-11-

10.7K 681 39
                                    

Kaya'nın sandelyeyi düşürmesiyle ablam telaşla ayağa kalktı. "Kaya sakin ol lütfen söz vermiştin" demesiyle Kaya şaşkınca ona döndü.

"Şimdi ne dedin sen?" demesiyle ablam onun şokta olduğunu farketmeyip "Hamileyim" demesiyle Kaya'nın en aptalca sorusuyla şoktan çıkmıştım "Halime değil hamile değil mi? Hani şu bebek gelen hamile?"

Hızlıca ayağa kalkıp ablama sarıldım ve döndürdüm. Ablamın küçük çığlığıyla Kaya kafama geçirmiş ve hızlıca ona sarılmış kafasını ablamın boynuna gömmüştü. Bu görüntü karşısında resmen ne tepki vereceğimi şaşırdım. Ablam oldığu için Kaya'ya kızsam mı yoksa böyle güzel bir aşk için imrensem mi emin değildim.

Kaya'nın ablamın boynundan kafasını kaldırmasıyla ağladığını görmemek anırmaya başlamıştım. Ablamsa saf saf ona bakıp "Kızmadın mı yani?" demesiyle Kaya kaşlarını çattı

"Neden bahsediyorsun sen güzelim?" demesiyle ablam bakışlarını kaçırıp "Çocuk için 2 yıl bekleyeceğiz demiştik." demesiyle Kaya sevgi dolu bir şekilde ona baktı.

"Hiç önemli değil!" demiş sonra da bana dönüp "Baba oluyorum lan!" diye bağırmıştı.

İkisi de en sonunda özüne döndüğünde ablamın alınganlığının tamamen hormonel olduğunu anlamıştım. Tunç'un dediğinin doğru çıkmasıyla kısaca güldüm.

Kafamı sağa doğru çevirmemle Atalay'ın yüzündeki şaşkınlığı görmemle kafam karışmıştı. Bana net olmadığımı söyleyip kendisinin benden daha karmaşık olması tamamen komediydi. Benim de aklımı karıştırıp duruyordu.

Ablamla Kaya'nın sevinci bitmesiyle yerine oturmuş ablam da bana bakıp "Hadi bi koşu meyve tabağı iste" demişti. Tam itiraz edecekken "Ablaya hayır denmez hele hamile ablaya aslaaa" demesiyle ağzımı kapamıştım.

Geldiğimizden beri yerinden kımıldamayan Cem hızla ayağa kalkmış "Ben! Yani ben giderim Gece abla" demesiyle ablam kraliçe edasıyla onaylamıştı.

Cem giderken arkasına takılan Barlas ile aklımda tilkiler dolanmaya başlamıştı. Zamanında askerdeyken sürekli sevgilisini özleyen Cem'in aldatıldığını öğrendikten sonra o işlerden elini çektiğini biliyordum. Ama şu anki hislerim tamamen başka şeyler söylüyordu.

Ablamlarla tatlılarımızı yiyip en sonunda Cem'in yarım saat sonra getirdiği meyveleri de yiyip kalktıktan sonra ablamları eve yollayıp biz yürümeyi tercih ettik.

Aynı anda konuşmaya başlamamız ile susmuştuk. Benim "Sen söyle" dememle Cem derin nefes alıp "Sizi tuvalette gördüm" demesiyle olduğum yere çakılmıştım resmen.

Neden bu konuda suçluluk duyduğumu anlamasam da hemen kendimi toparlayıp "Atalay ile konuşmamızı mı diyorsun? Garip bir şeydi" dememle başını iki yana salladı.

"Bence sen hala dönen olayı anlamamışsın. Atalay'ın dediği gibi dürüst olmalısın. Ben senin dostun değil miyim? Ben salak değilim bazı şeyleri görebiliyorum" demesiyle derin bir nefes verdim. İlerideki banklara ilerleyip oturdum. Cem'in de yanıma gelmesiyle artık bir şeyleri açmanın zamanı geldiğini anladım.

"Ben... Bak benden nefret etmeni istemiyorum. Rahatsız olursan da en kısa zamanda gideceğim. Uzun zamandır istedim söylemeyi ama dünyanın düzeni kahrolsun ki söylemekten korktum." demiş ve meraklı gözlerine bakarak "Ben eşcinselim" diye bir çırpıda konuşmuştum.

Gözlerinde beliren o tiksintiyi, o 'çek git lan evimden' demesini, o ağır sözleri beklerken bana sarılarak tüm düşüncelerimi yalanlamıştı resmen. Kendimi tutamayıp ağlamaya başlamıştım.

Cem sırtımı okşayıp "Ağla, rahatlarsın..." demesiyle ağlamam daha da artmıştı. En sonunda sakinleşince Ömür ile alakalı olayları da anlatmam gerektiğine karar verdim. O psikopatın ne zaman geleceği ve olaylrı patlatacağı belli olmazdı. Gözlerim denizin uç noktalarını gözlerken derin bir nefes alıp anlatmaya başladım.

"Benim buraya gelme seebebim bir yandan kaçmaktı. Ömür adında birine aşık olmuştum. Üniversitenin son yıllarına doğru. Ömür de bunun farkındaydı. Kullandı beni. Notlarım için, başka şeyler için. Bense saftım niyetini anlamadım sevdi sandım. Ama bu sevgi değildi bu tamamen çıkar ilişkisiydi. Beni tek başıma bıraktı her seferinde. Manipüle etti. En sonunda farkına varınca uzaklaştım ondan." demiş ve gözümden uzaklaşmak isteyen damlaya veda etmiştim.

"Ama o gurur yaptı. Aşık olduğunu savundu. Onu bıraktım diye aileme söylemekle tehdit etti. Bense korktum. Aileme bu kadar bağlıyken onlardan bu sırrı saklamak zorken onun gidip söylemesinden çok korktum. Bir şekilde tehditlerle devam etti. Ne zaman istediyse ne istediyse onun isteğine göre oldu. Kuklasıydım onun. Ama o 'aşıktı'. Bir yere kadar kabullenmiştim. Ta ki o güne kadar..." diyip susmuştum. İçimdeki öfkeyi bastırmak adına kelimelerimi bıçak gibi boğazıma saplamıştım. Titreyen sesimle devam ettim.

"O gün sabah zorla evime gelmiş ve almış götürmüştü beni. Yürümek istiyormuş. Sonra bana önemli bir haberi olduğunu söyledi. Söyledi söylemesine de" diyip sırıtmıştım.

Kafamı hafifçe Cem'e dönerek "Evlenecekmiş" dedim. Cem ise kırgınlık ve şaşkınlıkla bakıyordu.

"Beni zorla kullanan insan evleniyordı. O an üzülmedim. Mutlu gibiydim hatta. Evleniyor benden uzakta olur diye düşünüyordum. Sonra dedi ki evlense dahi ayrılmayacakmışız. O bana aşıkmış. Anlayamadım ona bunun aşk olmadığını. Denedim anlatmayı. En sonunda bana aşıksa evlenmesin, evlenecek ise bana aşık olamayacağını söylememle yüzüme yediğim yumruk cevabım olmuştu" demiş ve biraz kendimi toparlamaya çalışmıştım.

"Baba olmak istediğini ve 'normal' bir şekilde yaşıyormuş gibi gözükmek istediği için evlendiğini söyledi. Bu sözleri yumruktan daha çok acıtmıştı. Bu sefer sinirlerim bozuldu kavga çıkardım o da bir güzel dövdü beni. Eve gittim en sonunda. Ablam yüzümün halini gördü dayanamayıp anlattım. Tek o biliyor. Daha sonrasında 2 ay kadar evden çıkmadım. Oradan taşındığımı söyledim. Peşimi bırakmadı. En sonunda da sen yazdın ve ben geldim. Ama psikopat beni bulmuş yine. Şimdi de mahalleye yayarım gibi şeyler söylüyor. Bu yayılırsa burada kalamam zaten. Ama sen de öğrenilirse bilmiyor gibi davran o zaman sana da zararım dokunur" dememle Cem sinirle koluma vurdu

"Devrem ne saçmalıyorsun. Zamanında boşuna mı dayak yedim senin için. Ha o ha bu. Her türlü yerim dayağımı. Sen dert etme. Ben yanındayım" demesiyle gülümsedim.

Oluşan kara histen kurtulmak için aklıma gelen şeyle hemen ona döndüm. "Sen ve Barlas, ne iş?" dememle kızarmış bakışlarını kaçırmıştı.

Şaşkınca "Çıkıyor musunuz?" dememle burukça gülümsemişti. "Bilmiyorum. Yani çıkmıyoruz. Eşcinsel olduğumu düşünmüyordum. Ama Barlas buraya taşındığımdan beri yardımcı oldu. Bir süredir bana ne zaman yardım etse içimde oluşan hislerin minnet mi yoksa başka bir şey mi olduğunu anlayamıyorum" demişti.

Kafamı sallayıp "Peki o?" dememle 'bilmiyorum'anlamında kafasını salladı.

"Benden hoşlandığını düşünemiyorum. Eşcinselliği karşı değil biliyorum zamanında korumuştu birini. Ama o öyle değildir. Öyle olsa bile bana karşı hislerinin tamamen kardeşlik duygusuna dayandığını düşünüyorum" demesiyle sırıtmıştım.

"Aman o hisler başka yerine dayanmasın!" dememle koluma vurup "Ne pis bir insansın" diyip gülmeye başlamıştı.

En sonunda biraz kafamızın dağılmasıyla hissettiğimiz rahatlık ile rahat yataklarımızda hayal kurmak için kalkmaya karar verdik.

Giderken burada konuşulanların burada kalacağına dair verdiğimiz söze başkalarının da dahil olduğunu bilmeden eve gittik...

ŞANS KAFE  -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin