-35-

5.8K 414 49
                                    

Gördüğüm silüet ile tepsi yeri boylamıştı. Atalay canlı kanlı bir şekilde karşımda duruyordu. Uzun zamandır içimde bastırdığım hislerim ise gün yüzüne çıkmak için yırtınıyordu.

Gözümden bir damla yaş akmış "Hayır hayır. Bu bir rüya böyle bir şey yok. Uzun zamandır durmadan çalıştım ondan" diye mırıldanmaya başlamıştım.

Dediklerimi anlayan Barlas ise "Hayır Oğuz gerçek" demiş ve gülümsemişti.

Barlas bunu diyince kendime gelmiştim. Öfkem gün yüzüne çıkarken hırsla Atalay'a doğru yaklaştım. Ama yaklaşırken farkettiğim şeyler nefesimi kesmeye gitmişti.

Endişeyle yanına koştum. "Atalay ne oldu sana? Kim yaptı bunları sana? İyi misin? Hastaneye gittin mi?" diye sordum endişeyle. Atalay ise zorlukla gülümseyip "Ben iyiyim bebeğim" demişti dolu gözlerle.

Dolan gözlerini görmemle benim de gözlerim dolmuştu. Güzel yeşil gözleri kıpkırmızı olmuştu. Elmacık kemikleri ise mosmordu. Dudağı ve kaşı patlamıştı. Kolu sargılı duruyordu. Yüzünde bir çok morluk kızarıklık vardı. Kollarının gözüken kısmında bile kızarıklık, morluk ve dolu yara izi vardı.

Gözümden akan yaşlara engel olamıyordum. İncitmekten korkarak elimi yavaşça yanağına koydum "Atalay'ım kim yaptı sana bunu? Ne oldu sana be orman gözlüm?" diye sordum.

Atalay ise yanağına koyduğum elim ile mayışmış ve hemen gözlerini kapamıştı. Hüzünlü bir gülümsemeyle "Boşver Oğuz'um geçti her şey. İyiyiz artık" demiş ve aniden bana sıkıca sarılmıştı. Kulağıma "Geçti sevgilim. Şimdi sen yanımdasın o yüzden her şey geçti" diye fısıldadı.

Bunu demesiyle benim ağlamam şiddetlenmişti. Üç aydır içime gömdüğüm duygular bir anda boşalmaya başlamıştı. Bir süre orada kalıp öylece sarılarak ağlamıştık. Daha sonrasında ise gölge bir yer bularak oraya geçip oturduk.

Kimse konuşmuyordu. Cem ver Barlas gülerek bize bakıyordu. Atalay ise gözünden akan yaşlar ile beni izliyor bir yandan da öpüp duruyordu.

Daha fazla dayanamayıp "Neler oluyor? Gerçekten anlamıyorum?" diye sordum.

Atalay derin bir nefes aldı. "Babamlar öğrenmiş. Kavga ettik. Abim ve babam tiksindi benden. Bu üç ay boyunca herkesi bir şekilde oyalamışlar. Ama Oğuz'um ben böyle bir şerefsizlik yapmam biliyorsun. Seni seviyorum!" dedi sonlara doğru titreyen sesi ile.

Hala anlamaya çalışarak "Ama Atalay bana ağır laflar ettin sövdün. Bırakın dedin..."  diye konuştum.

Atalay ise elimi tutup okşadı. "Oğuz'um öğrendiklerinde babamlar dövdüler beni. İki gün boyunca ise abim babam devam etmişlerdi buna. O sırada söyledim. Abimse bir şekilde almış sesi ayarlamış. Barlas daha sonra çok aramış beni. Ama üç ay boyunca odama kitlediler bir şekilde çıkamadım" dedi.

Başını eğip utanır gibi "Koskoca adamım ama evden çıkamadım. Ne zaman kaçsam yakaladılar evire çevire dövdüler. En sonunda abim seninle tehdit etti beni. Senin gittiğini bilmiyordum. Ama mahallede şişler seni diye korktum daha akıllıca bir çözüm yolu aradım" dedi.

Daha sonrasında yeşil gözlerini kahvelerime kitledi ve gülümseyerek "Böylece bulabildim. Üç ay sırayla dövdüler. İlaç verdiler ki düzeleyim diye. Ama bir yol buldum. Kaçtım. Cem'e gittim anında. Senin gittiğini bulamadığını söyledi. Ben de ablanı aradım. Bir bahane sundum verdi anında. Sonraki gün de Cem aradı seni. Ben arasam açmazdın belki o yüzden ona arattım" diyerek açıkladı kendini.

Masumca ağlamaktan kızarmış ve şişmiş gözlerimi ona dikerek "Başka biri yok yani?" diye sordum. Atalay ise gülümseyerek "Hayır yok" dedi.

Emin olmak istercesine "Nişanlı değilsin? O kıza deli gibi aşık da değilsin?" diye sordum. O ise aniden dudağımdan öpmüş "Tek aşkım sensin. Başka açıklama istiyor musun?" demesiyle hızla 'hayır'anlamında kafamı salladım.

Atalay sıkıca bana sarıldı. "En boktan üç aydı..." dedi.

Aklıma gelen şeyle hızlıca ondan ayrıldım. "Kim? Kim söylemiş babanlar?" dedim.

Atalay'ın bu sefer yüz hatları sinirden gerildi. "Bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Bizim fotoğraflarımızı çekmiş. Cengiz diye düşündüm. Sabah gelmeden ona gittim ama o değilmiş. Delireceğim gerçekten!" diyebilmişti.

Cem ise araya girerek "Sen döndüğün zaman bir şekilde araştırıp bulacağız onu. Endişelenme" dedi samimi bie gülümsemeyle.

Atalay ise çekinerek "Doğru zaman mı bilmiyorum ama ne zaman döneceksin?" diye sordu.

Elimi yanağına koyarak "Atalay'ım gitsek sence orada durabilir miyiz ki? Babanlar belli ki seni daha da döverler. Ben gelirim burada kafamdakilerden kaçmak için çalışıyordum ama dönsek ne yapabiliriz?" dedim.

Atalay ise "Biraz burada kalıp düşünelim o zaman sevgilim. Bir yol bulunca da önümüze bakalım. Geçti artık" dedi. Samimi bir şekilde gülümsemiş ve onu onaylamıştım.

Bir süre daha orada oturmuş ardından odalarının anahtarını vermiştim. Murat abi ise bizi gördüğünü söyleyerek ergen çocuklar gibi tepkiler vermişti. Akşam için ise çalışmama görevi vererek beni şutlamıştı.

Ben de ilk defa bu isteğine uyarak Atalay'ın odasına gitmiş ve gece boyu sarılarak yatmıştık. O kötü üç ayından ne o bahsetmişti ne de ben. O üç ay sanki yokmuş gibi davranarak daha sıkı sarıldık birbirimize...




••••••••••
Herkese merhabalarrr! Sanırım ben kaoslu bölüm yazamıyor herkes tahmin etti ayol nzkzjsj. Neyse çok uzatmadım kaosu snksks

ŞANS KAFE  -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin