Bu bölüm biraz fazla uzun olacağından, sizin de kararınızla, sizi bekletmemek adına kısım kısım paylaşacağım, 2. Kısım ne zaman gelir bilmiyorum henüz yarısını bile tamamlayabilmiş değilim. Yazar yazmaz paylaşırım, keyifli okumalar 💙
~~~
"Anaammmm yanıyom anammm!" Annem elindeki yanık kremini abimin kızarmış yüzüne özenle sürerken Yaman abim böğürerek isyan ediyordu. "Sizin gibi kardeşlere yazıklar olsun bee! Hele sen anne... Hele sen... Hadi babamı geçiyorum, o zaten yaşlanmış, adını hatırlamıyor daha. Peki sen? Sen bunları görünce hiç mi sormadın benim en yakışıklı oğlum nerede diye? Yazıklar olsun hepinize! Ağğğ yanıyooğğmmm."
Koltukta oturmuş, alt dudağımı ısırarak gülmemi durdurmaya çalışıyordum. Çok üzülüyorum haline ama tipine gülmeden de edemiyorum.
Adamı resmen gömmüş, bir de üstüne güneşin altında öylece unutup eve gelmiştik! Bizi 40 yıl affetmese hakkıdır.
Neyse ki bizden sonra birkaç küçük çocuk abimi görmüş ve önce dalga geçmiş, ardından yüzüne şapka atıp, abimi kumdan çıkarmadan orada bırakıp gitmişler. Akşama doğru ise bir çift abimi görüp kurtarmış. En azından yüzü çok fazla yanmamıştı, çocukların da hakkını yememek lazımdı.
"Anne-" Kelimenin sonunda gülecektim ki zor tuttum kendimi. Biraz daha ciddileştiğimde konuşmaya devam ettim. "Böyle olacak gibi değil, baksana kıpkırmızı olmuş yüzü. Hastaneye götürelim en iyis-" Yaman abim cümlemi bitiremeden sertçe kesti.
"İstemez!" Canı yandığı için yüzünü buruşturarak devam etti konuşmasına. "Siz kesin beni orada da unutursunuz."
Gülme, Melin! Gülme çok ayıp. Abin o senin gülme!
Kafasını sırtıma gömmüş, kolumu sıkarak kıkır kıkır gülen Yalın abimle kahkahamı tutmak daha da zorlaşıyordu.
İki saattir telefonda gülümseyerek mesajlaşan Akın abimin kaşları telefona gelen yeni bildirimle hafifçe çatıldı.
Dikkatimi Akın abime verdim. Ne olmuştu da birden gülen yüzünün yerini sıkıntı dolu bakışlara bırakmıştı?
Telefonu kapatıp kenara koyduğunda, "Melin haklı, hadi kalkın hastaneye gidelim." Dedi.
~~~
Hastane koridorunda oturmuş, Yaman abimi bekliyorduk. Biz niye maaile gelmiştik? Oturmaktan sıkılıp, ağrıyan gözlerimi kapattığım an kolumda hissettiğim dokunuşla kafamı yanımda oturan Akın abime çevirdim.
"Hadi gelin bir kan tahlili verelim." Neden?
"Ne gerek var abi? Ben zaten düzenli olarak kontrole geliyorum." Dedim.
Akın abim diğerlerine kısa bir bakış atıp önüne döndü. "Abim haklı, hastalığın nerede ne zaman geleceği belli olmuyor. Hadi gelin bir kan verelim, ölmeyiz ya." Diye destekledi, Aral abim.
"Peki."
~~~
Arabadan inmiş, yol boyu bize onunla ilgilenen hemşireyi hayranlıkla anlatıp duran Yaman abimi arkamızda bırakarak eve ve hatta odalarımıza çıkmıştık.
Ne yorucu bir gündü...
Kıyafetlerimi değiştirip yatağa geçtiğimde kapı tıklatılmadan açılmıştı. Gelenin Nil olduğunu görmemle yerimde dikleşip yanıma gelmesini bekledim.
"Nil... Gel kızım."
Gerçekleri öğrendiğinden beri ilk defa kendi isteği ile yanıma geliyordu. Sanırım artık birbirimize verdiğimiz süre dolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönül Işığı
Teen FictionBaşarılı bir iş insanı Melin Eldem. 8 yaşında ailesini kaybedip, başka bir aile ile büyüdü. 20 yıl sonra gerçek ailesi karşısına çıkarsa ne olur? -Abilerim kitabı. -Aşk var. -İlerleyen zamanlarda abilerin ilişkileri olacak. -+18 -İlk başlarda aileye...