15. Bölüm

11K 778 106
                                    

(medya: Nilay)

~~~

Karan'dan

Hastaneden çıktıktan sonra Melin'i mahalleye bırakmış, biraz yalnız kalıp düşünmek için tepeye gitmiştim.

Parmaklarımın arasındaki sigarayı denize karşı içerken, bir yandan da kara kara düşünüyordum.

Baba olmuştum! Kız babası olmuştum...

Bunu Melin'den duyduğum ilk an kalbimin durduğunu hissetmiştim.

Dünya bir an için durmuştu.

Ben baba olmuştum.

Melin'in, sevdiğim kadının annesi olduğu bir çocuğun, minik bir kızın babası olmuştum.

Melin bunu söylediği ilk an, kalbimdeki bir odacığa minik bir kız çocuğu yerleşmişti.

Yıllar önce hayal kırıklığı ile gittiğim bu şehire geri döndüğümde, Dünya'nın en mutlu adamı olacağımı bilemezdim.

Mutluyum... Mutluyum ama eksiğim.

Kahkahalarla gülmek istiyorum ama kalbimde bir sızı buna engel oluyor.

Kızım... Nil'im... Yaralı bebeğim...

Melin bilmeden, kızımıza, halasının isminden bir parça taşımasını sağlamıştı...

Hastanede doktordan, kızımın hastalığını en ince ayrıntısına kadar öğrenmiştim.

Minik kızım, küçük bedenine yakışmayan morluklar taşıyordu.

Kalbimdeki sızı, Nil iyileştiğinde bile geçmeyecekti.

Ben dün gece gördüğüm o morlukları, o morlukları gördüğümde hissettiğim duyguları ömrüm boyunca unutmayacağım.

Aklıma dolan kötü ihtimallerle kafamı iki yana sallayarak kurtulmaya çalıştım.

İyileşecek benim kızım!

Aklıma düşen kara gözlerle yüzüm saatlerdir ilk defa gülümsedi.

Cebimden telefonu çıkarıp, dün gece Melin'in attığı, beni yangınlara sürükleyen fotoğrafı açtım.

Gece lambasından dolayı daha da koyu duran kara gözleri uzun uzun inceledim. İç çekerek işaret parmağımı Melin'in güzel yüzünde gezdirdim.

Fotoğrafa baktıkça yüzümdeki gülümseme daha da büyüyerek kahkahaya dönüştü.

Dün gece sadece kızımın ve Melin'in aynı karede olduğu bir fotoğraf istemişti lakin benim yaramaz kızım, aklımla oynamayı fazla sevdiğinden bu kışkırtıcı fotoğrafı atmıştı.

Bir de beni daha da zora sokmak için indirdiği o tek askısı yok mu...

Gülüşüm yavaş yavaş solarken, karşımdaki esmer teni arsızca süzdüm.

Geceliğin üstünden taşan dolgunluklar gözüme çarptığında, dudaklarımı yaladım. Sütyen giymediğinden dolayı geceliğinin altından belli olan tomurcuklar akla zarardı.

Çıplak fotoğrafını atsaydı bu kadar tahrik olmazdım!

Beni ne hale sokacağından haberi olmadan alt dudağını dişleyip, kameraya arsız arsız bakmıştı.

Kendimi sana affettireceğim, Melin'im.

Duyduğum ayak sesiyle telefonun ekranını kapatıp arkamı döndüm. Akın yüzüme bakmadan gelip yanıma oturdu. Hiçbir şey söylemeden denizi seyretmeye başladı.

Gönül IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin