23. Bölüm 2. Kısım

8.3K 530 76
                                    

Yazması yorucu bir bölüm oldu, keyifli okumalar 💙

~~~

Bugün ki planım eve geçip akşam için hazırlık yapmaktı lakin işten önemli bir telefon almamla şirkete geçmiştim.

Şirkette kimseye, kendime de dahil hiçbir şey belli etmeden layıkıyla işimi halletmiştim. Şirketten çıktığım an modum da düşmüştü.

Eve geldiğimde hâlâ sakinleşebilmiş değildim. Akşam Özen ailesi yemeğe gelecekti ama oğulları beni aldatıyor olabilir ve ben onlara karşı nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum.

Karan mevzusunu kafamda geri plana atmaya çalışarak odama çıktım ve üstüme rahat kıyafetler giyindim.

Telefonuma gelen mesajla tebessüm ettim. Nil, Şenay Hanım'ın geçen gün annem ile yaptığımız böreği çok beğendiğini ve tekrar tatmak istediğiyle ile ilgili bir mesaj atmıştı.

Mutfağa geçmeden önce, ben yemek yaparken evi temizlemeleriyle ilgili yardımcılara direktif verdim.

Mutfağa geçtiğimde bir kaç çalışanımın şaşkın bakışlarını görmezden gelerek gerekli malzemeleri çıkarmalarını istedim.

İstedim de... E ben bu böreği nasıl yapacaktım?

Hemen annemi aradım. Böreğin tarifini istediğimde kendisi yapıp getirebileceğini söylese de kendim yapmak istiyordum.

Her şey tamamdı da, ben o hamuru nasıl o kadar ince açacaktım?

Hazır kullansam olmaz mı diye sorduğumda bir güzel azarımı yemiş, telefonun da yüzüme kapanmasıyla işe koyulmuştum.

Aşçım kendi tarafında, seçenekleri ona bıraktığım yemekleri yaparken, ben ona bulaşmadan kendi işlerimi yapmaya çalışıyordum.

Kendisi çok yetenekli bir aşçıydı lakin tek sorunu fazla huysuz olmasıydı. Çalışırken asla ona bulaşmamam, eşyalarına dokunmamam gerekiyordu. Şuana kadar hiç yaşanmamıştı ama yaptığı yemeğe kötü olmuş ve ya tuzu eksik derseniz bile ağzınızın payını bir güzel verebilirdi.

Çalışanlarımdan bana karşı çıkabilen tek kişi kendisiydi. Normalde başkası olsa şimdiye çoktan kovmuştum... Eğer fazlasıyla yetenekli olmasaydı...

"Oldu sanki?" Burnumun üstüne gelen tek tel saçımı unlu elimin tersi ile çektiğimde, açtığım yufkaya tuhaf tuhaf bakan yardımcılarım ufak bir kıkırtı çıkardılar.

Bir tanesi eline peçete alıp yanıma gelerek burnumun üstünü sildiğinde, diğerleri hâlâ yufkaya umutsuz bakışlar atıyordu.

"Sanki ortadaki delik biraz fazla büyük gibi...?" Dedi korka korka, genç olan.

"Sağ köşe de diğerine oranla fazla mı kısa olmuş?" Dedi, orta yaşlı yardımcım.

"Bu yufkanın daire olması gerekmiyor muydu? Niye üçgene benzeyen dikdörtgen olmuş?" Dedi, az önce burnumu silen.

Omuzlarım git gide çökerken ağlamak istiyordum. Bu 7. Denememdi ve kollarım kopmuştu. Saat git gide ilerlerken neredeyse akşam olmak üzereydi ve ben hâlâ hamuru düzgün açabilmiş değildim.

"Pes etmeyin ama Melin Hanım, git gide biraz daha iyi oluyor." Dedi, genç olan.

Ona ters bakışlar atıp, "4. den beri aynı şeyi söylüyorsun!" Dedim.

Olmuyor işte! Ben niye beceremiyorum bunu ya? Annem varken ne güzel yapıyorduk...

Oflayıp 8. Ondan sonra 9, 10, 11. Denememi gerçekleştirdim.

Gönül IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin