14. Bölüm

12K 771 134
                                    

(medya: Sare)

~~~

Kollarımı göğsümün altında bağlamış, yatakta boylu boyunca uzanan Karan'ı ve ona serum takan aile doktorumuzu izliyordum.

Yusuf Bey çantasını toplayıp karşıma geçtiğinde, "Açlıktan ve yorgunluktan halsiz düşmüş. Biraz dinlensin, hiçbir şeyi kalmaz." Diye açıkladı, Karan'ın durumunu.

Yusuf Bey'i uğurladıktan sonra Karan'ın yanına, yatağa oturdum.

O tepede hamile olduğumu söyledikten bir süre sonra bayılmıştı. Tek başıma koca adamı taşıyamayacağım için Ferit'i arayıp çağırmıştım.

Karan'ı hastane yerine eve getirip, misafir odasındaki yatağa yatırdıktan sonra aile doktorumuz Yusuf Bey'i çağırmıştım.

Yusuf Bey gelene kadar Ferit, Karan'ın yağmurdan ıslanmış kıyafetlerini, Tunç'un her zaman ne olur ne olmaz diye benim evimde de bıraktığı kıyafetleriyle değiştirmişti.

Elimi Karan'ın yüzüne götürüp yeni tıraş olmuş yüzünü sevdim. Parmağımı önce kaşlarında ardından göz kapaklarında gezdirdikten sonra elimi saçlarına çıkarıp, parmaklarımı kısa saçlarının arasından geçirdim.

Kafamı yana çevirip duvardaki aynaya baktım. Gözlerim ağlamaktan kızarmıştı. Kıyafetlerimi hâlâ değiştirmemiştim ve önü dantelden olduğundan hâlâ ıslaktı. Makyajım bozulmuştu ve bitik haldeydim.

Karan'ı orada, o tepede öyle boylu boyunca baygın görmek beni çok korkutmuştu. Hâlâ ellerim titriyordu korkudan.

Kafamı içimden gelen garip bir dürtüyle Karan'ın boynuna gömdüm.

Bir süre böyle durmaya ihtiyacım var.

Gözlerimi kapatıp, elimin altındaki saçlarının yumuşaklığını hissettim.

Burnumu boynuna iyice yaklaştırıp derin derin kokladım. Kokusunu aldığım an burun direklerim özlemle sızladı. Gözümden akan yaşlarla, akan burnumu çektim.

"Umarım omuzuma değen ıslaklık düşündüğüm şey değildir." Karan'ın yorgun çıkan sesiyle kendimi hızla geri çektim.

Uyanmıştı. Buz mavisi gözleriyle beni izliyordu. Gülümsedi. Elini yavaşça kaldırıp, hâlâ saçında olan elimin üstüne koydu.

Elimi kendime çekecektim ki, buna izin vermeyerek elimi iki eliyle kavradı ve avuç içimi öptü.

"Korkuttum mu seni?" Diye sordu. Güldü halsizce. "Açlıktan bir an o tepede, 'hamileydim' dedin sandım." Gülümsemesi daha çok büyürken, yüzümde ne gördüyse yerinde hızla dikleşip, sırtını yatak başlığına dayadı. "Nasıl?"

Kafamı yana çevirip gözyaşlarımı sildim. "Öyle..." Dedim, yüzümü tekrar ona çevirdikten sonra. "Sen beni terk ettiğinde, ben hamileydim."

Gözleri doldu. Dudakları aralandı. Bir şey söylemek istedi ama cesaret edemedi. Beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Saçlarımı okşarken, yatıştırıcı bir sesle konuşmaya başladı. "Özür dilerim. Bunun telafisi yok, biliyorum. Sana bu konuda hiçbir şey söylemeye hakkım yok, sonuçta ben yoktum ve sen bu sorumluluğu tek başına almak zorunda değildin. Seni anlıyorum." Ne? "Üstelik henüz daha 20 yaşında genç bir kızdın, çocuğu aldırdığın için kimse sana kötü bir şey söylemeyez. Bu senin kararın." Hayır. Yanlış anladı.

"Karan..." Diye fısıldadım. "Ben... Çocuğu doğurdum." Saçımı okşayan eli durdu. Omuzlarımdan tutup dan diye ayırdı beni kendinden. Gözlerime şaşkınlıkla baktı. Yutkundum. "Nil. Benim kardeşim değil, kızım." Gözlerine baktım. "Kızımız." Bana hâlâ aynı şekilde bakmaya devam ediyordu. "Yani... Çocuğu aldırdığımı düşünmekte haklısın. Eğer daha erken öğrenseydim hamile olduğumu, 1 dakika düşünmez, aldırırdım. Öğrendiğimde 3 aylık olmuştu. Hâlâ aldırma şansım vardı ama bu çok riskliydi benim için. Cesaret edemedim." Dilimle kuruyan dudağımı ıslattım. "Genç yaşımda anne olmak istemedim. Eğer yanımda sen olsaydın, aldırmayı da düşünmezdim ama işte..." Daha fazla konuşamadım. Hâlâ bir tepki vermemişti. Tekrar bayılmasından korkuyordum. "Karan iyi misin? Lütfen kendini bu konuda sorumlu hissetme. Nil'e babalık yapmak zorunda değilsin." Güldüm alayla. "Ki, istesen de yapamazsın zaten. Henüz benim annesi olduğumu bile bilmiyor." Hâlâ bir cevap vermemesiyle alt dudağımı ısırdım, stresle. "Sonuçta bir çocuğun olduğunu bile bilmiyordun. Aldırmamı isteyebilirdin. Doğurmak, her ne kadar aldırmak için geç kalsam da benim tercihimdi." Gözlerimi sıkıca yumup, "Karan artık bir cevap verir misin? Sen cevap vermedikçe açıklama ihtiyacı hissediyorum ve konuştukça saçmaladığımın farkındayım. Cevap ver lütfen." Dedim.

Gönül IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin