile unutmuştum.
Mutfaktan gelen seslerle hızla oraya ilerledim. Mutfağa girdiğimde, olduğum yerde dondum.
(Temsili)
Nil, Akın Bey ile ne olduğunu anlamadığım bir şeyi çırpıyorlardı.Kızım, dayısı ile yemek yapıyordu. Ve ikisi de bunun farkında değildi...
Dün gece, Nil'in uykusu dağılmadan tekrar uyutmuş, bütün gece sessizce ağladıktan sonra yorgun düşüp, uyuya kalmıştım.
Gece kollarımda uyuttuğum kızımı, sabah olduğu yerde bulamamak beni korkutmuş olsa da, karşımda gördüğüm görüntü ile tüm korkum uçup gitmişti.
Beni ilk fark eden Nil olmuştu. "Günaydın abla." Nil'in sesiyle, Akın Bey de gülen yüzüyle bana döndü.
Ben de Akın Bey'e gülümsediğimde, "Günaydın gülüm." Demesiyle, gülüşüm yavaş yavaş silinmişti.
Dünkü kıza da 'gülüm' demiştiniz, Akın Bey. Kaç tane gülünüz var acaba? Hayır yani bilelim de...
"Günaydın." Diye mırıldandım.
Akın Bey, sesimden bir şey olduğunu anlayıp kaşlarını çok hafif çatsa da, gülüşünü soldurmamıştı.
Ondan gözlerimi çekip, çenesine un bulaşan Nil'in yanına gittim, gülümseyerek. Çenesindeki unu baş parmağımla silerken, "Beni neden uyandırmadın?" Diye sordum.
Çok korkmuştum. Nil'in nerede olduğunu, nasıl olduğunu, her dakikasında ne yaptığını bilmemem beni korkutuyordu. Her anını bilmem gerekiyormuş gibi...
Belki de bu yanlıştı. Kızım bile olsa, bu kadar kontrolüm altında olması doğru değildi belki ama elimde değildi. Her an ona bir şey olabilir korkusu peşimi bırakmıyordu.
İlk bayıldığı zamanı hatırlıyorum... Hastalığını öğrendikten birkaç hafta sonra onu odasında, yerde baygın bulmuştum.
O gün onu nasıl kucakladım, nasıl koşarak merdivenlerden inip dışarı çıktım, nasıl hastaneye götürdüm? Hatırlamıyorum.
Doktoruyla konuştuğumda; bayılmasının, vücudunda morluklar oluşabilmesinin bu hastalık sürecinde normal olduğunu, ilerleyen zamanlarda bacaklarının aksamasını hatta bacaklarını hissetmeyebileceğini de öğrenmiştim.
Daha önce hiç bacağını hissetmeme gibi bir durumu olmamıştı ama birkaç kez bacağı ağrıdığı için zor yürüdüğü oluyordu.
İlerleyen zamanlarda bacağının ağrısı hiç geçmeyecek ve sürekli aksayarak yürüyecekti... Tabii uygun ilik bulunup, tedavi olmazsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönül Işığı
Teen FictionBaşarılı bir iş insanı Melin Eldem. 8 yaşında ailesini kaybedip, başka bir aile ile büyüdü. 20 yıl sonra gerçek ailesi karşısına çıkarsa ne olur? -Abilerim kitabı. -Aşk var. -İlerleyen zamanlarda abilerin ilişkileri olacak. -+18 -İlk başlarda aileye...