2.1 <düzyazı>

7.7K 546 103
                                    

feza: kütüphanenin anahtarı sen de var mı

timur: niye sordun

feza: bu ay ki denemede sonuncu oldum

timur: müdür anahtarını aldı?

feza: yup

ama içinde defterlerim var

onları almam lazım

panodan baktım bu ay sen birinci olmuşsun

timur: geliyorum kütüphaneye

sen de gel hemen

feza: tamam

tebrikler bu arada

timur: teşekkürler

inek demediğin için de teşekkürler

feza: ne demek wkkdkdkfkd

***

Normalde gergin bir insan değilimdir. Tamam, insanlara ters ters bakarım ve bazen de hak ettiklerini düşündüğüm lafları söylerim ama gergin değilimdir. Soğukkanlı ve mesafeli birisiydim yalnızca.

Şimdi gergindim. Tamamen farklı bir sebeptendi gerginliğim ama yine de gergindim.

Merdivenleri tırmanırken Timur'la olabilecek konuşmalarımızı düşünüyordum.

Timur beni geriyordu.

"Selam." dedim boş merdivenlerde. Sesim çatlayınca yüzümü buruşturup tekrar denedim.

"Selam." Sesim tiz çıkınca yumruğumun içine öksürdüm. "Öhö öhö, merhaba!" Kendime tokat attım.

"Merhaba?"

Yerimde sıçrayarak merdivenlerde arkama baktığımda Timur'un merdivenlerin başında mavi gözlerindeki şaşkınlık emareleriyle bana baktığını gördüm.

Bir eli havadaydı. Salladı. "Bana merhaba demedin mi?"

Kendi kendime pratik yapıyordum diyemeyeceğim için karnım kasılarak; "Evet!" dedim.

Sesim yine tiz çıktı. Zihnimde kendime bir tokat daha attım.

"Niye kendine vurdun?"

Gözlerim açıldı. Bir an zihnimdeki vuruştan bahsetti sandığım için bakakaldım.

"Ne?"

"Daha demin yanağına vurdun?" Başını yana eğip merdivenleri tırmanmaya başladı.

"İyi misin sen?"

Tam önümde durduğunda kokusu burnuma dolandı. Timur okulumuzdaki diğer erkek nüfuslarından farklı olarak, ağır parfüm kokmuyordu. Benim gibi sigara da kokmadığına emindim. Timur temiz kokuyordu. Hani yeni yıkanmış nevresim kokusu vardır ya, işte o'ydu tam olarak. Huzurlu bir kokusu vardı. Sanırsınız gelmeden önce yumuşatıcı içinde banyo yapmıştı.

"İyiyim." Önüme dönüp kalan iki basamağı tekte geçtim.

Okulumuzun kütüphanesi en üst kattaydı ve kütüphanenin bulunduğu koridordaki led hep bozuktu. Beraber yan yana kapının önüne yürüdüğümüz sırada utançtan kulaklarım kızarıyordu. Sebebini bile bilmiyordum!

"Defterlerim dedin... Çoğul olduklarından haberim yoktu."

Omuz silktim. "Bir şeyler çizmeyi seviyorum."

Anahtarı yuvasına takıp döndürdü; "Kalabilirlerdi burada."

Kapıyı açıp içeri girdi ve peşinden onu takip ettim. Kitap kokusu her yeri sardığı için kalp atışlarım yavaşladı ve huzurlu bir nefes aldım.

piç [bxb, texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin