-6-

12K 790 219
                                    

Heyecanla koltuğun üstüne çıkmış sinir krizi geçiriyordum. 1 gol yemiştik ve şu an hala atamamıştık. İnancım tamdı elbet atardık da bu kazmalık neydi anlamıyordum.

Sinirle "Senin ayağının ayarını sikeyim. Kale karşında gerizekalı! Allah katına niye vuruyorsun zorun ne!" diye bağırmıştım. Sanki beni duyacaklardı da.

Cem sakinleştirmeye çalışarak "Oğuz sakin oğlum o kadar da önemli değil bir maç kaybetseniz bir şey olmaz değil mi?" demesiyle ona döndüm. Bakışlarım korkutucu olmalıydı sanırım çünkü irkilip koltuğa gömülmüştü.

Yapmacık bir gülüş yakınım "He aynen lan. Bir zeki sensin. Sıkıntı değil kaybedelim sonra da şampiyonluk sıkıntıya girsin. Ulan averajla kazanılan şampiyonluklar varken delirtme beni" demiştim.

Atalay bacağımı tutmuş hafifçe sıkmıştı. "Hadi in aşağı düşeceksin sakin lan" demişti. Ona da ters ters bakmıştım ama bir şey demeye götüm yememişti.

Tam oturduğum sırada gol olmasıyla hevesle ayağa sıçramıştım. Dengemi sağlayamayıp Atalay'ın kucağına düşmüştüm. Ama o anki heyecanla bunu farketmeyip gol sevincimi bağırarak pardon anorak devam ettim.

Yerimde zıplayıp "Gol lan golll" diye tepinmeye başladım.

Atalay kolumu sıkmış beni durdurmaya çalışıyordu. En sonunda gerçekliğe döndüğümde kıpkırmızı olmuş Atalay'a baktım. Hemen yana kayıp özür dilemeye başladım.

"Gerçekten özür dilerim farketmedim. Maç izlerken böyle oluyor bazen farkında olmadan ileri gidiyorum" diye hızlı bir açıklama yapmıştım.

O ise ters ters bana bakıp salondan çıkmıştı. Çıkarken aşırı sinirli duruyordu. Tam arkasından gidecekken bir gol daha gelmesiyle olduğum yerde kaldım.

Gollerin gelmesiyle oyuna odaklamıştım. Kendimi soyutlamıştım. Sonunda maç bittiğinde Atalay da gelmiş eski yerine oturmuştu ama tepkisizdi. Konuşmayı seçerek yerime sindim. Telefonumun çalmasıyla irkilip hemen açtım.

Abimlerin bağırışları arkadan duymamla ablamın aradığını anladım. Ablam "Kazandık lan. İzledin değil mi?" demesiyle sanki o görecekmiş gibi başımı salladım.

Hevesle "Yalnız o İcardi'nin golü neydi öyle. Yağ gibi kaydı geçti be" dememle ablamlar 'Aşkın Olayım' diye şarkıyı söylemeye başlamıştı.

Telefondan bir hışırtı gelmesiyle başka birinin telefonu aldığını anladım. Kaya eniştem "Abarttı bunlar söyle de sussunlar" demesiyle ben de gülmeye başlamıştım. Garibim bir Beşiktaşlı olarak aralarında kalmıştı.

Ardından ablamın "Kes çeneni kes kes kes" demesiyle kahkahayı basmıştım. Kaç yaşına gelirse gelsin değişmezdi bu.

Kaya'nın "Ben kesicem şimdi gel buraya" demesiyle ablam "Abi!" diye çığlık atmış ve telefon kapanmıştı. Klasik bir maceraydı bizim için.

Telefon orta sehpanın üzerine koydum. Ortam aşırı sessizdi. Benim yediğim halttan olduğunu düşünerek hiç tepki vermemeye çalıştım.

Sessizliği bozan Cem olmuştu. "Bak kazandınız ne güzel sevindim" demesiyle Barlas hızla ona döndü.

"Ha yani bizim kaybetmemiz iyi oldu" demişti. Cem ise paniklemiş bir şekilde "Barlas abi hayır yani şey evet yani ona sevindim sana üzüldüm" demişti.

Ben ise bu tepkiye gülmüştüm. Kimsenin farketmediğini düşünürken Atalay ile göz göze gelmemle hemen susmuştum. Atalay gözlerimin içini görmek istercesine dikkatli bakıyordu.

En sonunda "Hadi gidelim geç oldu" demesiyle, Tunç "Abi dur daha maç yorumu var" demişti.

Atalay anlık olarak sesini yükseltmiş ve "Git lan evinde izlersin" demişti. Yükselen sesle olduğum yerde sıçarmıştım.

Atalay boğazını temizleyip. "Eyvallah, teşekkürler biz kaçıyoruz" demiş ve gerçekten kaçar gibi gitmişlerdi. Ben ve Cem olayın şokundaydık.

Etrafı toplayıp oturmuştuk. İkimiz de birşeyler sormak istiyor ama susuyorduk.

Ben sessizlikten bunalıp en sonunda "Sence Atalay'a özür dileyen bir mesaj atayım mı?" demiştim.

Cem ise hafifçe gülümseyip "Bence evet. Sonuçta resmen mahallenin abisinin, adamın kucağında zıpladın durdun" demişti

Hızlıca itiraz eder gibi "Farkında değildim!" demiştim.

Cem de "Ama bu yaptığın şeyi değiştirmiyor" diyip susmuştu. Yine bir sessizlik olmuştu.

Dayanamayıp "Çıkar ağzındaki baklayı" demiştim.

"Barlas abi dediğime çok kızdı mı acaba. Özür dilesem mi?" demişti

"Bunun için özür dilemen gerektiğini düşünmüyorum. Maç sonunda gergin olduğu için tavrı biraz sertti bence. Bekle 1-2 gün olmadı yazarsın" demiştim.

Biraz daha muhabbet edip odalarımıza çekildik. Şimdi ise ben Atalay'a yazacağım mesajı yazıp yazıp siliyordum. En sonunda doğru düzgün bir mesaj olduğundan emin olup gönderdim.

Oğuz: Bugünkü tavrım için çok üzgünüm. Gerek bağırmam olsun gerek de üstüne düşmem olsun. Maça odaklanmış olsam da onu yapamamalıydım. Umarım bir daha izlemeye gelirsiniz. Bir dahakine daha dikkatli olacağıma söz veriyorum.

Attıktan sonra bir süre cevap bekledim ama gelmeyince kendimi uykunun kollarına teslim ettim. Yarının bana ne getireceğini bilmeden.




ŞANS KAFE  -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin