3.8

2.5K 145 100
                                    

İlahi Bakış Açısı

"Kızım!" Diyerek Yasin'in boğazını bıraktığı kızına koştu Aylin. Kırılan kapıyı umursamadı bile. O sırada içeriye giren polislerin ardından Arden ve Kaan'da girmişti.

Kaan hemen hastaneyi ararken Arden fazla telaş yapmıştı."Şule!" Diye bağırıp yere çöktü. "Aylin abla neler oluyor? Bunlar kim? Şule'ye ne oldu?"

"Ambulans!" Diye bağırdı kadıncağız sadece. O da şoktaydı. "Ambulansı çağırın nefes alamıyor!"

"Geliyor ablam," dedi Kaan. Sözlerine devam edecekken polis aralarına girdi. "Aylin Hanım, imza için karakola gelmeniz gerekiyor."

Aylin polise döndü. Bakışmaları uzun sürmüştü, çok geçmeden ise Aylin kafasıyla polis beyi onayladı. O sırada içeri ambulans ekipleri girdiğinde Şule'yi sedyeye yatırıp nefes almasında yardımcı oldular. Arden bir an olsun yanından ayrılmamıştı. Kaan ise Kelly ve Katty'den olayı dinlemek ile meşguldü.

"Neler oldu?" Diye sordu ikisine dönerek. "Bunlar kim ve Şule'ye ne oldu?"

"Babası..." dedi Kelly hıçkırarak. "Babası onun velayetini almak istemiş... Sonra polisleri arayınca Şule çok kızdı. Öldürecekti... Ben Yasin amcayı böyle bilmezdim."

Kaan sert bir soluk verdi. Gözleri Safkan'a, ardından arkasındaki çocuğa döndü. Kaşlarını çattı. Safkan'ı üç beş kere Emir'in yanında görmüştü Arden sayesinde. Kelly ve Katty'ye dönerek "Onlar kim?" diye sordu. Kelly ağladığı için düzgün konuşamadı, onun yerine Katty cevap verdi. "Abisi... Safkan. Diğeri de kuzenimiz."

"Ne?" Diye şaşkınca sordu Kaan. "Safkan abisi miymiş?"

Katty sert bir nefes verip, "Öyle..." diye mırıldandı. Kaan onun şaşırmadığını fark etti. Biliyor gibiydi. Bunu sormaktan çekinmedi, "Biliyor muydun?"

Katty ona baktı ve sadece "Evet." Dedi. Suçluluk duygusu tüm bedenini kaplamıştı. Kaan kaşlarını çattı ve "Bildiğiniz halde hiç bir şey söylemediniz ona," dedi. "Ondan bunu sakladınız... Neden?"

Katty gözlerini kaçırıp "Çünkü," diye mırıldandı. "Bunu bizden değil başkasından öğrenmesi gerekiyordu."

_______________________

Hastanede işler normale dönmüştü. Arden Aylin Hanım'ı, Şule'nin annesini, zar zor ikna ederek karakola göndermişti onu belge imzalaması için. Şimdi ise Şule'nin yanında onun uyanmasını bekliyordu.

Elini sımsıkı tutuyordu, asla bırakmak istemiyordu ve bırakmayacaktı da. Şule'nin nefesinin kesilmesi demek kendisinin nefesinin kesilmesi demekti.

Şule'yi belki annesiyle pastanedeyken şans eseri görmüş olabilirdi ama o günden sonra hiç aklından çıkmamıştı.

Şule ve annesi Şule'nin beyaz çikolata krizi tuttuğu bir günde yine bir pastaneye uğramışlardı o zaman. Annesi arabada beklerken Şule parayı alıp direkt pastaneye girmişti. Gözü kimseyi görmemişti, sadece beyaz çikolatalara odaklıydı ama Arden onu oturduğu masadan fark etmişti. Arkadaşlarıyla konuşurken kapının açılma sesini duymuş, öylesine bakmış, gözlerini kaçırmış ve tekrar bakmıştı.

İlk görüşte aşk böyle bir şey olmalıydı.

Şule pastasını aldığında arkadaşları da kalkacaktı. Şule'nin arkasına geçtiklerinde Şule siparişi evine yaptığı için telefon numarasını da vermişti ve Arden böylece telefon numarasını bulmuştu. Aklından asla ona yazmak geçmiyordu. Sadece telefonunda ne olur olmaz diye kayıt etmişti ve biosunda yazan isimle Şule'nin adını da öğrenmişti. Daha sonra instagramda stalk yapmış, fotoğraflarını da bulmuştu. Böyle söyleyince sapık gibi beliyordu ama o sadece aptal bir aşıktı.

BEYAZ ÇİKOLATA | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin