1

73.9K 1.3K 275
                                    

🦋

Sabah kalkarak elimi yüzümü yıkadım. Hazır sofra kokusu ile merdivenlerden indim. Annem nefis sofra yapmıştı.
"Günaydın Anne"
"Günaydın kızım. Bu gün iş yoktu hani neden kalktın?"

Ağzımda ki lokmayı yutarak masaya oturdum. İşten kovulmuştum. Patronun sapık çocuğu bana sarpıp duruyordu. Zaten bir keresin de kavga etmiştik ama olaylar tam başka tarzda yürüdü.

Müdürün çocuğunu kapının önünde tüm kemikleri kırık bir şekilde buldular. Müdür hemen bana saldırdı. Bana dava açacağını falan dedi. Ama bu çocuğun başı belalıydı kim bilir kime yanlış yaptı da bu hale geldi.

Müdür de bu olaydan beni suçlayıp kovdu. Annemlere demedim ama,2 gündür işsizdim. İstanbul da iş bulmak o kadar da kolay değildi.

"Anne işten çıktım. Maaşı iyi değildi,zaten az veriyordu. Nasıl geçinsin bu ev? Her şey babamın üstümde . Babam da küçük bakkalla ne kadar bakacak bize? O yüzden yeni iş bulacağım." Dedim elim de ki kaynar çayı masaya bırakarak.

"Ah be kızım,zaten seni okutamadık..bi de böyle yük olmayalım sana"

Evet,o kadar okumak istiyordum ki. Hayallerim vardı hepsi yarım kalmıştı. Ama ben yaşayamadım sa kardeşim Ela yaşayacaktı. Daha 16 yaşındaydı.

"Anne söyleme öyle şeyler. Olan oldu. Bak kış geliyor,ev şimdiden buz gibi. Faturalar birikti o yüzden benim hemen çıkmam ve iş aramam gerek." Dedim yanağını öperek.

"Görüşürüz kızım"

Sokağa indiğim de eski evimize baktım. Evet eskiydi yıkık döküktü ama her kes mükemmel yaşayacak diye bir şey yoktu ya.

Bakkalın önünden geçtiğim de babamı gördüm.
"Babaa,görüşürüz"
"Görüşürüz kahvaltı yaptın değilmi?" Dedi azarlar sesle.

"Yaptım"

Hızlı adımlarla mahalleden ayrıldım. Otobuse binerek saçlarımı kulak ardıma geçirdim ve internetten bulduğum iş ilanının konumuna baktım.
Otobusten inerek derin nefes aldım. Açık kahve bir az da sarımtıl saçlarımı kulak ardıma geçirdim.

Önümde duran çocukla gözlerimi devirdim. Yine her sabah yaptığı gibi not göndermiş! Sapık.
Çocuğa aldırmadan geçeceğim sırada önümü kesti.
"Abla ama not?" Dedi kirli elleri ile tuttuğu beyaz notu uzatarak.

"Geri götür"

Akmış burnunu silerek bana baktı.
"Ama abla bana kızarlar?" Dedi masum tavırla.
Notu alarak etrafıma baktım. Ezerek çöp kutusuna attım. Okumak istemiyordum,bu küstah adamda bıkmıştım.

Korkutuyordu beni..

"Açmısın sen?"

Başını salladı. Elinden tutarak bir cafeye girdim. Ellerini yıkadıktan sonra onu masaya oturttum.
Sokakta ne zaman bir çocuk görsem yardım etmek istiyordum.

"Hadi ye, ve bir daha o adam sana not verirse alma tamamı?" Başını olumlu anlamda salladı.
"Tamam" ama alacağını biliyordum.
"Sen ye sonra çık. Benim gitmem gerek tatlım"
Başını salladığın da çantamı alarak dışarı çıktım.

Önümde duran çocuk ile durdum.
"Abla bu not sana" notu alarak param parça ettim.

Sinirden ağlayasım vardı. Eminim beni izliyor şu an adım gibi eminim. İnatçı, ikinci kez gönderiyor çocuğu.

Telefonum çaldığın da bilinmeyen numara olduğunu gördüm. Tereddüt etmeden açtım.
"Alo?" Dedim kısık sesle.
"Notları almadığın da sana ulaşamayacağımı mı düşündün?"

Duyduğum sesle gözlerim şaşkınca açıldı. Telefonu kapatarak numarayı engelledim.
Ellerim korkudan estiğin de beni izliyor düşüncesi daha da gerilmeme neden oldu.

Bu adam tam da korkulacak adamdı.
Ne yapacağı belli olmazdı. Kendi isteği için her kesi ezip geçen biriydi. Kendisini her kezden üstün gören bir bencildi o.

Hızlı adımlarla iş yerine koştum.
"Merhaba, ben Nihan Karaçay iş ilanı için gelmiştim de."
"Buyurun" arkasından bir odaya girdiğim de durdum.

Bir adam vardı.
"Dosyanı buraya koy" dediğin de titrek parmaklar ile dosyayı masaya bıraktım. Adam dosyayı incelediğin de "daha önce iki kez şirkette çalışmışsın. Tecrube yo-" diyerek durdu.

"İsmin Nihan mı?"

Başımı salladım. Adam rahaysızca kıpırdadı. Ne oldu ki?
Dosyayı kapatarak ayağa kalktı.
"Sizi işe alamayız" dediğin de kaşlarımı çattım.
"Ama neden?"
"Lütfen dışarı çıkın"

"Ama-"

"Lütfen!"

Bir şey demeden dışarı çıktım. İçim de ki birikmiş öfkeni kusmak isyiyordum.
Ordan çıktıktan sonra 4 tane iş de aramıştım. Şirketlerde iş bulmak imkansızdı. İsmimi duyan adamları beni kapı dışarı ediyordu.
Anlamıyordum ki ne oluyordu!?

Yorgun bedenimle eve geri döndüm.
Yolun kenarın da oturduğum da istemsizce göz yaşlarım süzüldü. Soğuk rüzgarın etkisin den buz gibi olmuş yanaklarım ısladı.
Burnumu çektiğim de burnuma dolan koku ile kalbimi korku sardı.

Üzerim de yaranan koca gölge ile başımı kaldırdım.

Bu oydu o burdaydı yine!

Amir Han Payidar.




Yok ebenin amı LANSJLAKASJZJZ

Aşk-ı ızdırapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin